TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde küçükbaş hayvan sayısında düşüş yaşanmasına rağmen Balıkesir?de 2016?dan 2018 yılına kadar artış gösterdi.
Balıkesir Hayvancılık Kooperatifleri Birliği (HAYKOOP) Başkanı Faruk Özen, üreticiye imkanların sağlanması durumunda küçükbaş hayvan sayısında artışın devam edeceğini bildirdi. Faruk Özen 2016 yılında Balıkesir?de küçükbaş hayvan sayısının 961 bin iken 2018 yılında bu rakamın 1 milyon 172 bine yükseldiğini ifade etti. Küçükbaş hayvan üreticiliğinin meşakkatli bir iş olmasına karşın, çok karlı olduğuna dikkat çeken HAYKOOP Başkanı Faruk Özen, maliyetlerin düşürülmesi ve sosyal güvenlik desteğinin sektörden kaçışı önleyeceğini söyledi.
?Yanlış yatırımlar sektörü küçültüyor?
Balıkesir?in Altıeylül ilçesine bağlı Atköy?de küçükbaş hayvan üreticiliği yapan Selahattin Ballı Türkiye genelindeki hayvan sayısındaki düşüşün nedenleriyle ilgili yaptığı açıklamada, ?Hayvancılıkla ilgili olarak köyümüzün mera sıkıntısı var. Küçükbaş hayvancılığın geliri şu 5-6 dönemdir iyi, güzel. Koyun yetiştiriciliği çok karlı iş büyükbaş hayvancılığa nazaran çok iyi. Aşağı yukarı bir kuzu bin lira gibi bir para topluyor, bu da çok güzel para. Kendimizde 200 koyun var, şu anda burada da 120 koyun var. Bunlardan 170?e yakın kuzumuz oldu. Yani her sene bir kuzu bin liraya yakın para topluyor, güzel ve karlı bir iş. Giderler; kuzu yem fiyatları biraz yüksek. O da önceki yıla göre çuval başına 20 lira arttı, artış çok görünmüyor. Et fiyatları yüksek olduğu sürece güzel. Her sene kuzu sayısı koyunların durumuna göre artış gösteriyor. Yani burada 120 koyun var, bunların aşağı yukarı 45 tanesi ikiz. Kuzu adedi de ondan yükseliyor. Bende 260 tane koyun vardı şu anda 150?ye düştü. 50 tane de kardeşimin üzerine var. Onlarla birlikte 200 koyun sayısı var. 260-270?den bu sayıya düşürdük. Bizim köyümüzde mera sıkıntısı olduğundan bakmasında sıkıntı var. Ama genelde kazancı ve karı yüksek. Koyun sayısındaki düşüş nedenlerinden biri de damızlık bırakmayışımız ve kendi işimize yatırım yapmamızdan kaynaklanıyor. Yanlış yatırımdan dolayı sayıyı azalttık. Her sene en az 25-30 tane koyunu damızlık bırakmamız lazım. Tesisin yaşaması için hayvanların sürekli kendini yenilemesi gerekiyor. Hayvandan kazandığını hayvana, tesise yatırmak kazançlı oluyor? diye konuştu.
?Devlet piyasaya el atmalı?
30 yıldır küçükbaş üreticiliği yapan Atköy Kırsal Mahallesi sakini Sefaettin Tanık ise sektördeki sıkıntıyı şu sözlerle dile getirdi:
?Küçükbaş hayvancılıkla uğraşıyoruz. 40 yaşındayım, 30 yıldan bu yana bu işle uğraşıyorum. Bir yıllık muhasebe yapmak istiyorum. Geçen yıl 75 liraya aldığımız yem bu yıl 110 lira oldu. Kesim fiyatı 40 liraydı, bu sene yine 40 lira. Süt; 2000 yılına kadar koyun sütü gerçekten çok değerliydi. 2000 yılından bu yana koyun sütüne yeterli önemin verilmediğini düşünüyorum. Devletimden piyasaya el atmasını, bizimle kasaplar arasında bir denge kurmasını istiyorum. Yani biz bir yılda keseceğimiz kuzu fiyatının sabit olmasını istiyorum. Fiyatlar sabit olsun ki biz 20-25 kilogram karkas et kilosuna rahat ulaşalım. Bunun haricinde işimizi severek yapıyoruz. Koyun sayısının azalmasıyla ilgili olarak da şunu söyleyeyim; dişi damızlık kuzu bırakamıyoruz. Traktör alıyoruz, evin ihtiyaçları, üç çocuğum var, onların okul masrafları, oydu, buydu derken damızlık kuzu bırakamıyoruz.'
?Değişen yaşam koşulları insanları hayvancılıktan soğutuyor?
Balıkesir Hayvancılık Kooperatifleri Birliği (HAYKOOP) Başkanı Faruk Özen ise Türkiye genelinde küçükbaş hayvan sayısındaki düşüşün Balıkesir?de yaşanmadığını ifade etti. Özen yaptığı açıklamada, ?Ülkemizde küçükbaş hayvancılık istatistik verilerine göre azaldığını görüyoruz. Tabi bunun sebeplerini araştırdığımızda; küçükbaş hayvancılığı bir mera hayvancılığıdır. Meralardan yararlanma oranımız son yıllarda git gide azalmaya başladı. Ayrıca küçükbaş hayvancılık yapan üreticimizin sosyal hayatıyla alakalı, kaliteli bir sosyal hayat yaşayamadığından dolayı büyük bir kaçış var. Yeni gelen gençler okuyup, iş buldukları için anneler, babalar yaşlandıktan sonra hayvancılığı bırakıyorlar. Tabi son günlerde ekonomik hareketlenmelerle; özellikle yem fiyatlarının ciddi oranda artmış olması da küçükbaş hayvancımızın moralini bozdu. Tabi ülkemizde şöylede bir gerçek var; bizim çocukluğumuzda ?okumayana 10 koyun veririz önüne güdersin? denilirdi. Artık 10 koyun gütmekle geçinilmiyor. Çünkü o dönemde kimsenin evinde çamaşır makinası yoktu, o dönemde bir yeni kıyafeti 3-4 defa bayramda giyerdik. Ama bugün geldiğimiz noktada sosyal hayatta ve ekonomik hayatta alışkanlıklarımız değişti. Alışkanlıklar değişince kazandığımız para da yetmemeye başladı. İnsanlar daha çok harcayıp, daha çok kazanmak istiyorlar. Bugün dünyada da yaşanan bir gerçektir bu; küçükbaş hayvancılık yaşam kalitesini olumsuz etkilediği için pek yapılmak istenilmiyor. Ancak biz gerek kooperatif olarak bu konuda üreticimize buradan kaçış olmaması için, geçimini buradan sağlaması için ve karlı bir hayvancılık olduğu için; çünkü Hayvancılıkta yem maliyetinde en az olan koyunculuktur. Koyunlar meralarda yayıldığı takdirde yem maliyeti düşük olur. Bazı taleplerimiz var, bunların da takipçisiyiz. Tarıma verilen desteklerin arasında çobanlık yapan kişilere sosyal güvenlik desteği verilmeli diyoruz. Çünkü insanlar bu mesleği en çok emeklilik kaygısıyla bırakıyorlar. İnsanlar 500 tane koyuna bakıyorlar ancak geçimlerini sağlıyorlar. Fakat sosyal güvenlik, BAĞ-KUR primlerini ödeyemiyorlar. BAĞ-KUR primi bugün bir çiftçi için 653 lira. Bunu ödeyemedikleri için sigortalı bir iş arayışı için koyunlarını satıp, memleketini terk ediyorlar, iş buluyorlar. Bu da ülkemiz için üretim kaybı demektir, et açığı demektir. Bu konuda da bir adım atılması gerektiğini düşünüyorum? diye konuştu.
?Balıkesir?de küçükbaş hayvan sayısı arttı?
Küçükbaş hayvancılıkla ilgili Balıkesir ölçeğinde rakamlarla açıklamalarda bulunan Başkan Özen, sözlerini şöyle tamamladı:
?Balıkesir özelinde küçükbaş hayvancılığa baktığımızda; 2016 yılında 961 bin olan küçükbaş hayvan sayımız 2018 yılına geldiğimizde 1 milyon 172 bin sayısına yükselmiş oluyor. Tabi Balıkesir?in coğrafi avantajı bu konuda ön plana çıkıyor. Tescil edilen Balıkesir kuzusuna da bundan sonra daha çok çiftçimizin hizmet edeceğini ve Balıkesir?de koyunculuk yapanların, bu patentle beraber daha çok para kazanacaklarını tahmin ediyoruz. Bu sebeple Balıkesir her anlamda; gerek zirai, gerekse hayvansal üretimde Türkiye?yi doyurmaya devam edecektir. Ancak taleplerimizin gerçekleşmesi halinde küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık yapan üreticilerimiz daha zevkli, daha içten yapacaklardır bu işi. Gerek maliyetlerin düşürülmesi, gerek sosyal güvenlik anlamında onlara teşvik verilmesi, onları bu sektörde tutmaya devam edecektir diye düşünüyorum.?