Bitlis?in Tatvan Devlet Hastanesi, uyku ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla hastane bünyesinde ?Uyku Apne Ünitesi? kurdu.
Tatvan Devlet Hastanesinde kurulan ünite sayesinde uykuda solunumun durması veya duraklaması, uykunun bölünmesine neden olan horlama, boğulma hissi, sabah baş ağrısı, gündüz aşırı uyku hali, dalgınlık, dikkat bozukluğu ve benzeri rahatsızlıkları bulunan hastalar, artık hastanede uygulanacak bir gecelik uyku testiyle şifa bulmuş olacak. Kurulan ?Uyku Apne Ünitesi? ile ilgili bilgi veren Hastane Başhekimi Erdinç Eren, 'Uyku Apnesi' rahatsızlığı olan hastaların artık başka yerlere gitmesine gerek kalmadığını söyledi. Alanında uzman ekip gözetiminde hizmete başlayan ünitenin önemine dikkat çeken Başhekim Erdinç Eren, 'Uyku bozukluğu olan çok sayıda hasta var. Onların tespiti ilimizde yapılamamaktaydı ve gittikleri şehirlerde de çok uzun süreli randevular verilmekteydi. Bu konuda çalışma yaptık ve hastanemizde Uyku Apne Ünitesi açarak, Uyku Apnesi rahatsızlığını ölçen Polisomnografi (PSG) cihazını kurduk. Bu cihaz, uyku ile ilgili çeşitli bozuklukların laboratuvar ortamında kayıt yapılarak tespit etmeye yarıyor. Uyurken horlama veya uykuda solunumun durması yada duraklaması gibi şikayetlerle gelen hastalar artık Uyku Apne Ünitesi?nde değerlendirilecek. Bu hafta itibariyle hasta kabulüne başlamış bulunuyoruz. Bu anlamda bir rahatsızlığı bulunan hastalarımızı hastanemize bekliyoruz' dedi.
Uyku apnesinin, kişinin hayatına olumsuz etkileri olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Pakize Sucu ise, 'PSG, halk arasında, geceleri uykuda nefes durması olarak bilinen ama bizim de uyku apnesi dediğimiz uykuda solunumun durması olarak bilinen hastalıkların tanısını koymaya yarayan uyku testidir. Uyku apnesi olan kişiler, kaliteli uyku uyuyamıyor. Aynı zamanda, dalgın ve dikkat bozukluğu olan kişiler haline dönüşüyorlar. Kişinin gece uyurken nefesinin durması veya duraksaması, horlama, gündüz aşırı uyku hali, gün boyu süren baş ağrısı ve benzeri şikayetlerle bize gelen hastalara PSG testi yapıyoruz' diye konuştu.
Uyku bozukluğunun en çok kısa boyunlu, obez ve küçük çeneli kişilerde görüldüğünü belirten Dr. Sucu, 'Hastanemize başvuru yapan hastaların uyku durumunu öncelikle hastadan ve ardından hasta yakınından dinliyoruz. Hasta gece uyurken nefesinin anlık durması, gündür sürekli devam eden baş ağrısı, sürekli uyku hali gibi durumlar olabiliyor. Bu tür şikayetle gelen hastaları değerlendirmeye alıyoruz ve öncelikle kulak burun boğaz hekiminden görüş alıyoruz. Üst solunum yolunda nefese engel olan bir şey var mı, yok mu diye bakılıyor. Ardından nöroloji uzmanı solunum açısından beyinde bir sorun var mı diye bakıyor. Bu sıkıntıları olan hastalara alanında uzman hekim arkadaşlarımız bakıyor. Bu tür sıkıntıları olmayan hastaları da uyku testine alıyoruz. Hastayı, tüm ihtiyaçlarını giderebileceği ve ses geçirmez olan uyku odasına alıyoruz. Burada yapılan testle en az 4 ile 6 saat arasından kayıt alıyoruz. Cihaza takılı sensörler marifetiyle hastanın vücudundaki kan ve oksijen düzeyi, beyin dalgaları, solunum, kalp hızı, nabız ve vücut hareketlerini ölçüyoruz. PSG, apnenin derecelerini test ediyor ve hafif, orta veya ağır olarak derecelendiriyor. Bunların yanı sıra, üst solunum yolu muayenesi, akciğerler, obezite varlığının değerlendirilmesi, kas ya da beyin hastalıkları olup olmaması tanıda önemlidir. Böylelikle hastada uyku apnesine neden olabilecek bir hastalık olup olmadığı kontrol ediliyor. Bu işlem gece yapılıyor ve uyku teknisyeninin gözetiminde olan hasta gece boyunca burada testte kalıyor. Yapılan testte elde edilen raporlar değerlendirmeye alınıyor ve böylelikle tanı konuluyor. Tanı konulan hasta, daha sonra hastalık durumuna göre alanında uzman hekim tarafından takibe alınıyor. Uyku sendromu dediğimiz hastalık çıkan kişileri de tekrar cihaza takıp bir gece daha takibe alıyoruz? şeklinde konuştu.