Eserleri 157 dile çevrilen, dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov, 100'üncü doğum gününde eserleri ile yaşatılıyor...
Eserleri 157 dile çevrilen Cengiz Aytmatov, dünyada olduğu kadar ülkemizde büyük ilgi gören, eserleri ile son yüzyılın en büyük yazarlarından biri kabul edilen Cengiz Aytmatov'un yüzüncü yaş günü...
Okurun hissiyatına dokunmak isteyen; insanın çok derinlere gömdüğü ve çoğu zaman varlığını unuttuğu hislerine ok atan, bir anlamda o sönmeye yüz tutmuş hisleri açığa çıkaran usta kalem Aytmatov, Stalin döneminde yaşananları büyük bir ustalıkla anlatıyor...
Önemli bir yazar olmasının yanı sıra gazeteci, politikacı ve çevirmendir. Selvi Boylum Al Yazmalım, Beyaz Gemi, Cengiz Han'a Küsen Bulut, Dişi Kurdun Rüyaları başlıca bilinen eserleridir.
' Affedince yorulur insan, yalnız kaldığında birde. Ama insanı en çok yoran şey hayal kurmaktır, olmayacağını bildiği halde.' (Cengiz Aytmatov)
Bozkırın sıradan insanlarından hayata dair ne varsa çıkartarak önünüze serer Aytmatov, Aytmatov'un büyüklüğü tüm acıları, hasretleri, acıları, umutları, mutlulukları hiç ajitasyon yapmadan sanki kahramanlarının yanındaymışsınız gibi yaşatmasından gelir. Bozkır ile suyu, uzay ile dünyayı, mutluluk ile acıyı, aşk ile adanmışlığı pürüzsüz net geçişlerle yaşatan Aytmatov 'son yüzyılın en büyük yazarlarından' fikrini fazlası ile destekler.
'İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.' (Cengiz Aytmatov)
'Gün Olur Asra Bedel' ve onun sonradan yayınlanan bir yan hikayesi olan 'Cengiz Han'a Küsen Bulut' kitaplarında Sovyet dönemi baskılarını anlatırken, 'Cemile', 'Selvi Boylum Al Yazmalım' eserlerinde aşkı, 'Beyaz Gemi' ve 'Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek' kitaplarında ise çocukluğun tadını anlatır. Aytmatov hepsinin yanında hemen her kitabında güçlü kadınları anlatır. Güçlü kadın tablosu en belirgin 'Toprak Ana' kitabındaki 'Tolunay' karakteri ile ortaya çıkmıştır.
'Asıl mesele de bu işte. Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir şeyi değiştirmez. Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur...'
'Türkiye Türkçesine hayranlığı'
Aytmatov'un 'Kırmızı Eşarp' adlı romanı sinemaya uyarlanmış ve ortaya Selvi Boylum Al Yazmalım gibi bir şaheser çıkmıştır. Aytmatov, bu filmi o kadar çok sevmiştir ki kapısına defalarca gelen İngiliz, Amerikalı, Fransız yapımcıları geri çevirmiştir. Bir de Türkiye Türkçesini o kadar çok sever ki 'Eğer bir gün Türkler bir devlet altında toplanacak olursa dili Türkiye Türkçesi olmalıdır.' demiştir.
Selvi Boylum Al Yazmalım eserinin hikayesi
Sinemaya 'Selvi Boylum Al Yazmalım' olarak kazandırılmış bu eser aslında ünlü Kırgız romancısı Cengiz Aytmatov'un 'Kırmızı Eşarp' eserinden uyarlanmıştır.
Ana tema aynı olsa da kitabın filmden daha farklı olduğunu söylemek mümkün. Öncelikle kitabın orijinal adı Kırmızı Eşarp, Asya?mızın adı ise Ayten. Konu, kitabın yazarı Cengiz Aytmatov tarafından yaşanmış bir olay olarak aktarılıyor.
İlyas başından geçen hikayeyi Aytmatova?a bir tren yolculuğu esnasında anlatıyor ve biz yaşananları İlyas?ın anlatımıyla dinliyoruz; Ayten (yani Asya) ile tanışması, evlenmeleri, aşkları, işinde yaşadığı talihsizlikler, aldatışı ve terk edilişi?
Filmden farklı olarak Ayten?in iç dünyasına giremiyoruz, onu çok yakından tanıyamıyoruz. Daha ziyade İlyas?ın hikayesi bu; iyi niyetli ancak hırsı, egosu ve attığı yanlış adımlar ile işini, aşkını ve oğlunu kaybeden bir adam. Yıllar sonra onları yeniden buluyor ancak hayatlarında üçüncü bir kişiyle; Baytemir yani filmdeki adıyla Cemşit?le. İşte bu noktada son sayfalarda Baytemir?i dinlemeye başlıyoruz. Geçmişini, ailesini kaybedişini, Aysel ve Samet?le karşılaşmasını ve hayata yeniden tutunuşunu.
O efsane finale gelince, kitaptaki finaliyle filmdeki o efsane finali oldukça farklı. Evet; İlyas, Aysel ve Samet bir araya gelemiyor, yoluna yalnız bir adam olarak devam ediyor ve okuyucu ?sevginin emek olduğunu? filmdekinin aksine o ünlü sahne ve sözlerle değil, okur bunu kitapta satır aralarında arayıp bulmaya çalışıyor.
?Sevgi ne idi? Sevgi sahip çıkan, dost sıcak insan eli, insan emeğiydi. Sevgi iyilikti, sevgi emekti??
Hayatı ve eserleri
Ünlü Kırgız yazar, çevirmen, gazeteci ve politikacı, 12 Aralık 1928'de Kırgızistan'ın Talas Eyaleti 'ne bağlı Şeker Köyü'nde doğdu. Bişkek'de Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu. Yazarlığa 1952' de başlayan Aytmatov, 1959'da Kırgız Pravdası gazetesinde muhabir oldu.
Daha sonra Povesti Gori Stepey (Dağlar ve Steplerden Masallar) adlı öykü kitabıyla büyük ün kazandı.
Bu eseri, 1963'te Lenin Ödülü'ne lâyık görüldü ve bu ödül onu aynı zamanda en genç Lenin Ödüllü yazar da yaptı.
Eserlerini, Kırgızca ve Rusça olarak kaleme alan Aytmatov, eserlerinin çoğunda tema olarak aşk, dostluk, savaş döneminin acıları ve kahramanlıkları ile Kırgız gençliğinin gelenek ve göreneklerine bağlılığını seçti.
Coğrafyasının bütün değerlerini kitaplarına yansıttı
Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri yani bütün maddi ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtmış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içine düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile 'tipik insan'ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır.
Kırgız Türk Kültürünü psikolojisiyle anlattı
Hikayelerinde milletinin temel mülkü olan milli hafızaya ait efsane, destan, masal, hikaye ve türküleri ve bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikayeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalıştı.
Ayrıca hikayelerinde halkının değerlerini, dertlerini, varsa onun içindeki çürümeyi anlatan yazarın en önemli özelliği, özüne bağlılık, kendinden, halkından, coğrafyasından haberdar olma olarak kendini gösteriyor.
Eserleri Türkçe'nin yanı sıra 150'den fazla dile tercüme edilerek milyonlarca baskıya ulaşan Aytmatov, 1958'de Kırgız Yazarlar Birliği Prezidyumu üyeliğine, 1962'de de Kırgız Sinematografi İşçileri Birliği birinci sekreterliğine getirildi.
Cengiz Aytmatov 1966'da SSCB Yüksek Sovyet'i üyeliğine seçildikten sonra da 1967'de SSCB Yazarlar Birliği Yürütme Kurulu üyesi olan ünlü yazar, 1968'de Sovyet Devlet Edebiyat Ödülü'nü aldı.
Son yıllarda politikaya da atılan Aytmatov, Kırgızistan Meclisi'nde Talas Bölgesi Milletvekilliğinin yanı sıra Kırgızistan 'ın Benelux Devletleri büyükelçiliğini de yapmaktadır.
Uluslararası Cengiz Aytmatov Vakfı Onur Başkanlığı'nın yanı sıra 'Diyalog Avrasya' dergisinin yayın kurulu üyeliğini de yapan Aytmatov, uluslararası diyalog çalışmalarıyla da tanınmaktadır. Ünlü Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov, böbrek yetmezliği sonucu tedavi gördüğü Almanya'nın Nünberg kentindeki hastanede 10 Haziran 2008 günü hayatını kaybetti.
Kırgızistan Devlet Başkanlığı Basın Sözcüsü Dosalı Esenaliyev, yaptığı açıklamada, Almanya'nın Nünberg kentinde tedavi gören Cengiz Aytmatov'un hayatını kaybettiğini bildirdi. Esenaliyev, yazarın ölümü ile ilgili olarak Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev'in bilgilendirildiğini söyledi. Solunum cihazına bağlı olarak yoğun bakımda tutulan yazarın sağlık durumunun 10 Haziran 2008 günü kritik durumuna geldiği ifade edilmişti. Cengiz Aytmatov Aytmatov, bir Rus televizyon kanalının belgesel çekimleri için gittiği Tataristan'ın başkenti Kazan'da 16 Mayıs'ta ani böbrek rahatsızlığı geçirmesi üzerine hastaneye kaldırılmıştı. 79 yaşındaki yazar, 18 Mayıs'ta ambulans uçakla Almanya'ya nakledilmişti. Kırgızistan'da 2008 yılı, Cengiz Aytmatov yılı ilan edilmişti.
kaynak: turkedebiyati.org/okuryatar.com/ekşisözlük
haber: enpolitik.com/ Melek S. Tunç