Türkiye'de suçluların sıklıkla kullandığı yöntemlerden biri de hiç şüphesiz sahte kimlikle hayatlarına devam etmek. Öyle ki yeni kimliğine tamamen bürünen, sahte kimliğindeki tüm harf, rakam ve bilgileri ezberleyen çok sayıda suçlu olmasına rağmen çoğu zaman polisin dikkati bu kişilerin yakalanmasını sağlıyor.
Ancak polisin dikkati, emniyet teşkilatının suçlu arama tekniklerinde değişim ve teknolojinin gelişmesinin sonucu olarak çok daha etkin 'suçlu arama' yöntemleri geliştirilse de her zaman suçluları yakalamak mümkün olmuyor.
Son dönemlerde Türkiye'de daha sık duymaya başladığımız bir süreç ise, sahte kimlikle hayatlarına devam eden, suç işlemişse dahi bir şekilde yakalanmamış ya da yaptığı suçtan kimsenin haberi olmayan kişilerin açığa çıkmasına neden olan ilginç anlar yaşanmasına sebep oluyor.
Narkoz etkisiyle bülbül gibi ötüyorlar
Söz konusu olaylardan ilki geçtiğimiz günlerde yaşandı.
Suriye'de geçen yıl TSK tarafından Afrin bölgesinin terör örgütlerinden arındırılması için düzenlenen 'Zeytin Dalı Harekatı' sırasında PYD/YPG için istihbarat toplayan terörist Riyad Alu, hava saldırısında yaralandı.
Vücudunda yanıklar oluşan Alu, 2018 yılının Şubat ayında yaşa dışı yollarla Türkiye'ye geldi. Kendisi için 'Özgür Suriye Ordusu mensubuyum' diyen terörist Alu, başvurduğu hastanede tedaviye alındı.
Ameliyat edilen ve narkozun etkisi geçerken 'YPG' diyen Alu, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Ameliyattan sonra ismini söyleyince tutuklandı
Narkoz etkisinin hapiste bittiği bir diğer olay da Adana'da yaşandı.
Daha önce hastane önünde bir kişiyi öldüren şahıs, Antalya'ya kaçtı. Burada bulunduğu dönemde trafik kazası geçiren zanlı Adana'ya döndü ve sahte bir kimlikte hastanede ameliyat oldu.
Ameliyatın ardından narkozun etkisiyle gerçek ismini söyleyen zanlı gözaltına alınıp tutuklandı.
Narkozun etkisiyle söylenenler hukuken delil olur mu?
Yaşanan bu olaylar 'Narkozun etkisiyle söylenenler hukuken delil olur mu?' sorusunu beraberinde getirdi.
Avukat Yılmaz Yazıcıoğlu, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada bu soruya yanıt verdi.
Hukukta 'zorlama' olmadığı sürece her şeyin 'delil' olabileceğinin altını çizen Yazıcıoğlu, söz konusu olaylarda narkozun bu kişilere zorla verilmediğine değindi.
Bunun hukuk dilinde 'Sebebinde serbest hareketler teorisi' olarak adlandırıldığı bilgisini veren Yazıcıoğlu, 'Bu eylem, söz konuşu şahısların dışarıdan herhangi bir etkisi olmadan içine düştükleri durumu kapsıyor. Kimse 'gelin size burada zorla narkoz vereceğiz' demiyor. Kendi istekleriyle gidiyorlar. Narkoz verilince söyledikleri her şey bu nedenle delil olarak kabul edilir' şeklinde konuştu.
Sebebinde serbest hareketler kuramı nedir?
Sebebinde serbest hareketler kuramı; Kişinin isnat yeteneği yerindeyken işlemeyi göze alamadığı, cesaret edemediği suçu isnat yeteneğini ortadan kaldırarak kendisini bu suçu işleyebilir hale getirmesi durumudur.
