Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, Türkiye'nin ekonomisinin artık geliştiğini belirterek, bazı ürünlerin ABD'ye gümrüksüz girişine imkan sağlayan ve gelişmekte olan ülkelere sunulan 'Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GT
ABD Başkanı Trump, 'Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS) Programından Türkiye'yi ve Hindistan'ı çıkarmak istiyor. Bunun için Kongre'ye iki mektup gönderen Trump'ın amacını ve Türkiye'ye etkilerini Ekonomist-Yazar Mustafa Sönmez Euronews Türkçe'ye değerlendirdi.
İhracat konusunda Hindistan'ın tıpkı Çin gibi ABD'ye ekonomik bir tehdit oluşturduğunu ve bu nedenle listeden çıkarılmak istendiğini ancak Türkiye'nin böyle bir durumu olmadığını ifade eden Sönmez, Trump'ın bu adımının daha ziyade siyasi olduğunu belirtiyor:
'Çin ölçüsünde olmasa da Hindistan da ciddi bir ihracatçı ve Trump kendi iç pazarını korumak adına benzeri kaygılarla hareket etmiş olabilir. Türkiye ile ilgili meselenin silah sistemleri ile ilgili olduğunu düşünüyorum. NATO ile uyumlu olmayan Rus S-400 füzelerini tercih etmenin bedelleri yavaş yavaş beliriyor. Türkiye'yi terbiye etmek adına siyasi bir karar olabilir.'
'Kinayeli bir hamle: Övermiş gibi ama resmen yaptırım'
Trump'ın Türkiye'nin güçlü ekonomisinden bahsederek 'gelişmiş ülke' olduğunu ilan etmesinin kinayeli bir hamle olduğunu belirten Sönmez över gibi yaparak resmen yaptırım uygulandığını ve seçim arifesinde olan hükümetin zor bir durumda bırakıldığını aktarıyor.
'GTS listesinden çıkarılmanın, ABD tarafından 'gelişmiş' ilan edilmesinin Türkiye'nin imajı veya kredi notu gibi alanlarda herhangi bir olumlu etkisi olup olmayacağını' sorduğumuzda ise Sönmez şu yanıtı veriyor:
'Bu Türkiye ile ABD arasında bir gerilimin işaret fişeğidir dolayısıyla Türkiye lehine herhangi bir etkisi olmaz aksine risk primi daha da yükselecektir. Türkiye'nin ihracat kimyasına baktığınızda da olumlu herhangi bir sonuç doğurmayacağını görebilirsiniz. Zamanında ihracatçı ülke olabilecek adımlar atmak yerine inşaatçı ülke olmaya yönelik adımlar atmış ithalat bağımlısı bir ülke Türkiye. Asya'nın ihracat devlerinden değil. Dolayısıyla bu anlamda takdir edilen bir ekonomi değil tersine terbiye etme, sindirme ve eksen değiştirme noktasındaki niyetlerin hoş karşılanmadığının belirtilmesi olarak okumak lazım.'
Sönmez'e göre eğer Türkiye'nin ekonomisi Trump'ın dediği gibi gerçekten gelişmiş ise hükümetin buna hiç itiraz etmemesi hatta propaganda malzemesi olarak kullanması gerekiyor ancak Sönmez burada bir kinaye olduğunu ve bu nedenle hükümetin de hoş karşılamayacağını ve tepki göstereceğini söylüyor.
Türkiye'nin ABD'ye böyle konularda karşılık vermek için elinde pek fazla bir koz olmadığını ifade eden Sönmez, tersine hükümetin elinin son derece zayıf olduğunu ve bunun bir sebebinin de kriz sonrası IMF'ye gidilmesinin kaçınılmaz olmasından kaynaklandığını ileri sürüyor.
IMF'nin esas patronunun ABD olduğunu kaydeden Sönmez Washington'ın onay vermediği herhangi bir stand-by anlaşmasının yapılamayacağını ve bu nedenle Türkiye'nin ABD'yi fazla kızdıramayacağını dile getiriyor ve ekliyor:
'Bu gelişme belki seçim kampanyalarında miliyetçi duyguları okşamak için ABD ve dış güçler suçlaması yapmak için kullanılabilir. Benzer durumları Rahip Brunson meselesinde de görmüştük biliyorsunuz.'
Trump'ın hamlesine karşı ilk tepki Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'dan geldi. Pekcan gelişmeye ilişkin olarak 'Türkiye'nin GTS programından çıkarılması iki ülke hükümetleri tarafından beyan edilen 75 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi ile çelişiyor. Bu aynı zamanda ABD'li küçük ve orta ölçekli firmalar ile üreticileri de olumsuz etkileyecek.' dedi.