TDG'nin düzenlediği 'Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme Programı' toplantısı, Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Çok sayıda sektör yetkilisinin katıldığı toplantı kapsamında, Prof.Dr. Filiz Akyüz 'Kabızlık, Şişkinlik, Hassas Bağırsak', Prof. Dr. Canan Alkım 'Reflü ve Mide Ağrısı', Prof. Dr. Yusuf Ziya Erzin 'Kolon Kanseri ve Korunma' başlıklarında bilgilendirme yaptı.
TGD Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, konuşmasında gastroenterologlar hakkında katılımcılara bilgi verirken, Türkiye'deki ve dünyadaki Gastroenteroloji bölümlerini değerlendirdi.
Gastroenterolojinin bilinmediğinin altını çizen, bilinçlendirmek için Türkiye'nin farklı illerinde toplantılar düzenlediklerini dile getiren Bor, şunları kaydetti:
'Her gittiğim yerde soruyorum, 'Biliyor musunuz?' diye. En iyi olasılıkla salonun dörtte biri el kaldırıyor. Gastroenterolog, sindirim sistemi hastalıkları uzmanıdır, ağızdan başlayarak, tüm sindirim sistemi boyu hastalıklarından, tüm endoskopilerinden sorumlu kişidir.
Gastroenteroloji, halkımızın tüm sindirim sistemi sağlığının korunmasından ve tedavisinden sorumludur. Dernek olarak Kapadokya Bölgesi'nde, 3 binden fazla kişiye soru formuyla, 2 bin 900 kişiye de ultrason yaptırarak, bir sıklık taraması yaptık.
Sıklıklar dramatik yüksek. Sadece basit sindirim sistemi hastalıklarını sorguladığımızda, halkımızın en az üçte birinde reflü, kabızlık, mide ağrısı, karında şişkinlik gibi sindirim sistemi hastalığı var. Ultrasonografi yaptığımızda, yüzde 60'dan fazla kişinin yağlı karaciğeri olduğunu gördük, bu bizi de çok şaşırttı.'
Prof. Dr. Serhat Bor, sindirim sistemi hastalıklarının, müzmin hastalıklar içinde en fazla sıklığa sahip olanlardan biri olduğunu dile getirerek, Türkiye'de her dört kişiden birinin reflü olduğunu söyledi.
'Çevrenizde sindirim sistemi hastalığı olmayan neredeyse insan yok' diyen Bor, sindirim sistemi hastalıklarının Türkiye'deki yaygınlığının altını çizdi.
Bor, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Türk halkının, en sık görülen hastalıklarının bir kısmından gastroenterologlar sorumlu. Türkiye'de gittikçe obezite artıyor. Obezite ile mücadele, gastroenteroloji de dahil, bir çok alanın ana konusu. Obezite, herkes için birincil mücadele alanı olmalı. Sindirim sistemi hastalıklarından korunmanın birinci yolu, sağlıklı beslenmek, ardından alkol, sigara ve obeziteden uzak kalmak gerek.
Bu ara biraz diyet dejenerasyonları da var. 'Sadece bunu ye, şunu yeme.' dememek lazım. Bunlar çok anlamsız. Sağlıklı, dengeli, iyi dağıtılmış beslenme gerekiyor. Diyet rejimlerini önerenlerin, büyük kısmının arkasında ciddi bilimsel kanıtlar yok, gösterebilecekleri objektif, yüksek kaliteli çalışmalar yok.'
Hasta olunduğunda, öncelikle aile hekimine ya da iç hastalıkları uzmanlarına gidilmesi gerektiğine işaret eden Bor, daha zor ve ciddi vakaların kendilerine sevk edildiğini aktardı.
Prof. Dr. Serhat Bor, gastroenterologların ciddi bir eğitim sürecinden geçtiğini, iç hastalıkların üzerine yan dal olarak alındığını, 35-38 yaşına gelindiğinde gastroenterolog uzmanı olunabildiğini aktardı.
Türkiye'de gastroenterolog sayısının yalnızca 904 kişi olduğunu bildiren Bor, şunları söyledi:
'Bu sayıyla Avrupa'da sadece Bosna Hersek'i geçtik. Yılda 117 gastroenterolog yetiştiriyorduk bu sayı 3-4 yıl önce 21'lere indi, şu an 41'e çıktı. Türkiye'nin gastroenterolog açığı bin 500. Yan dal açığımız çok fazla.
Türkiye'de şu an 100 bin kişiye 1,1 gastroenterolog düşüyor, Avrupa ortalaması 100 bin de 2-4 arası.'
kaynak: euronews