Ordu?nun Ünye ilçesinde yaşayan 45 yaşındaki Zekai Göç, babadan oğluna miras bırakılan yüz yıllık eserlerini iş yerinde muhafaza ediyor.
Müze merakının dedesinden babasına, daha sonra babasından kendisine ve çocuklarından torunlarına kadar bir miras gibi yaşatılacağını söyleyen Zekai Göç, 'Biz dört kuşaktır aile olarak bu eserleri muhafaza ediyoruz. Torunlarım da bu eserleri çocuklarımdan sonra muhafaza edecek' dedi.
Zekai Göç şöyle devam etti:
'Bu eserleri dededen oğluna, oğuldan toruna saklamak amaçlı bunları köyümüzden buraya getirip muhafaza ediyoruz. Eskiden kullanılan kağnı arabasını babamızın yanındayken görmüştük. Tarlada ekilen buğdayı ve mısırları bu araç ile eve getirirlerdi. Aynı şekilde kışlık odunları kağnı arabası ile getirilirdi. Yaklaşık 50 yıldır saklıyoruz. Öküz işi bittikten sonra köyden şehre taşındıktan sonra bunları bir tarihi eser olaraktan bunları biz muhafaza ediyoruz. Benim bu müze merakım dedemden babama, babamdan bana geçti. Buradaki ürünleri babam köyde muhafaza ediyordu ve daha sonra buradaki iş yerime getirmek şartıyla herkesin görmesini istedim. Bizden sonraki geçlerin öğrenmesi amaçlı burada bu müzeyi kurdum. Ziyaret etmek için sosyal medyadan arkadaşlarım yazıyorlar. Fotoğraf çekinmek için gelen çok oluyor. Geldiğimiz yeri unutmamak için bu müzeyi yaşatıyoruz. Bize bunu babamız devretti bizde çocuklarımıza, torunlarımıza devretmek istiyoruz bu müzeyi. Eskileri yâd etmek için bu müzeyi buraya kurduk.'
300 yıllık örs büyük dededen kalma
Müzesinde sakladığı ürünlerden en eskisinin 300 yıllık örs olduğunu söyleyen Zekai Göç, 'Bu örs 300 yıllık. Büyük dedemizin arkadaşı Hasan ustadan kalma bir örstür. Büyük dedemden dedeme, daha sonra babamdan bana çocuklarıma ve torunlarıma kalacak. Bizler de bunu tozlu köy evinin bodrum katından bulduk. Babama sorduğumda dedesinden kaldığını söyledi. Bu müzenin en eskini bu örs oldu' diye konuştu.