Tarih: 13.02.2019 11:26

Obezite, kolestrol ve 'fast food'a karşı çözüm: Anadolu diyeti

Facebook Twitter Linked-in

Türk mutfağında önemli bir yer teşkil eden bakliyat ürünleri sağlıksız ve hızlı beslenme biçimlerine karşı bir çözüm olabilir mi? Sağlık açısından birçok faydası olan ve unutulmaya yüz tutan bu ürünler için Türkiye Birleşmiş Milletler'de girişimlerde bulundu. Başvuru sonucunda BM, her sene 10 Şubat'ın Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanmasına karar verdi.

Türkiye'nin bakliyat konusundaki ısrarlı girişimlerinin temelindeyse hem ülkenin önemli bir bakliyat üreticisi olması hem de bu ürünlerin sağlığa faydaları yatıyor. Fakat 1990'lara göre üretim oranlarındaki çarpıcı düşüş dikkat çekiyor. Dernekler üretimin hızla artırılmasının şart olduğu kanısında.


'Hamburger'e karşı 'Anadolu Diyeti'


Bakliyatın sofralarda önem kazanmasının bir diğer nedeni ise 'fast food' ve hazır gıdaların insan sağlığına verdiği zararlar. Bakliyat obezite, kolestrol ve gluten gibi günümüz dünyasının önemli sorunlarına sağlıklı çözümler barındırıyor.

Neredeyse et ürünleri kadar protein barındıran bu ürünler, lifli yapıları sayesinde hazmı kolaylaştırırken kolestrol ve gluten içermemelerinden dolayı da sağlıklı yaşamın kapılarını açıyor. Uzmanlar düzenli bakliyat tüketiminin kardiyovasküler ölüm oranlarını düşürdüğünde de hem fikir.

Hazır gıdalar yerine bakliyat tüketiminin artırılmasını öneren Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, 'Fast food dediğimiz şey aslında hazır gıdanın da ötesinde bir kavram. Bu kavram, dünyada yok olmaya başlıyor, herkes buna karşı. Bunun çözümü de var, bakliyat. Yani Anadolu diyeti.' diyor.


Bakliyat vejetaryenler için de bir çözüm


Hem kırmızı etten ucuz olması hem de protein açısından zenginliği bakliyat ürünlerini ete en iyi alternatiflerden biri haline getiriyor. Mercimek, fasulye ve nohut dünyada hızla sayıları artan vejetaryenlerin yemek tarzına da hitap ediyor.


Ucuz ve erişilmesi kolay ama hazırlanışı zor


Bakliyat ürünlerinin tüm bu avantajlarına rağmen hazırlanışının uzun sürmesi belki de en olumsuz yanı. Türkiye'de büyükşehirlere yaşanan göçle birlikte genç nesillerin bakliyat tüketmediği gözleniyor. Bir gece evvelinden suda bekletilmelerinin gerekmesi ardından da haşlanmaları genç nesillerin tabaklarında yer bulmasını engelliyor bakliyatın.

Fakat bu duruma da çözüm yok değil. Örneğin ABD gibi ülkelerde humus konserveleri raflarda hızlı tüketime hazır şekilde yerini almış durumda. Türkiye'de de aynı yöntemin uygulanabileceğini söyleyen Özdemir, 'Bizim de marketlerde satılabilecek bakliyat ürünlerine ihtiyacımız var. Bunları geliştirmek, tanıtmak lazım. Bunların tüketimini teşvik etmek lazım.' diyor.


'Ekim alanı 20 milyon dekardan 7 milyona geriledi'


2015 verilerine göre Türkiye nohut üretiminde dünya üçüncüsü, mercimekteyse dünya dördüncüsü. Fakat bakliyatın hızlı bir yükseliş trendi yakalamaya başladığı günümüzde Tarım Ürünleri Hububat, Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER) Başkanı İsmet Aral ekim alanlarındaki gerilemeye dikkat çekiyor. Aral, '1990'dan bu yana üretim yüzde 41, ekim alanları ise 20 milyondan 2018'de 7 milyon dekara düştü.' diyor. Fakat bakliyat ürünlerinin yeniden önem kazanmaya başlaması bu gidişatın da değişmesi yönündeki umutları artırıyor.

Öte yandan 2018'de enflasyonun düşmesinde bakliyat ürünlerinin rol oynaması ve fiyatların dolar karşısında gerileyişi mercimek, nohut ve fasulyenin sofralara geri dönmesini sağlamış durumda. Bu durum arzın artmasını sağlayacak önemli bir faktör olarak görülüyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —