Hocalı Katliamı'nın yıldönümü

Hocalı Katliamı

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arslan: 'Hocalı katliamına soykırım demek için bütün unsurlar mevcut. Hitler'in yaptığı soykırım ile Hocalı'da yapılan soykırım arasında hiçbir fark yoktur' 'Türk

İSTANBUL (AA) - ANDAÇ HONGUR/SEMRA ORKAN - İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Arslan, Hocalı Katliamı'na soykırım demek için bütün unsurların mevcut olduğunu belirterek, 'Hitler'in yaptığı soykırım ile Hocalı'da yapılan soykırım arasında hiç bir fark yoktur' dedi.

Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hocalı Katliamı'nın yakın dönemin en önemli soykırımlarından biri olduğuna işaret ederek, 5 büyük ülkenin aralarındaki ittifak nedeniyle bu olaya katliam denmediğini anlattı.

Ali Arslan, Hocalı Katliamı'nın yakın tarihin en üzücü olaylarından biri olduğunu dile getirerek, bu katliamın bir günde ortaya çıkmadığını, temelinin yavaş yavaş yıllar içinde atıldığını söyledi.

Bariz bir katliam yaşanmasına karşın dünyada sayılı devletlerin bunu bir soykırım olarak kabul etmesinin çok da anlam ifade etmediğini vurgulayan Arslan, şunları söyledi:

'Verilen tepkiler yeterli değil. Yeni yeni parlayacak iki devlet olan Türkiye ile Azerbaycan arasına daha güçlü bir Ermenistan kurulması için bu katliam yapıldı. Bundan dolayı soykırımın azmettirici ve destekçisi Rusya'dır. Azerbaycan'ın Rusya'ya ciddi bir baskı yapması lazım. Dünyanın gözü önünde alenen yapılan bu katliamın bütün devletler tarafından bir katliam olarak kabul edilmesi gerekir. Önce Azerbaycan'ın diğer ülkelerle ilişkisi sonra da hava bağlantısı kesiliyor. En sonunda ise sivillerin üzerine bombalar indiriliyor. Amaç çoluk çocuk herkes ölsün. Hocalı katliamına soykırım demek için bütün unsurlar mevcut. Hitler'in yaptığı soykırım ile Hocalı'da yapılan soykırım arasında hiç bir fark yoktur.'

-'Hocalı'nın dünya kamuoyunun önüne çıkarılması insanoğlu için çok önemli'

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Toğrul İsmayıl ise Hocalı Katliamı'nın yıldönümünü değerlendirirken, 'Savaşlar olsa bile savaşların bir etiği olması, bunun sivillere yönelik olmaması, sivillerin bu tür çatışmalarda az zarar görmesi lazım. Zamanında Hocalı'daki olayların önlenmesi mümkün olsaydı, dünya kamuoyu bunlara hassas davransaydı bana göre Saray Bosna'da ve diğer bölgelerde, mesela bugün Ukrayna'da, Suriye'de ve diğer bölgelerde bu tür facialar tekrar yaşanmazdı' değerlendirmesinde bulundu.

İsmayıl, Hocalı Katliamı'nı dünya kamuoyuna duyurma konusunda Azerbaycan'ın bazı çalışmalar yürüttüğüne değinerek, Hocalı'nın bir çok yerde hem katliam hem soykırım olarak tanındığını söyledi.

Hocalı Katliamı'nın, Türkiye kamuoyunda da yer kapladığını dile getiren İsmayıl, 'Türkiye'nin her yerinde üniversitelerde, akademik camiada, toplumda, televizyonlarda ve diğer yerlerde artık bu meseleyle ilgili daha hassas, daha ilgili bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Bu da önemli bir başarı. 'Bir millet iki devlet' dediğimiz, iki dost ve kardeş devlet içerisinde bu olayları daha net anlatacağız ki dünya kamuoyuna aynı şekilde bunu anlatabilelim. Birlikte hareket etmek de bu açıdan çok çok daha önemli' diye konuştu.

İsmayıl, yıldan yıla daha etkin, geniş ve ciddi yaklaşımların söz konusu olduğunu belirterek, geçen haftalarda konunun Hollanda parlamentosunda gündeme getirilmesi için çalışmalar yürütüldüğünü, daha önce İtalyan parlamentosunda ve Macaristan'da gündeme getirildiğini anlattı.

Doç. Dr. Toğrul İsmayıl, şunları kaydetti:

'Esas mesele, 20. yüzyıl sonlarında böyle bir vahşetin, katliamın, soykırımın yaşanmasını doğru şekilde dünya kamuoyuna ulaştırmak ve bundan sonraki süreçte bir daha insanlık namına böyle şeylerin yaşanmaması. Savaşlar olsa bile savaşların bir etiği olması, bunun sivillere yönelik olmaması, sivillerin bu tür çatışmalarda az zarar görmesi lazım. Zamanında Hocalı'daki olayların önlenmesi mümkün olsaydı, dünya kamuoyu bunlara hassas davransaydı bana göre Saray Bosna'da ve diğer bölgelerde, mesela bugün Ukrayna'da, Suriye'de ve diğer bölgelerde bu tür facialar tekrar yaşanmazdı. Dünya kamuoyunun bu tür facialara karşı bir mekanizması oluşabilirdi. Maalesef görüyoruz ki hala işin merkezinde devletlerin çıkarları ve bu çıkarlar üzerinde senaryolar oluşturuluyor. Bu da bir daha bize gösteriyor ki Hocalı meselesinin, bu tür meselelerin dünya kamuoyunun önüne çıkarılması, insanoğlu için çok önemli.'

- 'Ermenistan'ın Rusya'dan güç almadan bu hareketleri yapabilmesi mümkün değildir'

Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Yardımcı Doç. Dr. Recep Çelik de Azerbaycan'nın Hocalı Katliamını dünyaya katliam olarak kabul ettirmek için önce kendi meclisinde bu olayı bir soykırım olarak ilan ettiğini söyledi.

Çelik, 'Bugün dünyada arkadaki azmettirici güçleri göremediğimiz müddetçe yaptığımız tüm faaliyetler karşılıksız kalıyor. Orada Ermenistan'ı kurduran Rusya, Türk Cumhuriyetleriyle, Türkiye arasındaki bağı koparmıştır. Bütün hedef buydu. Nasıl ki Ortadoğu'nun kalbine bir İsrail sokulduysa, Türk Cumhuriyetleriyle, Türkiye arasına da bir Ermenistan yerleştirilmiştir. Bunun azmettirici gücü Rusya'dır. Dünyada İngiltere bir nasıl bir üst akılsa Rusya da Hocalı Katliamı'nın arkasındaki yegane azmettirici güçtür. Ermenistan'ın Rusya'dan güç almadan bu hareketleri yapabilmesi mümkün değildir' diye konuştu.

Azerbaycan'ın konuyu dünya gündemine taşımasıyla 15 devletin yaşananları bir katliam olarak kabul ettiğini vurgulayan Çelik, 5 büyük devlete rağmen tüm dünyaya bunu katliam olarak kabul ettirmenin mümkün olmadığını söyledi.