Tarih: 16.09.2019 12:21

Eleştiri kabiliyeti kayboldu, korku toplumuna dönüştük: 'Davutoğlu haksız olabilir mi?'

Facebook Twitter Linked-in

Ocak medya köşe yazarı Emrullah Bayrak, köşesinde siyasi iktidarın, kendisine yöneltilen her eleştiriyi 'terörist' ithamı ile bertaraf etmeye çalıştığını, büyük bir korku kültürünün yayıldığını ve tüm bu olanlar arasında 'Davutoğlu haksız olabilir mi?' sorusunun önemini yazdı. 

'Bu kadar hızlı terörist üreten bir ülkenin, neden aynı hızda düşünür yetiştiremediğini de iktidarın dönüp kendisine sorması gerekmez mi?' diyen yazar Bayrak, Davutoğlu'na karşı farklı siyasi oyunların devreye girmesinin muhtemel olduğuna dikkat çekti.

İşte Emrullah Bayrak'ın 'Ahmet Davutoğlu haksız olabilir mi' yazısının tamamı:


'Bugün yaşadıklarımızı, daha düne kadar bir başkasından dinleseydik inanmazdık. ?Siyasette 24 saat, çok uzun bir süredir? denilen vakitlerden geçiyoruz.

Hayaldi gerçek oldu..

Sonbaharda yapraklar, ağaç dallarından çok hızlı kopmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli?nin sık sık vurguladığı ?Siyasette yeni arayış ve partileşme çabalarının ölü doğmaktan başka şansı olmayacak? söylemine aldırmayanlar kervanına eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da katıldı.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül destekli Ali Babacan, parti kurma çalışmasına başladıktan bir süre sonra AK Parti?den istifa etmişti. Artık parti kuracağı resmileşen Davutoğlu ise AK Parti?nin aldığı ihraç kararı sonrası istifasını açıkladı.

İstifa edenler Davutoğlu ile sınırlı değil. AK Parti?de milletvekilliği ve il başkanlığı yapmış birçok isim de istifalarını açıkladı.

Bunlar, ?Bizi inandıramazlardı? dediğim gelişmeler. Bu gelişmeler, elbette durduk yere yaşanmadı. Önce zemin oluştu, sonra çiçekler açmaya başladı.

Demokrasi çıtasını yükseltmek için yola çıkan ve bu yolda epeyce de bir mesafe alan AK Parti?nin, hikmetinden sual olunmaz, yokuş aşağı hızla inmeye başlamasıyla bu zemin oluştu

Dünün demokrasi kahramanlarının, bugünün hainlerine dönüşüvermesi de cabası oldu.

AK Parti?nin 3Y formülü: Yasaklar, yolsuzluklar ve yoksulluk?

Bu formül çökmüş gözüküyor. Adeta yasaklar ülkesi haline geldik. İstişare, eleştiri kabiliyetini kaybeden toplum, korku toplumuna dönüşüverdi. Vatandaşlarla yapılan ve sosyal medyada yer bulan röportajlarda, ?Şimdi konuşursam beni içeri atarlar? tarzı görüşler çoğaldı.

Cezaevlerindeki gazeteci, yazar, akademisyen, düşünürlerin çokluğundan bahsetmeye gerek bile yok. İktidar partisine göre, onlar düşüncelerinden dolayı değil terör örgütlerine desteklerinden dolayı içerdeler.

Dünyaya bu kadar hızlı terörist yetiştiren başka bir ülke var mıdır?

Bu kadar hızlı terörist üreten bir ülkenin, neden aynı hızda düşünür yetiştiremediğini de iktidarın dönüp kendisine sorması gerekmez mi?

Adalet mekanizması işlemiyor. Özellikle 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan manzara, pek çok insanı mağdur etmiş durumda. Adalet, bir şekilde insanların canını yakmış.

Yerel seçimler sonrası el değiştiren belediyeler için ortaya atılan yolsuzluk iddiaları, hepimizin yüreğini acıtıyor. AK Parti iktidarı, iddiaları çürütecek yeterli argümanları topluma sunamıyor, aksine derin bir sessizlik hâkim. Adam kayırmacılığı saymaya gerek bile yok. Liyakat merkezli bir sistem kazandırılamadı.

Reklam


Torpilin adı referans oldu..

Yoksulluk her geçen gün artıyor. Ekonomik buhran şiddetini sürdürüyor. Ayaklar üzerinde durması gereken, üretim için çabalaması gereken toplum, yardımlarla hayatını idame ettirmeye çalışıyor.

İhraç kararlarını ?çok vahim? olarak niteleyen Ahmet Davutoğlu, ?İhraç edilmek istenen şahıslar değil, AK Parti?yi özgün bir siyasi yapı kılan değerler ve yıllarca o değerler için ter döken kitlelerin ortak vicdanıdır? dedi.

AK Parti?ye kuruluş ilkelerini hatırlatıp fabrika ayarlarına dönmesini her kim teklif ederse devreye ihraç mekanizmasının gireceğinden de kuşkusu olmasın.

Tabii vatan hainliği ve terörist ithamları eşliğinde..

Her hamleyi, her açıklamayı varlığına yönelik bir tehdit olarak algılayan bir partinin, dost uyarılarına aldırış edeceğini de kimse beklemesin.

İşte bu sebeptendir ki Davutoğlu?nun uyarılarını kulak ardı eden AK Parti, kolaycılığı seçip ihraç kartını kullandı.

Davutoğlu, ?Söylediklerimize yanlış diyemeyenler öfke ile bize yönelik ihraç sürecini başlattılar? diyor. 

Uzun bir aradan sonra sessizliğini bozan AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş?a göre ise bu ihracın arkasında Davutoğlu?nun kendilerini üstü örtülü tehdit etmesi yatıyor:

?Devletin sorumluluk makamında bulunanların tehditle konuşması doğru değil, üstü örtülü tehdit doğru değil.?  

Anlaşılan Ahmet Davutoğlu?nun ?Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden, aylardan biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır? ifadeleri bir dost uyarısı değil tehdit olarak algılanmış. 

AK Parti cephesinde Davutoğlu?nun istifasıyla her şeyin durulacağını düşünmüyorum. Aksine AK Parti Davutoğlu?na yönelik yeni ataklar geliştirecektir ki bunun ipuçları bir gazetenin köşe yazarından geldi bile.

İstihbarat oyunlarıyla..

?Tarihten silmeye kalktılar? diyen Davutoğlu?nun yıpratılması için daha değişik siyasi oyunlar devreye girmesi muhtemeldir.

İçeride bir dönüşüm imkânı bulabileceğini düşünen Davutoğlu, artık kuracağı yeni parti ile bu dönüşümü gerçekleştirmeye çalışacaktır.

Bir yanda ortak aklı devre dışı bırakıp şahsi aklı ön plana çıkaran Cumhurbaşkanı Erdoğan..

Öte yanda şahsi değil ortak aklı temel prensip edineceğini belirten Davutoğlu..

Ahmet Davutoğlu mu haklı Erdoğan mı?

Sizce kim?

Sorunu sürekli dışarıda arayan AK Parti yönetiminin kendi içine yönelmediği sürece başarı şansı kalmamıştır. Özeleştiri söylemlerle değil eylemlerde gösterilmelidir.

Son cümle Davutoğlu?ndan olsun:

Muhasebe çağrılarına, siyaset önerilerine, yapıcı eleştirilere kulaklarını tıkayan bir yapının millete fayda, çözüm ve vizyon üretmesi mümkün değildir.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —