Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Aysun Baransel Isır tarafından GAÜN Hukuk Fakültesi Amfisinde ?Çocuk İstismarı ve Bütüncül Yaklaşım? konulu konferans verildi.
GAÜN Hukuk Topluluğu tarafından düzenlenen konferansta; Prof. Dr. Baransel Isır, çocuk istismarının Dünya Sağlık Örgütüne, Çocuk Hakları Sözleşmesine ve tüm dünyada tanımlanan tanımına göre çocuğun her türlü fiziksel, cinsel, duygusal sömürüye maruz bırakılması ve bundan dolayı da fiziksel, biyolojik, ruhsal gelişiminin sekteye uğraması olduğunu söyledi. Toplum olarak herkesin çocuk istismarı konusunu bilmesi ve farkında olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Baransel Isır, ?Çocuğa yönelik her kötü, olumsuz girişimin istismar olduğunun bilinmesi lazım. Bu yalnızca çocuğun fiziksel bütünlüğüne dokunacak cinsel bütünlüğüne zarar verecek bir girişim, olay değildir. Çocuğun fiziksel yapısına dokunulmadan da birçok istismar gerçekleşebilir. Çocuk Hakları Savunucuları tarafından bu olay gündemde ve farkındalığı oluşmaya başladı? dedi.
'Fiziksel, cinsel ve duygusal istismar bir bütündür'
Çocuk istismarının kavram olarak çocuğun her türlü sömürüye, kötü muameleye maruz kalması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Baransel Isır, ?Fiziksel, cinsel, duygusal istismar hepsi çocuk istismarı tanımına girmektedir. Bunu tanımsal olarak ayırıyoruz ama istismar bir bütündür. Fiziksel bir istismara maruz bırakılan bir çocuğun duygusal bir istismardan uzak kalabileceğini söylemek mümkün değil. Yine cinsel istismara maruz bırakılan bir çocukta her türlü fiziksel ve duygusal istismara maruz kalabilir. Aslında istismar ve çocuk kelimesinin yan yana gelmemesi gereken iki kelimedir fakat maalesef hem dünyada hem ülkemizde istismar yüksek oranda yaşanıyor? şeklinde konuştu.
'Koruma ve önlemeye odaklanmalıyız'
Türkiye?nin 1989?da yılında imzalanan Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi?ne imza atan beş ülkeden birisi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Baransel Isır, 'Biz Atatürk?ün de ilan ettiği ilk Çocuk Bayramına sahip olan bir ülkeyiz. Fakat istismarı önleme ve korumada, istismarla mücadelede çok daha etkin stratejiler belirlememiz lazım. Şu anki durumumuzda yol kat ettik. Bugün en azından tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de istismar olduğunu kabul ediyoruz fakat bu yetmez. Mücadele programları var. Geldiğimiz durumda bunların hiçbirisi yeterli değil. Öncelikle istismarla mücadeleden ziyade mücadelenin koruma ve önleme kısmına odaklanmalıyız. Bunun için de dünyada, ülkemizde uygulanmakta olan, başlanan bir takım işlemler var ama bunları daha efektif daha çözüm odaklı girişimler ve yaptırımlar haline getirmeliyiz' diye konuştu.