Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Yasemin Çekmez, rahim ağzı kanserinin Türkiye?de kadınlar tarafından en sık görülen kanserler arasında 10?uncu sırada yer aldığını belirterek, rahim ağzı kanserinin günümüzde tarama ve erken teşhis ile tam tedavisi mümkün olduğunu söyledi.
Medicana Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Yasemin Çekmez rahim ağzı kanserini tüm bilinmeyenleri anlattı. Rahim ağzı kanserinin belirtilerinden bahseden Doç. Dr. Çekmez, 'HPV virüsü rahim ağzına yerleştikten sonra siğil benzeri oluşumlar yapabilse de sıklıkla bir belirti vermez ve tedaviye gerek olmadan kendiliğinden iyileşir' dedi.
Kansere neden olan yüksek risk grubundaki virüslerle (tip 16-18) enfekte olan kişilerde virüs rahim ağzında kaybolmadan durabileceğini ve sonuç olarak kansere kadar ilerleyen yavaş hücresel değişimlere neden olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Çekmez, 'Bundan dolayıdır ki rahim ağzı kanserinin belirtileri, ancak kanser ileri bir aşamaya gelindiğinde ortaya çıkar. İlişki sırasında kanama, adet dışında kanama, genital ağrılar, kilo kaybı, iştahsızlık, çabuk yorulma, tek bacakta olan şişmeler, idrar yaparken ağrı, vajinal akıntı ve koku şikayeti ileri dönem rahim ağzı kanserinde ortaya çıkabilen şikayetlerdir' ifadelerini kullandı.
'Rahim ağzı kanserinden korunma yolları
Rahim ağzından alınan sürüntünün yayma işlemi ile incelenmesi esasına dayanan smear testinin günümüzde rahim ağzı kanseri tarama ve erken tanısında oldukça önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Doç. Dr. Çekmez, 'Basit bir kadın doğum muayenesiyle smear testi yapılabileceği gibi ülkemizde rahim ağzı kanseri taramaları ücretsiz olarak Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde de (ASM) yapılmaktadır. 21 yaşından önce bulaşan Human Papilloma Virüs (HPV) enfeksiyonlarındaki kendiliğinden gerileme şansı yüksek olduğundan, kendiliğinden gerileyecek kişilerde lüzumsuz tetkik ve tedavi önlemek adına ilk smear incelemesi ilk cinsel ilişki yaşına bakılmaksızın 21 yaşından sonra olması gerekir' diye konuştu.
Doç. Dr. Yasemin Çekmez, sözlerine şöyle devam etti: '21-29 yaş arasında 3 yılda bir pap-smear yapılması, 30-65 yaş arasında ise Pap smear tek başına yapılıyorsa yine 3 yılda bir, HPV testi ile birlikte yapılıyorsa 5 yılda bir tarama yapılması yeterlidir. HPV testi ile birlikte Pap smear taraması kansere karşı korunmada daha duyarlıdır. 65 yaşından sonra ise tarama yapmaya gerek olmadığı görüşü hakimdir. Cinsel yaşantısı başlamayan kız çocukları için de günümüzde HPV enfeksiyonundan koruyucu aşılar mevcut olup doktor onayı ile yapılması rahim ağzı kanserine en sık neden olan virüslerden koruyuculuk sağlaması açısından önemlidir. Servikal smear alınırken hasta en az iki gün cinsel ilişkiye girmemiş, vajen yıkanmamış, vajinal tedavi uygulanmamış ve muayene dahil tüm jinekolojik girişimlerin yapılmamış olması gerekmektedir'.
Gebelerde taramanın ilk üç ayda yapılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Çekmez, ilk üç ayda yapılan smear almanın düşük veya bebek ölümüne yol açmadığını belirterek, 'HPV ile enfekte olan kişiler, erken yaşta ilk cinsel ilişki öyküsü, fazla sayıda partner varlığı, sigara içmek, fazla sayıda doğum yapmış olmak, uzun süreli doğum kontrol hapı kullanma öyküsü olan kadınlar rahim ağzı kanseri için yüksek riskli popülasyonu oluşturmaktadır ve mutlaka tarama programlarına dahil olarak düzenli aralıklarla pap-smear incelemesi yaptırmaları gerekmektedir. Rahim ağzı kanseri önlenebilen bir hastalıktır ve erken teşhis edildiğinde yüzde 100 tedavi edilebilir. Düzenli rahim ağzı kanseri taraması yaptıran bir kadının rahim ağzı kanserinden ölmeyeceği söylenebilir' diye konuştu.