?Bir neslin ağabeyliği? vazifesini ve sorumluluğunu hakkıyla yerine getiren dava adamı Galip Erdem, bugünün ve gelecek neslin hem hocası, hem rehberi oldu.
Kocaman bir beyni ve ondan da büyük bir yüreği vardı Erdem'in. Başta Tercüman ve Yeni İstanbul olmak üzere pek çok gazetede köşe yazıları; Türk Yurdu, Orkun, Ötüken, Ocak, Devlet, Töre ve Sözcü dergilerinde makaleler yazdı.
'Batı medeniyetine üstünlük kazandıran vasfın iki kere ikinin dört ettiğini bulmasında değil, dört etmeyebileceğinin araştırılmasına da izin vermesinde olduğunu anlayamadığımız müddetçe kaderimiz değişmeyecek.' (Galip Erdem)
Galip Erdem, 10 Mart 1930?da Rize?nin Fındıklı ilçesinde doğar. Fındıklı 1954 yılına kadar Artvin iline bağlı, eski adı ?Viçe? olan, on bin nüfuslu şirin bir ilçedir.
Galip Erdem, Fındıklı?da ?Ofluoğlu? adı ile bilinen bir ailedendir. Babası nahiye müdürlüklerinde bulunmuş Rasim Bey, annesi Pehlivanoğullarından Zekiye Hanımdır. Galip Erdem ailenin tek çocuğudur.
İlkokulu Fındıklı 11 Mart İlkokulunda bitiren Galip Erdem, babasının memuriyeti dolayısıyla, ortaokulu Bitlis ve Siirt gibi illerde tamamlar. Babası Erzurum Narman nahiye müdürlüğüne tâyin edilince, Galip Erdem de Erzurum?da lise tahsiline başlar ve 1949 yılında liseyi pekiyi derece ile bitirir.
8 Kasım 1951?de başlayan yedek subaylık görevi, 31 Ekim 1952?de teğmen rütbesiyle biter. Ve 27 Nisan 1953?te PTT Genel Müdürlüğü Ankara Yenişehir Şubesinde ilk olarak memuriyete adımını atar. 7 Temmuz 1954 tarihinde memuriyetten istifa eden Galip Erdem Maliye Bakanlığı Millî Emlâk Genel Müdürlüğünde tekrar memuriyete başlar. 6 Ocak 1955 yılında bu görevinden ayrılır. Daha sonra İETT idaresinde takip memuru olarak işe başlar (7.7.1956). Ertesi yıl bu görevinden de ayrılır ve GİMA T.A.Ş.? ye girer. Bu arada sigortalı olarak 476 gün çalışır (3.8.1959). Bu arada Ankara Hukuk Fakültesinden mezun olur.
23 Kasım 1959?da Bayındırlık Bakanlığında Tevfik İleri?nin müşavirliği görevine başlar. Bu görevi uzun sürmez. ?Tercüman' imzasıyla fıkralar yazar (1 Ağustos 1961). Yeni İstanbul Gazetesinde fıkra yazarlığına devam eder (1.1.1962) ve İzmir?de avukat İhsan Koloğlu?nun yanında avukatlık stajını tamamlar (1963).
10 Mart 1965?te Zafer Gazetesinde fıkra yazarlığını sürdürür. Aynı çalışmaya Babıâlide Sabah Gazetesinde devam eder. 1.7.1966 tarihinde Millî eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Müdürlüğüne müşavir olur. 2.4.1969?da tekrar fıkra yazarlığına başlar ve ?Bizim Anadolu? Gazetesindeki bu çalışması, 31 Aralık 1969?a kadar devam eder.
?Vatansız bir adam dört kelimeyi yan yana getirdi mi, bir numaralı vatanperver kesiliyor! Korkaklar cesur, ahlâksızlar ahlâklı oluyor! İşin en acı tarafı, yüzyıllardan beri devam eden bu oyunun ne zaman biteceğini de kimse bilemiyor!? (Galip Erdem)
Galip Erdem, daha sonra Başbakanlık Plân ve Prensipler Dairesinde danışman olarak görev alır . 30.06.1973 tarihine kadar, danışmanlık görevini sürdürür.
1974?te Ortadoğu Gazetesinde tekrar fıkra yazarlığına başlar. 10.09.1975?te Başbakanlık Müşaviri olur. 22.07.1981 tarihinde Turizm ve Tanıtma Bakanlığında Genel Müdürlük Müşavirliğine nakledilir ve 24.02.1982?de yirmi yıl üzerinden emekli olur. Avukatlığa başlar. Bu süre altı yıl devam eder. Mamak?ta görülen ünlü MHP ve Ülkücü Kuruluşlar dâvasının avukatlığını üstlenir. İnsanüstü gayretlerle fedakârane bir şekilde çalışır.
1987?de Merzifon Yağlı Tohumlar A.Ş.de yönetim kurulu üyeliği, Konya Şeker Fabrikasında denetçilik görevinde bulunur. 1987 yılında Sosyal Güvenlik Eğitim Vakfı Başkanlığı vazifesini üstlenir. Daha sonra bu görevinden ayrılmak zorunda kalır.
1989?da Namık Kemal Zeybek?in bakanlığı döneminde Kültür Bakanlığı APK Başkanlığına APK uzmanı olarak tayin edilir. Daha sonra üçlü kararname ile Bakanlık Müşavirliğine getirilir (17.9.1990). Bilâhare, Türk kültürüne antipatisi olan Fikri Durmuş Sağlar tarafından müşavirlikten alınıp 7.5.1992?de aynı bakanlıkta tekrar APK uzmanlığına tâyin edilir.
Bu görevde iken 10.3.1995 tarihinde yaş haddinden emekli olur. Böylece 26 yıl beş ay hizmeti dolayısıyla birinci derecenin dördüncü kademesinden emekliliğe hak kazanır.
1966?da evlenen ve 1974?te boşanan Galip Erdem?in 1969 doğumlu Bilge Erdem adında bir kızı vardır.
12 Mart 1997?de Çarşamba gecesi saat 22.10?da Ankara Gazi hastanesinde vefat eder
Cenazesi 14 Mart 1997 Cuma günü öğleyin Kocatepe Camiinde kılınan cenaze namazından sonra Cebeci Asri Mezarlığına defnedilir.
Galip Erdem, Karakedi(1950), Türk Yurdu (1959), Tercüman (1960), Ölçü (1960), Son Havadis (1961), Yeni İstanbul (1962-1963), Düşünen Adam (1962) Babıâlide Sabah (1965), Zafer (1966), Bizim Anadolu (1969), Devlet (1969), Töre (1971), Bozkurt (1974), Ortadoğu (1974), Hergün(1977), Ocak (1971), Yeni Sözcü (1981), Bakış (1981), gazete ve dergilerinde köşe yazıları, fıkralar ve makaleler yazar.
1958-1960 yıllarındaki Türk Ocakları Merkez Heyetinin yayın organı Türk Yurdu Dergisinin Genel Yayın Müdürlüğü görevinde bulunur.
6-7 Eylül 1955?te, hâdiseler dolayısıyla, Topkapı-Çapa dolmuşunda iken gereksiz ve sebepsiz yere içindekilerle birlikta Emniyet Müdürlüğüne getirilir. 45 gün Selimiye Kışlasında gözaltında tutulur ve daha sonra süçsuz olduğu anlaşılarak serbest bırakılır. 54 kilodan 39 kiloya düşer.
Galip Erdem?in ilk yazısı ?Beşsanat? adlı bir dergide yayınlanır. 1948?de yayınlanan şiirinin adı ?Bayrak?tır.
Galip Erdem?in yayınlanmış eserleri şunlardır:
Ülkücünün Çilesi (1975)
Sosyalizm ve Milliyetçilik üzerine Mektuplar (1975)
Suçlamalar (iki cilt)
Mektuplar (1984)
Galp Erdem?in kitap haline gelmemiş yüzlerce yazısı bulunmaktadır. Ayrıca yayınlanmamış altmışa yakın şiiri mevcuttur.
Galip Erdem yazılarında pek çok takma ad da kullanmıştır. Bunlardan Bilge Erdem, Elif Bilge, Murat Bilge, İlteriş Metin, Mehmet Rasim, Aptalî bazılarıdır.
İşte Galip Erdem ve teorileri...
Pek çoğumuz rahmetli Galip Erdem Ağabey?i tanırız belki ama ?teorileri?ni bilmeyebiliriz. Hem rahmetliyi anmak, hem de bu teorileri aktarmak için işte Galip Erdem teorileri:
?Ağrı Dağı? teorisi: Bizler ?dâvâ?yı Ağrı Dağı?nın zirvesine çıkaracaktık. Yola koyulduk, bin zahmet ve emekle, acılar çekerek dağa tırmandık. Zirveye vardığımızda sevincimiz sonsuzdu ama küçük(!) bir noksanımız olduğunu fark ettik: ?Dâvâ?yı dağın eteklerinde unutmuştuk!? Meğer biz dâvâyı değil, kendimizi zirveye çıkartmışız.
?Dönen Döner? teorisi: Bir kere dönen, ilerde tekrar dönebilir; döneklere dikkatli davranın.
?Bırak Meçhul Kalsın? teorisi: Başkalarının sizi sevip sevmediğini ve hakkınızdaki kanaatini ille de öğrenme merakına kapılmayın; belki üzücü bir sonuçla karşılaşırsınız. Bırakın meçhul kalsın, böylesi daha iyidir.
?Kazık? teorisi: Başkalarının yediği kazık sizi uyarmaya yetmez; ille de bizzat kazık yiyerek ders alırsınız.
?Keman Çalma? teorisi: Kim bilmediği işi yaparsa veya bilmediği konuda konuşursa, hayatında eline hiç almadığı kemanı çalıyor gibidir.
?Metafizik Maceraperest? teorisi: Hayatın asla bilinemeyecek yönlerini araştıran; ruhlar dünyasına dalan, insanlığın bütün sırlarını çözmeye kalkan tipler metafizik maceraperestlerdir.
?Kompartıman? teorisi: Bazılarının beyni bölüm bölümdür, kompartımanlara ayrılmıştır. Kompartımanlar arasında bütünlük, geçiş ve iletişim yoktur. Beynin bir bölümünün ?ak? dediğine diğeri ?kara? diyebilir.
Ruhu şad olsun!..
kaynak: türkocakları/enpolitik
haber: enpolitik