Vatan bir bütündür parçalanamaz! Kurtuluş Savaşımızın yapı taşı 'Erzurum Kongresi' 100 yaşında...

Vatan bir bütündür parçalanamaz! Kurtuluş Savaşımızın yapı taşı

23 temmuz - 7 ağustos 1919 tarihleri arasında toplanan ve tarihe altın harflerle geçen milli kongre; Erzurum Kongresi'nin 100'üncü yılı vatanın bağımsız bütünlüğü idraki ile bir kez daha anılıyor...

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk yönetiminde, 'Milli sınırlar içinde vatan, bölünmez bir bütündür, parçalanamaz' kararıyla Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı, Kurtuluş Savaşımızın yapı taşı niteliği taşıyan Erzurum Kongresi'nin 100'üncü yıl dönümü idrak ediliyor.




Milli mücadelenin mihenk taşlarından biri olan Erzurum Kongresi, bölgesel olmasına rağmen alınan kararlar ve verilen net mesajlardan dolayı milli bir kongre özelliği taşırken, büyük emek ve çabalarla bugünlere gelmemizi sağlayan ecdadımız, bu vesile ile bir kez daha rahmet ve minnetle anılıyor...

Milli Mücadele?nin en önemli adımlarından biri olan Erzurum Kongresi manda ve himayenin reddinin ilan edildiği yer olarak tarihe geçti. Erzurum Kongresi, yerel bir kongre olarak toplanmasına rağmen alınan kararların bütün ülkeyi ilgilendirmesi bakımından önemlidir.

Milli Mücadele döneminde Türk Devleti?nin sınırlarını belirleyen Misak-ı Milli 28 Ocak 1920 tarihinde son Osmanlı Mebusan Meclisi?nde kabul edilmesi Erzurum ve Sivas Kongrelerinde ortaya konulan ilkelere dayanmıştı.



Amasya Genelgesi?nde ulusal bir kongre toplanması kararı alındıktan sonra Milli Mücadele?nin lideri Mustafa Kemal, Sivas?ta bir kongre yapmayı planlarken, Kazım Karabekir önce Doğu Anadolu?da bölgesel bir kongre toplamanın faydalı olacağı görüşündeydi. Doğu Anadolu?da faaliyet gösteren Ermeni komitacıların faaliyetlerine son verilmesi gerekiyordu.

İstanbul Hükümeti'nin Mustafa Kemal Paşayı görevinden aldığını ve hakkında tutuklama kararının çıkarıldığı tebligatı eline geçmeden kendisi zaten askerlik görevinden istifa etti ve sivil olarak Erzurum?a arkadaşlarıyla beraber kongreyi düzenlemek için yola çıktı.



Amasya Genelgesi'nden sonra İstanbul ve askerlikle ilişkisi kesilen Mustafa Kemal'e, başta Kazım Karabekir olmak üzere Anadolu'daki komutan ve mülki amirlerin büyük bir çoğunluğu verdikleri desteği sürdürmeye devam ettiler.

 Amasya Genelgesi'nde yer aldığı gibi, Mustafa Kemal bu dönemde milli bir kongre toplayarak, milli mücadele ile ilgili tüm faaliyetleri birleştirmeyi planlıyordu. Kazım Karabekir, milli bir kongreden önce Doğu illeri için bölgesel bir kongre toplanmasının faydalı olacağı görüşündeydi. 

Mustafa Kemal, bölgesel bir kongreye karşı olmasına rağmen, Kazım Karabekir ve Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ısrarları karşısında bir kongre toplanmasını ve kongreye katılmayı kabul etti.


 

Kongre, 10 Temmuz'da toplanması kararlaştırılmış olmasına rağmen, 23 Temmuz'da bir okul salonunda 54 delege ile çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal'in davetli olarak katıldığı bu kongreye asil üye olabilmesi için, Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu istifa ederek, kendi yerine Mustafa Kemal'in seçilmesini sağladı.

İlk gün, Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçildi. Milli bir hal alan kongrede, genel değerlendirmeler yapıldı ve doğu illerinin durumu görüşüldü. Milli mücadelenin temelleri açısından önemli kararlar alındı.



 Erzurum Kongresi'ne katılanlar: 17 çiftçi ve tüccar, 5 emekli subay, 4 emekli memur, 5 öğretmen, 4 gazeteci, 5 hukukçu, 2 mühendis, 1 doktor, 6 din adamı, 3 eski milletvekili, 1 general ve 1 eski bakan olmak üzere 54 delegeden oluşmuştu.



Alınan Kararlar 

 1. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz. 

 2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir. 

 3. Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır. 

 4. Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır. 

 5. Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.

 6. Manda ve himaye kabul edilemez. 

 7. Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır. 

 8. Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır.


kaynak: atatürk.net/yeniçağ

haber: enpolitik/ Melek S. Tunç