Ak Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Ahmet Davutoğlu, Ayhan Sefer Üstün, Abdullah Başçı ve Selçuk Özdağ'ın kesin ihracı istendi. İhraç isteminin ardından Yeni Akit'e açıklamada bulunan Ak Parti 24-25-26'ıncı dönem milletvekili ve Ak Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Özdağ şunları söyledi:
?Madem her şey iyi gidiyorsa doğalgaza yüzde 30 zam neden yapıldı? Madem her şey iyi gidiyorsa Türkiye?de enflasyon neden yükseliyor? Madem her şey iyi gidiyorsa işsizlik neden sürekli artıyor? Madem her şey iyi gidiyorsa mutfakta neden yangın var? Madem her şey iyi gidiyorsa Suriye?de ABD ile Rusya arasında niçin pinpon topuna döndük? Her şey iyi gidiyorsa vatandaş neden ?geçinemiyorum? diye bağırıyor? Seçim öncesinde neden tanzim satış mağazaları kurdunuz? Madem her şey iyi gidiyorsa 31 Mart?ta seçimleri niye kaybettiniz? Vatandaş, size bir ders verdi, niçin hala bu dersten ders almak istemiyorsunuz? Bunlar görülmedi mi zannediyorsunuz? Bunlar var ve biz bunları söyledik. Siz, bizleri ihraç etmekle bunlar yok olmayacaktır Türkiye?de.?
?AK Parti?den ihracınız yönünde böyle bir kararı bekliyor muydunuz??şeklindeki bir soru üzerine ise Selçuk Özdağ, ?Ben açık söyleyeyim böyle bir kararı beklemiyordum. AK Parti, Sayın Erdoğan ve arkadaşları, Erbakan?a karşı konuşarak geldiler. Konuşsunlar. Biz konuşurken hakaret mi etmişiz? Bizim hangi cümlemiz hakaret? Türkiye süratle siyasi iflasa doğru sürükleniyor.? iddiasında bulundu.
AK Parti?den kesin ihracı istenen AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
? 2010?a kadar sorun çözen bir AK Parti vardı şimdi ise sorunların çözdüğü bir AK Parti ile karşı karşıyayız. Sorunlar, AK Parti?yi çözüyor artık. ?Başkanlık sistemi yanlış? dedik. Doğruysa niye her şey kötüye gidiyor? Başkanlık sistemi gelince hiçbir şey düzelmedi. Her şey düzelecekti. Oligarşik bürokrasi olmayacaktı. ?Terör bitecek? denildi, arttı. ?Ekonomi düzelecek? denildi, bozuldu. ?Zengileşeceğiz? dediler, fakirleştik. Biz bunları söylemesek bile sokak bunları söylüyor. Biz, AK Parti içerisinde sessiz çoğunluğun, konuşamayanların veya konuşmak isteyip muhatap bulamayanların tercümanı olduk. Bizi susturdular. Bundan sonra söz de karar da milletin.?