24, 25 ve 26. dönem AK Parti Milletvekili hem de sitemiz yazarı Selçuk Özdağ yazısında Türkiye'nin hala en önemli sorunu terör ve bölücülük meselesi olduğunu söyleyerek ?Bir sorunu çözmenin en etkin yolu onu bütün yönleriyle bilmekten ve arka planına hakim olmaktan geçmektedir? dedi. Özdağ yazısının devamında Hakkı Öznur?un çıkartmış olduğu 6 ciltlik Ülkücü Hareket, 2 ciltlik Derin Sol, 3 ciltlik Muhsin Yazıcıoğlu külliyatı ve birçok farklı eserden sonra yayınladığı Ortadoğu'nun Cahş'ları adlı kitaplarını düz okuyucuların değil, politika yapıcılarının da faydalanması gerektiğine değindi. Özdağ?ın yazısı şu şekilde:
Türkiye'nin hala en önemli sorunu terör ve bölücülük meselesidir. Devam eden terörle geçen her dakika Türkiye'nin aleyhine olmakta, uluslararası toplumda bölgede denetimin sağlanamadığı imajı oluşmaktadır.
Bir sorunu çözmenin en etkin yolu onu bütün yönleriyle bilmekten ve arka planına hakim olmaktan geçmektedir. Ne yazık ki, bu konuda yeterince hassasiyetin gösterildiğini söylemek mümkün değildir. Meseleyi bilenlerden ziyade -iktidarların- bölge siyasetine yakın duranların- sözleri dinlenmiş, neticede terör saldırılarının başlangıcının üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen bölücülü terör bitirilememiştir.
İşte bu konuda sözü, fikri olanlardan biri de Hakkı Öznur'dur. Öznur, gecesini gündüzüne katarak etnik bölücülükle ilgili birçok değerli esere imza attı.6 ciltlik Ülkücü Hareket, 2 ciltlik Derin Sol, 3 ciltlik Muhsin Yazıcıoğlu külliyatı ve bir çok farklı eserden sonra yayınladığı Ortadoğu'nun Cahş'ları bunlardan bazıları. Yeni çıkan Ortadoğu'nun Cahşları etnik bölücülükle ilgili bilgi sahibi olmak isteyen herkesin ilk başvurması gereken eserlerin başında geliyor.
Öznur, bu yeni çalışmasında Kürtçü bölücülüğün tarihi arka planına mercek tutarak aslında günümüzde yaşanan sorunlara ayna tutmuş. Ortadoğu'nun Cahşları Barzani ailesi üzerine bir arkeoloji çalışması hüviyeti taşıyor gibi gözükse de aslında -Kürt Sorununu var eden sebeplere- yoğunlaşarak mesele üzerinde çalışanlara zengin bir malzeme sunuyor. İki ciltlik kitabın birinci cildi Pro İsrail Barzanileri anlatıyor. Kitabı okudukça Barzani ailesinin derin bağlantılarına, emperyalizmle şaşırtıcı ilişkilerine tanık oluyorsunuz. Barzani ailesinin kökleri kazındıkça altından Yahudilik ve İsrail bağlantılarının çıktığını görebiliyorsunuz. İkinci ciltte ise Türkiye'deki Barzanici hareketler merceğe alınarak Türkiye'deki etnik ayrımcılıktaki rolü irdeleniyor. Öznur'un dev eseri okunduğunda Barzani'nin 2012 de başlatılan çözüm sürecindeki etkisini de görebiliyorsunuz. Kamuoyunun yakından tanıdığı Leyla Zana, İbrahim Güçlü, Nizamettin Taş ve Kemal Burkay gibi isimlerin Barzani ile ilişkileri ise kitaba ayrı bir güncellik ve canlılık katmış. Öznur, geçmişi anlatmakla yetinmemiş, günümüzün aktörlerine de değinerek kitabı hem ilginç hem de canlı hale getirerek sadece tarih kitabı gibi okunmasının ve algılanmasının önüne geçmiş.
Kitapta bölücülük ve terör sorununu anlamak için her ayrıntı var. Bu tip çalışmalardan sadece düz okuyucuların değil, politika yapıcılarının da faydalanması gerekir. Sağa sola doldurulan en küçük bir çalışması olmayan danışmanlar yerine keşke Öznur gibi bu ülkenin birliğine sevdalanan, bu amaçla gecesini gündüzüne katan insanlardan yararlanılabilse.
Öznur'la BBP'de beraber çalıştık. Her zaman bir şeyler öğrenmeye ve aktarmaya çalışan çalışkan, üretken biri olarak gördüm. Çizgisini hiç değiştirmedi, doğruya doğru, yanlışa yanlış dedi. Omurgasızlık yapmadı. Siyasetle araştırmacılığı bir arada yürüttü. Düşünce hayatımıza önemli katkılarda bulundu. Bu tip yazarların desteklenmesi, sahiplenilmesi gerekiyor. Bölücülükle asıl mücadele entelektüel alanda verilen mücadeledir. Bu konuda verilen her eser terör örgütü ve uzantılarının suratına atılmış bir şamar gibidir. Türkiye terör ve bölücülükle mücadelesini kazanmak istiyorsa önce entelektüel mücadeleyi kazanmalıdır. İşte bu mücadeleyi de ancak Öznur gibi hiç bir karşılık beklemeden çalışan üretken, velut yazarlar sayesinde kazanmak mümkündür. Öznur görevini yaptı, bu tip eserleri okuyarak, yayarak bizler de görevimizi yapmalıyız. Bu dev eser ve hassasiyetleri yüzünden Öznur'a teşekkür ediyor, okuyucularımdan Öznur'un eserine karşı hak ettiği ilgiyi göstermelerini bekliyorum.