Yüksek Isıda Rafine Edilen Yağlara Dikkat

Yüksek Isıda Rafine Edilen Yağlara Dikkat

Edirne İl Sağlık Müdürü Ali Cengiz Kalkan, yüksek ısıda rafine edilen yağlara dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek, 'Paketlenmiş ürünlerde zaten donmuş yağ oranı asitlendiğinden çok daha ciddi sıkıntılarımız olmakta. Yüksek ısıda rafine edilen kendi doğal koşullarını aşan her uygulamaya maruz kalan ürünler için bu geçerlidir' dedi.

Yüksek ısıda rafine edilen yağlardan uzak durulması gerektiğini ifade eden Kalkan, 'Paketlenmiş ürünlerde zaten donmuş yağ oranı asitlendiğinden çok daha ciddi sıkıntılarımız olmakta. Yüksek ısıda rafine edilen kendi doğal koşullarını aşan her uygulamaya maruz kalan ürünler için bu geçerlidir. Bir taraftan tatlandırıcılar, bir taraftan koruyucular özellikle et ve et ürünlerinde uzun soluklu kalabilmesi için katkı ürünlerinin uzun yıllarda mide kanseri yapıcı etkisi artık çok basit bilinen gerçeklikler arasındadır. Kimyasal katkı ürünleriyle bir şekilde iç içe girmiş gıdalardan uzak kalmamız gerekiyor. Beslenme tarafımızı doğru sağlık bilgilerinin ışığı altında toparlamalıyız. Yaşama tarafımızı yani spor yapma, vücudu toksinlerinden arındırma, temiz hava, temiz su ortamlarında bulunabilme, temiz gıda tüketebilme, ruhsal açıdan kendimizi iyi edecek aktiviteleri de yapmaktan geri durmamalıyız. Hayat bir bütün, bunun hangi evresini bozarsanız oradan bir zarar alıyorsunuz' dedi.

'Hızlı yeme kültüründen kurtulmamız gerekiyor'

Hızlı yemek yemenin midede ciddi problemler oluşturduğunun altını çizen Kalkan, 'Vücudun öncelikle normal sağlıklı beslenmesinin önündeki engelleri hatırlayacak olursak mesela sindirim sistemi ağızdan başlıyor. Çiğnemeyle ilk sindirim eylemi başlamış oluyor. Hızlı yeme kültüründen kurtulmamız gerekiyor. Çünkü bunun devamında reflü dediğimiz ciddi rahatsızlıklar bizi bekliyor. Sürekli kontrolsüz alınan gıdaları sindirmek için çabalayan mideyi hem yoruyoruz, hem de asit salgısını arttırıyoruz. Bütün bunlara baktığımız zaman fiziksel ve biyolojik açıdan midenin doğru eylem yapmasını engelleyecek olan her şey bizi adım adım kansere yaklaştırıyor. Yani gazlı içecekler, kimyasal katkılı ürünler, gıda boyalarıyla boyanmış içecekler, yüksek ısıda rafine edilmiş içecekler yani aklınıza gelebilecek her türlü katkı ürünleriyle raf ömrü uzatılmış ürünlerin hepsi midemiz için bir zarar içermektedir' diye konuştu.

'Doğal yaşama kültürünü geliştirmemiz gerekiyor'

Çocukları paketlenmiş gıdalarla hiç tanıştırmamak gerektiğini belirten Kalkan, 'En baştan itibaren eğitimle azar azar toplumumuza katılacak artık bir kural gibi katı bir şekilde herkesin kendi hayat sorumluluğunu anlaması sağlanacaktır. Aksi takdirde önümüzdeki süreçlerde farklı bütün alanlarda meydana gelecek olan kanserlerle ülkemizin bütçesinin baş etmesi mümkün değildir. Bu açıdan doğal yaşama kültürünü geliştirmemiz gerekiyor' dedi.

Çocukların sıklıkla tükettiği jelli şekerlerin birçoğunun boya içerdiğini dile getiren Kalkan, 'Birçoğu kimyasal açıdan zararlı ve vücuttan atılması zor olan ürünler. İç organlarımızda, böbreklerimize, karaciğerimizde ve birçok organımızda yerleşip potent olarak kalabilmekte. Yıllar sonra bunlar kendi zarar unsurlarını büyüte büyüte içimizde farklı hastalıklara yol açabilmekte. Yani kesinlikle çocukların tükettikleri ürünler hem sağlık bilgisinin süzgecinden geçirilmeli hem öğretmenler tarafından hem de aileler tarafından bu konunun üzerine düşülmelidir. Hastalıkların başlangıç aşamalarında tanınmaları zor ama tedavileri kolaydır ama yerleştikten sonra tanınması kolay tedavisi zordur. Bunun için koruyucu hekimliğe tekrar dikkat çekmek istiyoruz' şeklinde konuştu.