Türkiye'nin de üyesi olduğu Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) bugün kuruluşun 70'inci yıl dönümü.4 Nisan 1949'da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması'na dayanarak kurulan ve farklı dönemlerde 17 ülkenin da
NATO olarak bilinen açılımı 'Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü' olan dünya askeri örgütü 29 üye ülke ile 4 Nisan 1949 yılında kuruldu. NATO'nun kuruluş amacı, görevleri, üye ülkeler ve Türkiye ile gelişen ilişkileri haberimizin devamında...
NATO ve kuruluş amacı nedir?
?NATO? sözcüğü, İngilizce ?North Atlantic Treaty Organization? ifadesinin kısaltmasıdır yani Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü anlamına gelir. Merkezi, üye ülkelerden Belçika?nın başkenti Brüksel?dedir. Üye ülkelerin özgürlük ve güvenliklerini korumak amacıyla kurulmuş, uluslararası askeri bir ittifak kuruluşudur. Müttefik ülkelerin maruz kaldığı risklere ve külfetlere karşı adil paylaşımlar, İttifak?ı başarılı ve vazgeçilmez kılan unsurlar arasında yer alıyor. NATO?nun siyasi amacı; demokratik değerleri desteklemek, üye ülkelerin savunma ve güvenlikle ilgili sorunlarını istişare etmek, işbirliği yapmak, güven oluşturmak ve uzun vadede çatışmaları önlemek için olanaklar sağlamaktır. Askeri amacı ise; öncelikle ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesine yardımcı olmaktır. Başarısız olunduğu takdirde kriz yöntemi oluşturarak muhtemel askeri operasyonları masaya yatırmaktır. İttifak?ın askeri güçleri; savaş yaşanan bölgelerde NATO üyesi olmasa da bazı ülkelerin askerlerinin eğitilmesi, deniz korsanlığı operasyonları, uçuşa yasak bölgelerde güvenliğin sağlanması, ambargoların uygulanması gibi çeşitli görevler üstlenebiliyor.
İttifak üyeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma yapmakta.Belçika, Birleşik Krallık, Fransa, Hollanda ve Lüksemburg tarafından 17 Mart 1948'de imzalanan ve Soğuk Savaş'ın başındaki Sovyet tehdidine karşı ortak bir savunma antlaşması olan Brüksel Antlaşması, NATO'nun kuruluşunun öncüsü olarak değerlendiriliyor. 21 ülke NATO'nun 'Barış İçin Ortaklık' adlı girişiminde yer alırken 15 ülke kurumlaşmış diyalog programlarına dahil.NATO üye ülkelerin silahlı bir saldırıya uğrayan herhangi bir üye ülkeye yardım etmelerini öngören 5. maddesi, NATO tarihinde ilk ve tek kez 2001'deki 11 Eylül saldırılarından sonra uygulanarak saldırıların ardından askerler, NATO liderliğindeki ISAF'in emrinde Afganistan'a konuşlandırıldı.
'TÜRKİYE KENDİ SAVUNMA DEĞERLERİNİ ÜRETMELİ'
Siyasi istikrar analist şirketi S Bilişim Danışmanlık, 70'inci kuruluş yıl dönümü olan NATO'nun tarihine ve geleceğine yönelik değerlendirmelerinin yanı sıra Türkiye-NATO ilişkilerinin de bulunduğu bir rapor yayımladı.Raporda ilk dönemlerde NATO'nun değişimi yöneten bir ittifak olduğu son dönemlerde ise, değişimce yönetilen bir ittifak olduğuna vurgu yapıldı. Türkiye'nin, sadece materyal olarak değil savunma değerlerini de kendisinin üretmesi ve kullanması gerektiğinin de rapor da altı çizildi.
RAPORUN SATIR BAŞLARI ŞÖYLE;
'Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), 4 Nisan 1949 yılında Brüksel?de; Belçika, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, İngiltere, ABD, Kanada, Danimarka, İzlanda, İtalya, Norveç ve Portekiz'in 12 kurucu üye ülkenin imzasıyla kuruldu.Şubat 1952?de Türkiye-Yunanistan, 1955?de Almanya, 1982?de İspanya ittifaka katıldı. 1999?da Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya, 2004?de Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya, 2009?da Hırvatistan ve Arnavutluk, 2017?de Karadağ NATO?ya üye oldu. NATO halen 29 üyeden oluşuyor. Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore NATO?nun küresel ortaklarıdır.Türkiye?nin 1952 yılında NATO?ya katılımı esnasında başbakanlık koltuğunda Adnan Menderes oturuyordu.'
'NATO iki temel değer üstüne kurulu; güvenlik ve özgürlük. NATO üyelerinin birine yapılan saldırı tümüne yapılmış sayılır. Demokrasi, liberal değerler, hukuk devleti, uyuşmazlık çözümünde kuvvet kullanımından imtina, ortak ilkelerdir. NATO, mensuplarının egemenlik haklarına müdahale etmeksizin savunma kapasitelerini birlikte geliştirmelerine yardımcı olur.NATO, ittifakın hatta herhangi üyesinin açık-saldırı altında olmamasına rağmen ileride büyüyüp tehdit teşkil ettirebilecek gelişmelere müdahale etmektedir.'
'TÜRKİYE GÖREVİNİ LAYIKIYLA İFA ETTİ'
'1952-2011?de NATO-Türkiye ilişkileri verimli ortaklık denebilecek işleyişteydi. NATO, güvenlik ve özgürlük yanında dış etkileşiminde istikrar üretmek bakımından Türkiye?yi desteklemiştir. Türkiye, Avrupa savunmasının güneydoğu kanat ülke sorumluluğunu tümüyle üstlenmiş, layıkıyla ifa etmiştir.Türkiye, Avrupa?nın sulh ve sükûn içinde kalmasını, kendi kanadından herhangi savunma ve güvenlik riskiyle muhataplığını kesintisiz önlemiştir. Türkiye, ittifakta ayrışmaya yol açmamıştır.Savunma konularında Türkiye, madde 4 kapsamında NATO?yla istişare etmeksizin iş yapmamış, kendine saha açmamıştır.Türkiye, NATO?nun Rusya ile en uzun kara sınırına sahip ülke unvanını uzun müddet korumuştur. Bundan başka, ittifak kara sınırlarının üçte birinin korunmasında mesuliyet üstlenmiştir.Türkiye, ABD ve NATO?nun tarihî ıskalayan hamle ve yanlış politikalarından süratle uzaklaşmıştır. '
'KORE SAVAŞI EN BÜYÜK BAŞARISI KABUL EDİLİYOR'
'1950?li yıllarda Kore savaşı, NATO?nun tarihte belki en büyük başarısı olarak kabul ediliyor. 1960?lı yılların ikinci yarısında Fransa-De Gaulle NATO?nun askerî kanadından çekilmiş, kriz derinleştirilmemiş, ittifak sürdürülmüştür.1999?da NATO, BM Güvenlik Konseyi kararı bulunmaksızın Yugoslavya-Sırbistan?ı bombalamıştır. Bombalamayla Yugoslavya bölünmüş, Kosova devlet olarak resmen tanınmıştır.NATO?nun insan hakları ve demokrasinin savunucusu olduğu tezleri, Yugoslavya bombalamasından itibaren belli uluslararası-kültürel çevrelerde reddedilmiştir.Avrupa Birliği 2002-03?ten itibaren NATO etkileşimini gözden geçirmek zorunda kalmıştır. İlk evrelerinde NATO değişimi yöneten örgüttendi. Son on yıllarında NATO, değişimce yönetilen örgüttendir. Türkiye, sadece materyal olarak değil savunma değerlerini de kendi üretmeli, kendince kullanmalıdır'