CHP'nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul kararı sonrası Kübra Par'ın moderatörlüğünde Habertürk TV ekranlarında yayınlanan 'Kübra Par'la Açık ve Net' programında açıklamalarda bulunuyor...
İşte Yakupoğlu'nun açıklamalarından satır başları...
Toplantılarda 7 Yargıtay 5 tane Danıştay'ın seçtiği yüksek hakimlerden oluşur. Bunun yanı sıra 298 Kanunu'nun 17. maddesine göre en çok oyu almış dört partinin temsilcisi bulunur. Bizler genel başkanlarımızın yazısıyla temsilcisi oluruz. Genel Başkanımızın ve partimizin sahip olduğu tüm yetkileri kullanabiliriz. 16 kişilik bir kurul olarak düşünün orayı. Bizlerin de sınırsız konuşma haklarımız var. Üyelerle birlikte aynı masada oturuyoruz. Bizlerin de odası var. Her türlü düşüncemizi partimiz adına ifade edebiliyoruz. Ancak iş oylama noktasına geldiğinde biz o oylamayı izliyoruz.
'BU KONU YÜKSEK SEÇİM KURULU'NUN 1 AYDIR GÜNDEMİNDEYDİ'
Gündemi başkan belirler, üyeler görüşlerini bildirir. Siyasi parti temsilcileri müzakerelerin gelişmesine göre kendi fikirlerini ve taleplerini iletirler. Bu konu 36 gündür YSK'nın gündeminde. Dünkü müzakere işin son noktasıydı. AK Parti'nin YSK'ya önce olağan itirazı geldi, Büyükçekmece ile ilgili. Ardından olağanüstü itirazla yine Büyükçekmece getirildi. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye seçiminin iptali ile geldi, daha sonra ek taleple gelindi. Bütün bu talepler zaman içinde YSK tarafından inceleniyordu. AK Parti'nin o meşhur üç bavulla delillerini YSK'ya getirdiğinde bunlar tasnif edilip sisteme yüklendi. Kısıtlı, tutuklu, ölü seçmenlerle ilgili kısmı Seçim İşleri Genel Müdürlüğü tarafından incelenmesine karar verildi. Sandıklardaki oy hareketleri kamu görevlisi olmayan sandık üyeleriyle ilgili Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü görevlendirildi.
'ŞU ANDA KAMU GÖREVLİSİNİ TARİF EDEN 4 KANUN VAR'
İlçe seçim kurullarından gelen bilgiler iki genel müdürlük tarafından tasnif edildiler. Bizlere bilgi notu olarak eklerle verildi. Gelen bilgi ve belgelerin dün herhangi müzakeresi yapılmadı zaten bunlar önceki süreçlerde yapılmışlardı. YSK'nın dünkü 5 saat süren müzakerelerde AK Parti'nin bütün itiraz ettiği hususlar ayrı ayrı müzakere edildi ama ayrı ayrı oylanmadı. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iptalini kabul edenler ve reddedenler şeklinde bir oylama yapıldı. Dünkü kısa kararına baktığımız zaman YSK'nın, orada sadece sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olmadığı sandıklarda oy kullanan seçmen sayılarının toplamının aradaki 14 bin farktan fazla olduğu için seçim iptaline gidildi. Kamu görevlisi kavramı şu anda mevzuatını tarif eden temel 4 kanun var. Hangisine göre diyeceksiniz. Bu kanun değişikliği Mart 2018'de AK Parti tarafından alelacele yapıldığı için bunun ucunu arkasını göremediler.
'KAMU GÖREVLİSİ AMA HANGİ KANUNA GÖRE KAMU GÖREVLİSİ? '
AK Parti burada kimi sandıklarda CHP, kimi sandıklarda HDP, kimi sandıklarda MHP'lilerin sandık kurulu başkanlığından rahatsız olduğu için pragmatik davrandığı için bunun sonucunu kestiremedi. Şimdi kime göre kamu görevlisi, kime göre değil. Bunun cevabını bulmak çok zor.Yaptığımız seçim mahalli idareler seçimleri. Büyük şehirlerde il seçim kurulları, ilçelerde ilçe seçim kurulları belirler. Burada siyasi partilerin bir dahli yoktur. Sandık kurulu ve başkan ve üyeleri bildirmek zorunda değildir YSK. Bunun bir denetlemesini kendisine itiraz gelmediği sürece normal şartlarda yapmaz. YSK'nın kararına göre sizinle benim oy kullandığımız sandıkta eğer kamu görevlisi olmayan üye varsa bizim oy kullandığımız o sandıktaki toplam 340 sandıktaki oy çöpe gitti.
'ORAYA BİLDİRİLEN İSİMLERİN BİZİM DENETLEME YETKİMİZ YOK'
Biz CHP olarak YSK'nın bugüne kadar kurallara, genelge ve kararlara uygun davranırız, diğer partiler de öyle. Sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olup olmadığını, isimleri bildirse bile denetleme yetkimiz yok. Orada diyor ki, falanca Anadolu lisesinde öğretmen diyor mesela. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu çerçevesinde ben bunu öğrenemem. Ben üç çuval evrakın tamamını inceledim. Kumpas, şaibe, organize bir yolsuzluk da görmedim. YSK'nın şimdiye kadar geliştirdiği tüm içtihatlarda gerek olağanüstü gerek tam kanunsuzluk itirazlarda. Kanunsuzluk kanuna bire bir uyup uymadığına bakılır. Ama bu tek başına bu seçim işleminin iptali için görmemiştir YSK. YSK bir işlem kanuna açıkça aykırı olabilir; ancak ve ancak bu işlemin seçmen iradesini sakatladığı ya da seçim sonuçlarını doğrudan etkilemişse o zaman iptal ederim diyor.
'TAM KANUNSUZLUK OLSAYDI İSTANBUL SEÇİMLERİN TAMAMI İPTAL OLURDU'
Tam kanunsuzluk sebebiyle İBB seçimi iptal edilmiş olsa idi, aynı sandık kurullarının imzaladıkları ilçe belediye başkanlığı, ilçe belediye meclis üyeliği ve o sandıktaki muhtarlık sandık seçim tutanaklarıyla ilgili olarak seçimin tamamının iptal edilmesi gerekli olmalıydı. Dün ben sözlerime başlarken 'Sayın YSK siz şu ana kadar AK Parti'nin itirazlarını yani kısıtlı seçmen, hükümlü, tutuklu, boş çeteleler vs. bu itirazların hepsini 298 sayılı kanunun 130. maddesinde düzenlenmiş olan olağanüstü itiraza göre incelediniz. Şimdi incelemeye konu 130. maddede belirtilen oy verme günü seçimin sonucunu etkileyen bir durum değildir.' diye konuştum. 'Siz bu itiraz ise 2 Mart'ta kesinleşmiş, bütün itiraz sürecinden geçmiş kesinleşmiş bir işlemi incelemeye başladınız' dedim. Oysa hukukta geri vites yoktur. Bu noktaya kadar olağanüstü itiraz olarak incelendi, kararı da buna göre verin diye konuştum. Kanunsuzluk olsaydı İstanbul seçimlerinin tamamı iptal edilirdi.
'YSK TAM KANUNSUZLUK DEĞİL OLAĞANÜSTÜ İTİRAZI DEĞERLENDİRDİ'
Tam kanunsuzluk kavramı elle tutulmaz, gözle görülmez. Anayasamızın 79. maddesi YSK'ya görev yüklemiştir. Seçimlerin güvenli bir şekilde sonlandırılması görevidir. YSK eğer olağan ve olağanüstü itiraz süreleri dışında bir kanunsuzlukla karşılaşırsa, bunun için itiraza da gerek yok. Resen alabilir, kendisine bir ihbar gelse de incelemeye alabilir. İşte o zaman bu işlem kanuna aykırı mı, seçmen iradesini sakatlıyor mu, seçim sonuçlarını etkiliyor mu? Bunları görürse başka hiçbir şey aramadan o işlemin iptaline karar verir. YSK şu anda olağanüstü itiraz süreci işliyor bu süreçte tam kanunsuzluk işlemi yapmam dedi. Ben önüme gelen itirazları olağanüstü itiraz olarak incelerim dedi. Olağanüstü itiraz süreci içerisinde ilgili parti hakim seçim itirazı için gelmişse ben o işlemi yaparım dedi.
'AK PARTİ'NİN İTİRAZ ETTİĞİ SANDIKLARDA DAHA FAZLA OY ALMIŞ'
Sandık başında bir tane şikayet yok. AK Parti'nin iddiasında 19 bin sandık kurulu var. Bu sandık kuruluna yapılmış tek bir şikayet yok. Aslında 16 bin. Sadece 141 sandık kurulunda AK Partili üye yok. Bunun dışında bütün sandıklarda, kendi iddialarına göre 16 bin küsur sandık kurulunun tamamında AK Partili üyeler sandık kurulu üyeliği yapmış, ayrıca AK Partili müşahitler var. Sandık kurulu maniple etmişse orada şikayet edersiniz. Orada 5 adet boş sayfa vardır. İtirazlar olursa oraya yazılır ve imza atılır. Böyle bir itiraz yok. Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü'nün bilgilerine göre AK Parti'nin itiraz ettiği 16 bin sandığın tamamında AK Parti adayı sayın Binali Yıldırım, sayın Ekrem İmamoğlu'ndan daha fazla oy almış.
'SADECE BU SEÇİMDE YAŞANMIŞ DEĞİL, SEÇİMİN RUHUNDA VAR BU'
Seçim hukukunda varsayım yoktur. 298 sayılı kanunun 130. maddesine göre elle tutulur, gözle görülür durumlar, hal ve haller vardır. Maddi hatalar, kaydırma hataları her seçimde olur. Kimi seçim türlerinde CHP aleyhine olmuştur, kimilerinde olmamıştır. Bu pusuladaki yerinizle ilgilidir. Sizin yanınızda daha düşük oy alan parti varsa sizin oyunuz o karışıklık içerisinde o partiye yazılabilir. Yanınızda daha kuvvetli parti varsa yazılmaz. Geçmişe dönük seçim türlerine bakalım, AK Parti'nin lehine, CHP'nin lehine olanları hesaplayalım, ortalamalarını alalım vesaire. Geçersiz oyların tamamı sayıldı, yetmedi 6 ilçede bütün oylar sayıldı. Bir önceki seçimlerde Ankara için bizim geçersiz oyların sayılması talebi kabul edilmedi. Orda da kaydırmalar vardı, geçersiz oy pusulaları vardı. Bu sadece bu seçimde yaşanmış bir ilk değil, seçimin ruhunda var bu.
'YARIN YSK'YA TAM KANUNSUZLUK SEBEBİYLE İTİRAZDA BULUNACAK'
CHP'nin yarın YSK'ya İstanbul'daki 39 ilçenin sandık kurullarının oluşumunda usulsüzlükten dolayı tam kanunsuzluk teşkil edildiği sebebiyle itirazda bulunacağız. Şimdi maddi gerçek ortaya çıktı. Şu anda konuşulan sandık kurulların teşkiliyle ilgili gerekçe ise cin şişeden çıktı. İlçe belediye başkanı, ilçe belediye meclis üyesi, muhtarlıklarda seçimleri yapan sandık kuruluyla ilgili seçim iptali başvurusu yapacağız.
'31 MART'TAKİ SEÇMEN LİSTELERİ AYNEN KORUNACAK'
YSK dün aldığı kararda İstanbul yenileme seçiminin 2 Haziran'da değil 23 Haziran'a karar verdi. Yetişemeyeceği gerekçesiyle. Bir ilke kararı hazırlanması ve komisyon kurulmasına karar verdi. 2 Haziran yenileme ilişkin karar 23 Haziran'a adeta uyarlanacak. Birincisi seçmen listeleri değişmeyecek. Öngörüm 31 Mart'taki seçmen listeleri aynen korunacak. 1 hafta kalan ölenler, hükümlü olanlar, silah altına alınanlar, askeri öğrenciler düşülecek, kalanlarla birlikte seçimler yapılacak. 23 Haziran'da oy kullanmak için 31 Mart'ta ismi olup da herhangi bir sebeple oy kullanamamış olanlar kullanabilirler.
'ADAYLAR İSTİFA VEYA ÖLÜM HALİNDE DEĞİŞTİRİLEBİLİR'
Aynı adaylarla gidilecek. Bulunmayan üyelerin yerine ilçe seçim kurulu dolduracak. Kamu görevlisi olmayan başkan ve üyeler değiştirilecekler. Partiler adayını geri çekemez. Sadece istifa ederse ya da Allah gecinden versin ölürse çekebilir. İstanbul İl Seçim Kurulu bir seçim takvimi yapacak.