Tezgahlara indi: İşte yüksek dağların binbir derde deva otu 'Işkın'

Tezgahlara indi: İşte yüksek dağların binbir derde deva otu

Anadolu'nun hemen her yöresinde rastlamanın mümkün olduğu, sağlığa faydası saymakla bitmeyen, 'uçku' veya 'yayla muzu' olarak da bilinen 'ışkın otu' mevsim itibari ile tezgahlara inmeye başladı.

Halk dilinde uçkun veya eşkışkın, yer yer 'yayla muzu'  olarak da adlandırılan ışkın bitkisi,Polygonaceae familyasına ait olup, dünyada yaklaşık 50 cinsi ve bin 120 türe sahiptir. Bu elli cinsten birisi de Rheum cinsidir. Rheum cinsinin de 60 kadar türü vardır. Peki eşkışkın nedir, faydaları nelerdir?

Ülkemizde bu türlerden sadece Rheum ribes türü doğal olarak yetişmektedir. Bitkiye, yörelere göre eşkışkın, ışgın, ışkın, eşgin, eşkin, uçkun, uşgun, revas, revaz, ribes, rimbez gibi isimler verilmektedir ki bunların çoğu ışkının değiştirilmiş şeklidir ve aynı bitki için kullanılmaktadır.



Işkın otu bitkisi (Rheum ribes L.) diğer Rheum türleri gibi çok yıllık otsu bitkidir. Bazı kaynaklarda ağaç olarak nitelendirilmiş ise de bu doğru değildir.

Işkın otu, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki tüm illerimizin 1500 ?2500 m yüksekliklerinde kayalık ve çakıl yamaçlarda kendiliğinden yetişmektedir. Bazı kaynaklarda bu yükseklik 1000- 4000 m. arası olarak verilmektedir. Ülkemiz dışında İran, Suriye, Irak, Ermenistan, Azerbaycan, Afganistan ve Pakistan?da da yetişmektedir.

Bitkinin yaprak sapları özellikle gövdesi yılın iklim seyrine ve yükseltiye göre nisan, mayıs ve haziranın ilk yarısında toplanıp pazarlara getirilmekte ve satılmaktadır.

Bugün başta İstanbul ve Ankara olmak üzere diğer illere de gönderilmektedir. Toplama zamanı bitkinin tomurcuk dönemini geçmemelidir. Zira saplar kartlaşıp, liflenmekte ve yenilememekte veya yenilmesi güçleşmektedir. Işkının pazarlara gelmesi ?Işkın tezgahlarda? ?Işkın geçim kaynakları oldu? haberlerini de beraberinde getirmektedir.

Eşkışkın bitkisinin yenen kısmının %90-95 sudur. Ham lif, C vitamini, demir ve çinko bakımından iyi olduğu, antioksidan etkisinin olduğu belirtilmektedir. Gövde soyulup çiğ olarak yenilmektedir. Tadı ekşi ve buruktur. Tadının ekşiliği düşük pH dan (3.5-4.5), burukluğu ise tanen ihtiva etmesinden kaynaklanmaktadır.



Işkın otu sadece soyulup yenilmemekte, yörede pişirilerek çeşitli yemekleri yapılmaktadır. Bitkinin kültüre alınması konusunda da çalışılmış ancak çiçeklenme sağlanamadığı için devamı getirilememiştir. 


Eşkışkın otunun faydaları nelerdir?


Işkının tıbbi faydaları vardır ve bu bakımdan kökleri de önemlidir. Toprak üstü kısımları iştah açıcı midevi olup, kusma ve ishale karşı faydalıdır.

Ayrıca şeker ve kolesterol düşürücü etkisi vardır. Işkının kökleri kaynatılıp çay yapılarak içildiği gibi, temizlenip soyulduktan sonra kurutulup ufalanarak ya da toz edilerek de kullanılır. Özellikle yörede şeker hastalığına karşı kullanılmaktadır.



Az alındığında kabız, biraz yüksek dozda alındığında ise müshil etkisi vardır. Bağırsakları tahriş etmediğinden dolayı kullanımının güvenli olduğu belirtilmektedir.

Işkın otu yine sarılığa karşı kullanılmaktadır. Bazı kanser türlerine olumlu etkisinin olabileceği de ileri sürülmektedir. Işkın yörede hayvanların tedavisinde de kullanılmaktadır.

Bingöl'de Işkın tırmanışı başladı

Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki yüksek kesimlerde yetişen, kuzukulağıgiller familyasının ekşimsi tadıyla kiviyi andıran ve muz gibi soyularak yenildiği için 'yayla muzu' da denilen ışkın otu toplanmaya başlandı.



Bingöl'ün Genç ilçesinde yaşayanlar, ekşimsi tadıyla kiviyi andıran ışkın bitkisini toplamak için 2 bin 700 rakımlı Ömeran Dağı'na tırmanıyor. Yorucu tırmanışın ardından toplanan ve muz gibi soyulduğu için 'yayla muzu' adı da verilen meyve olarak tüketilen çubuk şeklindeki otun demeti, 5 ile 10 lira arasında satılıyor.

Bölgede sevilerek tüketilen ışkınlar, yurt genelindeki birçok kentte de satılıyor. Bol miktarda C vitamini barındıran ışkının, aynı zamanda A, B1, B2, E ve K vitaminlerini de içerip, taze tüketildiğinde mide bulantısı, şeker hastalığı ve hazımsızlığa iyi geldiği söyleniyor.

'Vatandaşlar bilinçli topluyor'

Bölgede yaşayan vatandaşların, ışkını, çiçeklerine zarar vermeden, devamlılığının sağlanması için bilinçli topladıklarını ifade eden TEMA Vakfı İl Temsilcisi Cuma Karaaslan, 'Dönemsel bir bitki olduğu için bekletilmesi saklanması söz konusu değildir. İnsanlar toplama alanlarında sürekli her yıl topladığı için, genetiğine zarar vermeden devamlılığını sağlayacak şekilde topluyorlar. Çok basit yeme şekli var. Kabuğu hemen soyuluyor. Bu otun özü sudur. Tadı kiviyi andırıyor. En güzel suyu, en güzel değeri, en iyi bitkiyi alıp kendi kendine yetişen bir meyvedir. Bingöl'ün nadide bitkilerindendir. 

Bingöl Matan bölgesinin özelliği biraz daha geç oluşmasıyla, daha kıvamlı hale geliyor. Karlıova, Solhan ilçelerindeki Şerafettin Dağları, Çötere Dağı eteklerinde olduğu bilinir. Bölgemiz açısından endemik olan bir üründür. Ama Türkiye'de sanırım Bingöl'de, Muş'ta, Tunceli'de, Diyarbakır'ın bir kesiminde olma ihtimalleri var. Bu bitkinin olduğu yerlerde Kirkor mantarı, diğer bitkiler olmak üzere tazeliğini korumaktadır. Haziran ayında bölgede başlayan yeşillik, ilk meyvesini ışkınla başlatır. Daha sonra tırşık, yarpuz, dağ nanesi, dağ çayı, kuzukulağı ve diğer otlarla devam edip kışa kadar dağda bir çuval unla beslenebilir, hayatınızı devam ettirebilirsiniz. Bunlar için de dünyayı kırmaya dökmeye gerek yok, doğada her şey var' diye konuştu. 

Işkını toplayanlar ise bölgede yetişen otun, yöre halkının geçim kaynağı haline geldiğini ifade etti.

kaynak: gidahatti/dha

haber: enpolitik/ Melek S. Tunç