Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına ilk kez katılan kadın işçi Gülden Görmez, evinin kapılarını basın mensuplarına açtı.
Yeni asgari ücreti belirleyecek komisyonda ilk toplantısında yer alan asgari ücretli iki çocuk annesi Gülden Görmez, gün içerisinde yaptıklarını basın mensuplarına aktardı. Evinin mutfağında girip yemek yapan, odalarını temizleyen Görmez, yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Görmez, ?Doğalgazı 15 gün önce yakmaya başladım. Bu 15 günlük bir fatura. 150 lira gelmiş. 850 lira kira ödedim. Bin lira yaptı. Şimdi kredi taksitim var. 650 lira. Onu ödeyeceğim. Bin 650 lira yapıyor. Ben yol ve yemek ücreti alıyorum, ama işyerinde yemek yiyorum. Çalışma saati içerisinde yemek yemek zorundayım. Para zaten oraya gidiyor. Yol parası da zaten yola gidiyor. Bin 603 liradan ayda elimde 3 lira kalıyor. Kredi ve kiraya gidiyor para. Bu faturaları kredi kartlarımdan ödüyorum. Diğer kartım müsaitse oradan çekip onun asgarisini, oradan çekip diğerinin asgarisini yatırarak böyle yürüyor. Bu krediyi de onun için çektim zaten. Çünkü kredi kartlarım doluydu, artık dönmüyordu. Kredi çekip en azından biraz rahatlayayım istedim. Kriz yönetimi gibi. İyi mi oldu? Hayır iyi olmadı. Şimdi 650 lira hem kredimi ödüyorum, hem de kredi kartımı kullanmaya devam etmek zorunda kalıyorum. Bunu da orada dile getirdim? dedi.
İkinci toplantı da kendisini göz önünde bulundurmalarını isteyen Görmez, ?Çünkü bir tek bu durumda olan ben değilim. Ben herkesin sesi olarak oradaydım. Birçok asgari ücretli de bu şekilde geçiniyor. Kredi kartı olmayan da var, kredi alamayan da var, sadece o parayla döndürmeye çalışan var. İnsanlar çocuklarını okutamıyor. Bırakın okul masraflarını, bu para yetmiyor bile. Servis tutmak zorunda kalıyorlar, okul için başka ihtiyaçlar oluyor. Yani olmuyor, gitmiyor artık? diye konuştu.
Görmez şöyle devam etti:
?Bugünkü yemeğimiz makarna? Daha ne anlatayım ki? Anlatacak bir şey yok. Aslında herkes farkında. Asgari ücretlinin ne kadar sıkıntı çektiğinin herkes bilincinde. Bu sefer farklı bir yerden bakarlarsa bizim sıkıntılarımızı daha iyi anlarlar diye düşündük. İnşallah bu sene güzel olacak diye umut ediyorum. O artık onların duyarlılığına, gerçekten bizi anlayıp anlamadıklarına bağlı. İnşallah 2 bin üstü ve enflasyon oranının maaşa yansımasını istiyoruz. Enflasyon rakamları çok yüksek şu an. Böyle olursa belki biraz iyi olur. Tabii bu yine eksik, ama en azından nefes alabiliriz. En azından çocuğa bugün makarna değil de canı istediği bir şey alabilirim belki. İki oğlum var. Büyük oğlum Balıkesir?de üniversite okuyor. Küçük oğlum da liseyi terk etti. Şimdi onu Milli Eğitim Bakanlığı onaylı bir proje var, oraya yazdırdık. Başarılı olursa hem dışarıdan liseyi bitirecek, hem de aşçılık diploması alacak? şeklinde konuştu.