Tarımdan gıda sağlığına, iklim değişikliğinden beslenmeye çeşitli uzmanlık alanlarında farklı ülkelerden gelen 37 bilim insanı EAT-Lancet Komisyonu çatısı altında toplanarak hem insanoğlu hem de dünya için en sürdürülebilir ve sağlıklı diyeti bulmaya çalıştı.
İki yıl boyunca yürütülen çalışmalarda elde edilen sonuçlar Lancet dergisinde yayımlandı. Ortaya çıkan diyete 'Dünyevi Sağlık Diyeti' adı verildi. Diyetin en göze çarpan özelliği et ve süt tüketimini en aza indiriyor olması. Buna göre yenebilecek kırmızı et miktarı haftada bir adet hamburger ya da ayda bir büyük bir biftekle sınırlı.
Beyaz ete daha toleranslı yaklaşan diyet, haftada birkaç defa tavuk veya balık yenebileceğini belirtiyor.
Yapılan uzun çalışmalar ve elde edilen bulgular protein ihtiyacının hayvansal değil bitkisel gıdalardan karşılanması gerektiğine işaret ediyor. Büyük miktarda baklagil ve fındık-fıstık çeşitleri önerilen yeni diyet anlayışında meyve ve sebzelerin her öğünde ana yemek haline gelmesi gerektiği belirtilerek neredeyse vejetaryen veya vegan bir diyete işaret ediliyor.
Bunların yanı sıra patates ve nişastalı gıdaların da et gibi azaltılması gerektiği belirtiliyor.
Bu diyet günlük oranlara bölündüğünde ortlama 50 gram fındık-fıstık, 75 gram baklagil, 28 gram balık, 13 gram yumurta, 232 gram tahıl, 50 gram nişastalı sebze, bir bardak süt, 300 gram sebze, 200 gram meyve ile 14 gram kırmızı et veya 29 gram beyaz et tüketilmesi en ideal diyet olarak belirtiliyor. İsteğe göre ayrıca 31 gram şeker ve 50 gram sıvı yağ da yemeklerin yapımı için kullanılabilir ancak bu sağlık açısından gerekli değil.
Yayınlanan raporda bu oranlar ortalama olarak veriliyor ve küresel ölçekte tüm insanların ve kültürlerin bire bir aynı şeyleri yemesi gerektiğinin ima edilmediği ve tek ve net bir diyet şeklinin belirlenmediğinin altı çiziliyor. Komisyonun çalışması daha ziyade hangi gıda gruplarına öncelik verilmesi hangilerinde azaltmaya gidilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Neden diyet alışkanlıklarını değiştirmemiz gerekiyor?
Dünya tarihinde ilk kez daha çok insan açlık yerine obezite ve hatalı beslenme kaynaklı sağlık sorunlarından ötürü hayatını kaybediyor. 20.yy'da oluşan diyet kültürünün bunda bir numaralı etken olduğu artık biliniyor. Bilim insanları Dünyevi Sağlık Diyeti'nin yılda 11 milyon insanın hayatını kurtaracağını ileri sürüyor.
Bunun yanı sıra varolan diyet şeklinin artmaya devam eden dünya nüfusunu besleme şansı yok yani sürdürülebilir değil. Bugün 7,7 milyar olan nüfusun 2050'de 10 milyar olacağı öngörülüyor. Geliştirilen bu yeni diyet anlayışı ile kaynakların herkesin sağlıklı şekilde beslenmesine yeteceği hesaplanıyor.
Enerji üretiminin ardından küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açan en büyük ikinci sorun hayvansal tarım. Et tüketiminin bu oranlarda azaltılması başarılırsa büyük miktarlarda karbonmonoksit üreten 70 milyar çiftlik hayvanının sayısı azalacak.
Bu şekilde çiftlik hayvanlarını beslemek için kullanılan tarımsal araziler sebze, meyve ve tahıl gibi direk insanları besleyecek olan bitkisel tarıma kazandırılacak. Yeni tarım alanları açmaya gerek kalmayacağı için doğal bitki örtüleri ve ormanlar da korunarak türlerin yok olması önlecek. Bu da doğal yaşamdaki besin zinciri ve denge için hayati bir konu.
Daha az su harcanacak ve daha az enerjiye ihtiyaç duyulacak olması da sürdürülebilirlik açısından son derece önemli gerekçeler.
kaynak: euronews