Elli yaş ve üzerindekilerin korkulu rüyası olan yaşa bağlı makula dejenerasyonu hastalığıyla ilgili bilgiler veren Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Şentürk, sarı nokta hastalığının dünyada görme kaybına neden olan hastalıklar arasında üçüncü sırada olduğuna dikkat çekti.
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Şentürk, sarı nokta hastalığı ve tedavisi hakkında bilgiler verdi. 'Erken dönemde tespit edilemeyen sarı nokta hastalığı ilerledikçe insanlar aynada kendilerine bakamaz hale geliyor' diyen Op. Dr. Şentürk, 'Sarı nokta hastalığı, diğer adıyla yaşa bağlı makula dejenerasyonu, dünyada görme kaybına neden olan hastalıklar arasında üçüncü sıradadır. Halk arasında sarı nokta hastalığı olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu; görmede bulanıklık, etrafa bakarken karanlık alanların var olması yahut merkezi görüşteki bozulmalarla kendini belli ediyor. Hasta bu belirtileri fark etmeye başladığında ilerlemiş olan hastalık görme kaybına sebep oluyor. Erken teşhis ile görme kaybı olmadan tedavi edilebiliyor' dedi.
İki tipi var
Erken teşhisin önemine vurgu yapan Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Hatay Şubesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Şentürk, 'Sarı nokta hastalığında erken teşhis, tedavi ve düzenli kontrol görmenin korunması ve iyileştirilmesi açısından önemlidir' diye konuştu.
Op. Dr. Şentürk, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:
'Sarı nokta hastalığının kuru ve yaş iki tipi vardır. Kuru tip, yaşa bağlı makula dejenerasyonu hastalık vakalarının yüzde 85-90?ını oluşturur. Yavaş ilerler ve görme daha uzun sürede bozulur. Yaş tip, taşa bağlı makula dejenerasyonu hastalığın daha ciddi şeklidir ve hızlı ilerler. Vakaların yüzde 10-15?ini oluşturur. Gözün görme noktasındaki kan damarlarının anormal gelişmesiyle meydana gelir. Bu kan damarları kan ve sıvı sızıntısına sebep olarak merkezi görme kaybına sebep olur. Hastalık, 50 yaş ve üzerinde görülür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. 70 yaşın üzerinde her 3 kişiden birinde yaşa bağlı makula dejenerasyonu görülür. Sigara kullanımı, vitamin eksikliği, kalp damar hastalıkları, şişmanlık, hareketsizlik, UV ışığı, şeker hastalığı ve genetik riski artıran faktörlerdir. 50 yaş ve üzerinde düzenli olarak göz muayenesine gidilmesi, makula ve göz dibi muayenesinin yapılması anlamlı olacaktır. Gerek görüldüğünde FFA, OCT gibi tetkikler yapılarak tanı konulup, tedaviye başlanması görmenin korunması ve iyileştirilmesine yardımcı olacaktır.'