Denizli'de meydana gelen 6 büyüklüğündeki deprem ile Kuşadası Körfezi yakınlarında 4,8 büyüklüğündeki depremin ardından uzmanlardan uyarı geldi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, özellikle Denizli'deki depremde evleri hasar gören kişilerin bu durumu yetkililere bildirmesi gerektiğini söyledi. İzmir'i de etkileyen merkez üssü Kuşadaşı Körfezi'ndeki deprem ile Denizli'deki depremin birbirinden farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Sözbilir, 'Türkiye'de 6 ve daha büyük ölçekli deprem olmadığı sürece, yıkıcı bir olay yaşanmaz. Can ve mal kaybı 6 ve daha büyük ölçeklerdeki depremlerde meydana geliyor. Denizli'de olan deprem, 6 büyüklüğünde. Dolaysıyla yıkıcı deprem büyüklüğüne sahip. Bu depremde bazı evler yıkılmış olabilir. Can ve mal kaybı yaşanabilir. Bu ölçekteki deprem yüzeye kadar gelir ve yüzeyi kırar. Bu tür bir depremde resmi kurumların olay yerinde inceleme yapması gerekiyor' dedi.
'SARSINTILAR DEVAM EDECEK'
Depremin meydana geldiği bölgedeki fay hattı boyunca yaşayan insanların evlerinde belli hasarların oluşabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Sözbilir, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Evlerinde veya binalarında hasar meydana gelen kişiler, bu durumu yetkililere bildirmeli. Çünkü bunların artçıları devam edecek. 5 büyüklüğünde artçı depremler olabilir. Dolaysıyla az hasar görmüş bir ev daha büyük hasar görebilir. Bu nedenle yetkililerin o evleri, binaları inceleyip, bu tür yapılarda oturulup oturulamayacağını söylemeleri lazım. Şu anda yaptığımız çalışmalarda artçıları görüyoruz. Belli bir hat boyunca ilerliyorlar. Acıgöl Havzası'nın kuzey kenarı kırılmış durumda. Bu nedenle Denizli'de 6'dan küçük artçılar yaşanacak.'
'İZMİR DEPREM MASTER PLANI YENİLENMELİ'
İzmir'de meydana gelen depremin ise 5'ten küçük olduğunu ve bir süre bu sarsıntıların devam edeceğini açıklayan Sözbilir, 'İzmir'de 5'ten küçük depremler olacak. Bu depremler sadece hissedilecek. İzmir çevresinde 7 büyüklüğünde deprem üreten faylarımız var. Dolayısıyla resmi anlamda yapılması gereken şeyler var. İzmir'in deprem master planının yenilenmesi gerekiyor. İlçe özelinde bunların yapılması lazım. Seferihisar, Gümüldür, Gülbahçe diri fayların üzerinde bulunan yerleşim bölgeleri. O nedenle bu bölgelerin deprem master planlarının yapılması gerekiyor.'
'BAYRAM SÜRESİNCE HAFİF HAFİF SALLANACAĞIZ'
Bugün gün içerisinde İzmir'de 30'un üzerinde artçı sarsıntıların meydana geldiğini ve bu sarsıntıların devam edeceğini de kaydeden Sözbilir, 'Sarsıntılar hemen bitmez. Bayram süresince hafif hafif sallanacağız gibi görünüyor. İzmir, Muğla, Aydın, Denizli, Balıkeskir, Çanakkale gibi bir birine komşu illerin içinden geçen yüze yakın fay parçası var. Bu fayların hepsi 6 ve daha büyük deprem üretebilecek potansiyele sahip. O nedele gelecekte de bu tür depremler, bu bölgede olacak. Bizden önceki dönemlerde, antik çağlarda bu tür depremler oldu. O nedenle antik kentler sürekli yer değiştirdi. Dolaysıyla Batı Anadolu'da da maksimum 7,2 olarak. Gelecekte bir deprem olduğunda 7,2'ye ulaşabilir. Şu anda oluşan iki deprem var. Bundan sonra meydana gelen depremlerin artçılarını yaşayacağız' dedi.
PROF.DR. BARIŞ: DEPREMDEN KORKARAK TATİLLERİNİ YARIDA KESMESİNLER
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü?nde görevli Prof. Dr. Şerif Barış, İzmir'de meydana gelen 4,8 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak, 'Bu depremden korkarak vatandaşlarımızın tatillerini yarıda kesmemelerini tavsiye ederim. Muhtemelen bundan daha küçük 1 ay sonra veya 1, 5 ay sonra artçı depremler olacak ve bunlar için de endişe etmemek gerekir' dedi.
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü?nde görevli Prof. Dr. Şerif Barış, İzmir?de meydana gelen depremle ilgili olarak açıklama yaptı. Bu depremin ardından ?Daha büyük bir deprem olur mu?? sorusunun akıllara geldiğini söyleyen Prof. Dr. Barış, 'İzmir Türkiye'nin tehlikeli deprem kuşaklarının birinin üzerinde yer alıyor. Ege bölgesi açılma rejimi dediğimiz teknik bir rejim var. Sık sık depremler üretiyor. Batıda 5,1- 4,8 yani orta büyüklüğündeki depremlerin normalde hasar yapmaması lazım. Bu depremin de binalarda hasar yapacağını zannetmiyorum. Batı ekonomik olarak, eğitim seviyesi olarak bu depremlere alışık ve depreme dayanıklı bina ve bilinç anlamında daha üst düzeyde. Ben binalarda çok fazla hasar beklemiyorum. Köy evlerinde hiçbir mühendislik görmemiş yapılarda muhtemelen küçük ve orta hasarlı olabilir diye düşünüyorum. Bunun da can kaybına yol açmaması gerekir bu büyüklükteki bir depremin orta büyüklükteki bir deprem insanın aklına bunun öncü bir deprem mi olduğunu getiriyor ?' Bu depremden sonra daha büyük bir deprem aynı bölgede olabilir mi?' sorusu akıllara geliyor. Ege?de daha önce olmuş büyük depremlere baktığımızda öncüsü yok. Orta büyüklükte deprem olduktan sonra daha büyük bir deprem olmuyor' dedi.
'TATİLLERİNİ YARIDA KESMESİNLER'
Depremden korkan vatandaşlara tatillerini yarıda kesmemelerini tavsiye eden Prof. Dr. Barış, şöyle konuştu:
'Buna bakarak ve binalardaki hasar durumuna bakarak eğer binada hasar yapısal problem yoksa ben şahsen orada olsaydım dönmezdim. Bu depremde Türkiye'nin bir deprem gerçeğinin göstergesi. Buna bakarak bu depremden korkarak tatillerini yarıda kesmemelerini tavsiye ederim. Ama Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu için konuştuğumuz konu yine depremler. Oradaki vatandaşların nereye giderlerse gitsinler yaz tatili veya aile ziyaretine deprem sırasında doğru davranış şekillerini öğrenmeleri lazım. Depremden önce almaları gereken ve deprem sırasında almaları gereken önlemleri öğrenmeleri lazım. O zaman depremden korkmaya gerek yok. Çünkü yapı stoku o bölgeler için o kadar kötü değil. Deprem olduğunda başımızı koruyacak vücudumuzu koruyacak çök-kapan-tutun hareketiyle vücut küçültüp, savrulacak düşecek eşyalardan korunmamız lazım. Mobilyaların sabitlenmiş olması lazım. Binalardan hızlıca kaçmamamız lazım. Asansöre binmemek, balkonlardan atlamamak, merdivenlere gitmemek lazım. Bunun gibi basit davranışlarını yaparlarsa yaşamlarını normal şekilde sürdürürler. Bu depremin arkasından muhtemelen bundan daha küçük 1 ay,1,5 ay artçı depremler olacak bunlar için de endişe etmemek gerekir.'