Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, gençler ve çocukların modası geçmiş bir eğitim sistemi içinde tek taraflı olarak eğitilecek bir sirk maymunu olarak görülmemesi, çağı iyi anlayan zekalarından, bilgilerin
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, gençler ve çocukların modası geçmiş bir eğitim sistemi içinde tek taraflı olarak eğitilecek bir sirk maymunu olarak görülmemesi, çağı iyi anlayan zekalarından, bilgilerinden yararlanılması gerektiğini belirterek, 'Çünkü çağın dönüştürücüsü bizler değil, bu çağı iyi bilen, bilgi ve iletişim teknolojilerini bizden çok iyi kullanan, hatta onları icat eden gençler olacaktır' dedi.
Aşut, yaptığı yazılı açıklamada, ülke olarak aynı anda birçok farklı alana odaklanabilecek ve bunu da başarabilecek güçte olduğumuzu belirterek, 'Bir şeye odaklanmak başka bir işe engel olmamalıdır. Ekonomik reformları yapmak için Suriye sorununun bitmesi mi gerekiyor? Yapısal reformları tamamlamak için önce Anayasa?nın mı değişmesi lazım?' diye sordu.
'DEĞİŞİME KENDİMİZDEN BAŞLAMALIYIZ'
?Milli Araba? projesinin son birkaç yıldır sanayinin merkezine oturduğunu ve sanki tek amaç olduğunu dile getiren Aşut, elbette otomobil sanayinin sayısız sektörü tetikleyen bir sektör olduğunu, ancak otomobile odaklanmanın dijital devrimi görmezden gelmeyi gerektirmediğini vurguladı.
Aslında sorunların dışarıda değil, kendi içimizde olduğunu ve değişime her anlamda kendimizden başlamamız gerektiğini ifade eden Aşut, 'Yabancı devletlerin bize karşı tutumu kendi kendine değişmez, biz bir farklı yaklaşım sergilersek onların da yaklaşımı değişir. Dış pazarların bizim ihracatımızı arttırmak gibi bir görevi olamaz. Ancak biz ihracatta farklı bir strateji uygularsak ihracatımızda mutlaka bir değişim olur. Her girdi mutlaka çıktıda değişime neden olur. Bilim bunu söylüyor. Einstein ?Sürekli aynı şeyleri yapıp sonunda bir farklılık beklemek deliliktir? diyor. Eğitim, sağlık, ekonomi, demokrasi, dış ilişkiler gibi hangi alanda bir değişim istiyorsak, o alanda girdide bir farklılık yapmak zorundayız' ifadelerini kullandı.
'BÜYÜMEK TEK AMAÇ DEĞİL, SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAK ÖNEMLİDİR'
Dünyadaki gelişmeleri iyi takip etmek ve küresel ekonominin gereklerini ve gelecek vizyonunu iyi okumak gerektiğini kaydeden Aşut, şöyle devam etti; 'Bugün küresel ekonominin merkezindeki en
önemli kavram ve gündem ?sürdürülebilirlik? kavramıdır. Büyümek tek amaç değildir. O büyüklüğü korumak, o kaliteyi devam ettirmek, o karlılığı muhafaza etmek önemlidir. Büyürken sürdürülebilir olmanın yolunu ihmal etmemeliyiz. Büyürken karbon salınımına, çevreye özen göstermeliyiz. Büyürken adalete, bölgesel kalkınmışlığın uçurumlarının yok edilmesine dikkat etmeliyiz. Artık büyümenin parametreleri, çıktı ve beklentileri değişiyor. En basit örneği; Çin son 30 yılda dünya devi oldu ama Pekin ve Şangay çevre anlamında yaşanmaz oldu. Sokaklarında nefes almak mümkün değil. Beklediğimiz büyüme bu mu?'
'YENİ ÇAĞIN SANAYİ DEVRİMİNİ ISKALAMAYALIM'
?Milli Araba? projesinin oldukça önemli olduğunu ve bir çok sektörü de tetikleyeceğini vurgulayan Aşut, ancak buna odaklanırken dijital devrimi de kaçırmamak, çağın sanayi devrimi olan ?Endüstri 4,0.?ı ıskalamamak gerektiğini belirterek, '20 yıl sonra bilinen mesleklerin yüzde 50?si yok olacak. Buna hazır mıyız? Son yıllarını dershaneler kapatılsın mı, kapatılmasın mı sarmalında geçiren eğitim camiamız, bu sorunu hiç düşünüyor mu, önlem alıyor mu, bir stratejisi var mı? Sakın ?oturur bir çözüm buluruz, mecliste, kurullarda, komitelerde konuşuruz? demesinler? Bilin ki, buna zaman yok. Bugün bu stratejinin açıklanması ve uygulamaya geçmiş olması gerekiyordu. Bakınız, teknolojinin yayılma hızı günümüzde gittikçe daha kısa zaman alıyor. Bu da yaşanan dönüşüm tahmin edemeyeceğiniz kadar hızlı demektir. Buharlı makine dünyaya 120 yılda yayılmış ve dünyayı 120 yılda ancak dönüştürmeye başlamış. Yani, buna adapte olacak epey bir zaman vardı. Tren 100 yılda, telgraf 60 yılda, telefon 50 yıl, araba 40 yıl, internet ve cep telefonu 20 yıldan az sürede teknolojinin, bilginin, ekonomideki dönüşümlerin ortaya çıkmasına neden olmuş. Bu hıza hazır mıyız? Sanayi dönüşüyor, girişimci profili dönüşüyor, eğitimin geleneksel sınıf mantığı yepyeni bir hal alıyor. Hazır mıyız? Ne yapıyoruz? Hep seyreden mi olacağız? Bilginin merkezi olan üniversitelerimizden daha çok çıkış bekliyoruz ama yeterli değil ne yazık ki. Biz sanayicinin bir şeyler talep ettiği bir üniversiteden daha çok, bizi yönlendirecek üniversiteler, akademisyenler bekliyoruz' dedi.
'SINAVLAR HANGİ ZEKAYI ÖLÇÜYOR?'
Türkiye?nin, 1980?de bin 500 dolar olan milli gelirini, 2010 yılında 10 bin dolara çıkardığını, ancak gelecek 10 yılda 25 bin dolara aynı yöntemlerle çıkaramayacağının kesin olduğunu savunan Aşut, şöyle devam etti; 'Dünya 80?lerin dünyası değil. Sadece ucuz iş gücü ile ekonomiyi büyütmek mümkün değil. Düşük teknolojili üretimle ekonomiyi büyütmek mümkün değil. Nano-teknoloji, biyo- teknoloji, bilgi ve iletişim teknolojileri ile ilgili ar-ge anlamında, bunların üretime entegrasyonları anlamında ne yapıyoruz? İş dünyasının yüzde kaçı buna hazır veya istekli. Yasalar çıkıyor, destekler var ama sadece yasayla bilim veya girişimcilik olur mu? Her zaman dediğimiz gibi bunun eko-sistemi oluşmalıdır. Ona uygun eğitim şekillenmelidir, eğiticiler öncelikle eğitilmelidir. Sınavlarda ne ölçülüyor? Merak eden, analitik, kritik düşünen, yaratıcı zihinlere önem veriliyor mu? Gençler ve çocuklar modası geçmiş bir eğitim sistemi içinde tek taraflı olarak eğitilecek bir sirk maymunu olarak
görülmemeli ve onların bizden farklılaşan ve çağı iyi anlayan zekalarından, bilgilerinden yararlanılmalıdır. Çünkü çağın dönüştürücüsü bizler değil, bu çağı iyi bilen, bilgi ve iletişim teknolojilerini bizden çok iyi kullanan, hatta onları icat eden gençler olacaktır. Unutulmasın ki, günümüz milyar dolarlık firmaların çoğu 30 yaş altı gençlerin parlak fikirleri ile öğrenci yurtlarında doğmuştur. Yani, savaşacaksak önce kendi eksiklerimizle savaşalım.'