Hem geleneksel hem de unutulmaya yüz tutmuş Türk yemeklerinin lezzetlerini farklı pişirme teknikleriyle ortaya çıkarıp, bu lezzetlerin yurt dışında da tanınmasına öncülük eden Türkiye?nin ünlü şefleri; Maksut Aşkar, Aylin Yazıcıoğlu ve Yılmaz Öztürk, Yaşar Üniversitesi?ne konuk oldu.
Ünlü şefler; Aylin Yazıcıoğlu, Maksut Aşkar ve Yılmaz Öztürk, Yaşar Üniversitesi Gastronomi Topluluğu ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünün iş birliğiyle düzenlenen 'Turizmin Geleceğini Konuşuyoruz II' etkinliğine katıldı. Moderatörlüğünü Foodinlife Gastronomi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen?in üstlendiği 'Şefler Konuşuyor' konulu panel, ilgi gördü. Gastronomi turlarında yaşanan talep artışını değerlendiren Maksut Aşkar, 'Gastronomi turlarına olan ilginin giderek daha da artacağını düşünüyorum. Üstelik insanlar artık İstanbul gibi büyük kentlerle de yetinmiyor. Hatay?ın, Gaziantep?in UNESCO tarafından gastronomi dalında şehirler ağına girmesi çok güzel bir gelişme. Bu listeye giren şehir sayımız daha da artacaktır. Anadolu topraklarından çıkan çok zengin bir mutfak kültürümüz var. Böyle bir zenginliğe sahip olmak da bulunmaz bir nimet. Ancak maalesef yurt dışındaki pek çok şef Türk mutfağını bilmiyor. Bu kişileri buralara getirmediğimiz sürece de bu zengin kültürün farkına varamayacaklar. Bu tanıtım yalnızca 5-10 şefin özverisiyle gerçekleşemez' diye konuştu.
'Türk mutfağının gelişmeye ihtiyacı yok'
Türk mutfağının daha fazla insana ulaşılabilir bir hale gelmesi için neler yapılması gerektiğine değinen Şef Aşkar, 'Özellikle yurt dışında gastronomi alanında eğitim alan öğrencilerimiz bu zengin mutfak kültürümüzü iyi tanıtmalı ve anlatmalı. Türk mutfağının gelişmeye ihtiyacı yok; ancak doğru ifade edilmeye ve tanıtılmaya ihtiyacı var. Daha fazla insana ulaşılabilir bir hale getirmek için belki de bu eşsiz yemeklerimizi evlerden çıkarıp, yeni hallere büründürüp insanlara sunmalıyız; ayrıca ürün seçimlerinde de iyi, temiz, adil yöntemlerle üretim yapan ve atalık tohumlarla ilerleyen üreticileri destekliyoruz' dedi.
'Türk gençlerinin kendi mutfağının değerini bilmesi lazım'
Yakın bir tarihe kadar yalnızca patates çeşitliliği ile tanınan Peru?nun doğru tanıtım politikalarıyla gastronomi alanındaki hızlı yükselişine değinen şef Aylin Yazıcıoğlu ise Türkiye?nin de bu alanda fark oluşturabileceğini söyledi. Yazıcıoğlu, 'Türkiye çok önemli bir mutfak mirasının üzerinde oturuyor; ama bir turist İstanbul?a geldiğinde ?bir vejeteryan menü bulamadım? dediği zaman bu beni çok üzüyor; çünkü bizim mutfağımızda yalnızca zeytinyağlı denilen bir bölüm var. Otlarımız, dört mevsim sebze bolluğumuz var. Türk gençlerinin kendi mutfağının değerini bilmesi lazım. 100 yıllık reçeteleri, tarifleri değiştirmek kimsenin haddine değil ancak bunları daha rafine hale getirmek için çalışmak lazım. Bugün Peru?nun, patates mutfağı algısından kendisini nasıl çıkardığına iyi bakmak gerekiyor. Doğru PR çalışmaları ve devlet politikalarıyla kendisinden çok daha lezzetli ülke mutfaklarını geride bıraktı. Bizim de mutfakta iddiamız büyük. Biz de bu başarıyı elde edebiliriz' dedi.
Ülke olarak hem iyi yemek yemeği hem de lezzetli tatlara imza atmayı bildiğimizi söyleyen Şef Yılmaz Öztürk, 'Bizim kültürümüz ortadan yemeği, paylaşmayı sever. Biz de sevdikleri bu tür gelenekleri onlara sunduk. Biz iyi yemek yemeği de pişirmeyi de biliyoruz. Ancak doğru tanıtım konusunda eksikliklerimiz var' diye konuştu.
'Türk mutfağını tüm yönleriyle araştırmak için çalışmalara devam edeceğiz'
Son yıllarda turizm algısının dünyada nasıl değiştiğine değinen Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Seda Genç de, şöyle konuştu:
'Artık sadece hoş vakit geçirmek, eğlenmek için değil; lezzetli yemeği tatmak, nasıl yapıldığını, hangi malzemelerin kullanılarak yapıldığını yerinde görmek, o coğrafyayı da tanımak için gelen bir turist profili de var. Yaşadığımız toprakların tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasından dolayı çok şanslıyız; çünkü bu sayede köklü ve zengin bir gastronomi kültürü oluşturabildik. Bu kültürel mirasın şimdiye kadar gerektiği ilgiyi görmediğini, son yıllarda bu konuda araştırmalar yapılmaya başlandığını görüyoruz. İşte bu nedenle, Türk mutfağı, yeni mezun şefler ve şef adayları tarafından keşfedilmeye açık bir alan olarak karşımıza çıkmakta. Biz de Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü olarak Türk mutfağını tüm yönleriyle araştırmak ve öğrencilerimiz tarafından bu zenginliğin en doğru şekilde ortaya konması için çalışmalarımıza devam edeceğiz.'