Yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte Ankara kulislerinde uzun zamandır konuşulan Cumhurbaşkanı seçimine dair kurallarda revizyon talebini doğrulayan açıklamalar peşisıra gelmeye başladı.
Mevcut sistemde Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için oy kullanılan seçimde ilk turda yüzde 50+1 oy oranını geçen aday olmaması durumunda ikinci tur 15 gün sonra yapılıyor.
Cumhurbaşkanının ilk turda seçilmesini sağlamak üzere yüzde 50 + 1 barajı şartının kaldırılması ve seçimlerin iki tur yerine tek turda sonuçlandırılması konusu bir süredir Ankara kulislerinde istişare edilmekteydi.
Bu uygulama dünyada Bosna-Hersek, Kamerun, Ekvator Ginesi, Güney Kore, Filistin, Panama, Singapur, Tayvan, Tunus, Venezuela, İzlanda, Honduras, Ruanda gibi ülkelerde geçerli. Ancak ABD Başkanlık sisteminde iki turlu seçim söz konusu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, cumhurbaşkanı seçimindeki bu barajın düşürülmesiyle ilgili muhalefetten herhangi bir talep gelirse bunu değerlendirmeye, tartışmaya açık ve hazır olduklarını ifade etti.
Erdoğan'ın, bu konudaki tartışmanın adresini Meclis olarak göstermesi ise, önümüzdeki dönemde muhalefet partileri ile AK Parti arasında istişarelerin devam edeceği yönünde bir beklentiye sebep oldu.
AK Parti'nin kurucularından olan ve halihazırda Ziraat Bankası yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Faruk Çelik ise, meclis açılmadan bir gün önce Bursa?da yayın yapan Olay Gazetesi?ne verdiği demeçte, Cumhurbaşkanı seçilmek için gereken yüzde 50+1 oranının değiştirilmesi önerisinde bulunmuş, 'İlk turda yüzde 40 ve üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50+1 formülü Türkiye'yi yorar' ifadelerini kullanmıştı.
Infakto Araştırma Şirketi kurucu ortağı ve Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Emre Erdoğan?a göre; olası bu tür bir düzenlemenin sayısız ve öngörülemeyecek sonucu olabilir.
?Öncelikle 'birinci kazanır' adı verdiğimiz bu yöntemin bir temsiliyet krizi yaratacağı kesin, çünkü seçilen adayın arkasında iyi kötü bir çoğunluk yerine, daha küçük bir seçmen desteğinin olması muhtemel. O kadar ki, 6 denk adayın yarıştığı bir seçimde yüzde 20 oy alan seçilebilir, bu aday da yüzde 80'in istemediği bir aday olabilir. Bu cumhurbaşkanının atacağı her adım tartışmalı olacaktır,? diyor Dr. Erdoğan.
Euronews Türkçe?ye konuşan siyaset bilimci Erdoğan, yeni yönetim sisteminde gücü azalmış olsa bile bir meclisin halen bulunduğunu belirterek, düşük bir oyla seçilmiş Başkan ile muhalefetin kontrol ettiği meclis arasında çekişme doğabileceği uyarısında bulunuyor.
Uzun vadede ise seçmenlerin kendilerini kurumlara adapte edeceklerine ve eğer söz konusu değişiklik olursa ve birden fazla defa uygulanabilirse, seçmenlerin istemedikleri adaya karşı birleşip 'stratejik' oy verme davranışına yönelip kendilerine daha yakın adayı seçebileceğine de dikkat çekiyor Dr. Erdoğan.
?Böyle bir durumda her gün seçimin ?Sıfırıncı Turu? sayılabilir, çünkü seçmenler kimin daha seçilebilir olduğuna dair ipuçları ararlar,? diye ekliyor.
Ancak, yaygın kanının aksine, tek turlu cumhurbaşkanı seçimlerinde siyasal parçalanmanın azalmadığını, çünkü seçim öncesi koalisyonların gevşek koalisyonlar olup seçim sonrası dağıldığını belirten Dr. Erdoğan, bu seçim sisteminin siyasal istikrar da getirmediğini, zira iktidarın zayıf bir seçmen desteğine dayanması sebebiyle kolaylıkla çözülebildiğini kaydediyor.
?Bu tür iktidarlar kriz durumlarında daha kırılgan oluyor ve radikal tedbirlere başvuramıyorlar, çünkü zayıf seçmen koalisyonu kolaylıkla dağılabiliyor. Sonuçta bu tür sistemler başkanın seçilmesini kolaylaştırsa da daha güçlü bir iktidar sağlamıyor,? diye ekliyor Dr. Erdoğan.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup başkanvekili ve Manisa milletvekili Özgür Özel ise, Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50 artı 1 olarak tanımlanan oyların salt çoğunluğunu alabilmek gerektiğine ilişkin anayasa hükmünün değiştirilerek bu barajın yüzde 40?a düşürülmesi yönündeki açıklamaları hayretle takip ettiğini kaydediyor.
Euronews Türkçe?ye konuşan Özel, ?Bir eski bakanın bu ifadelerinin ardından, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı?nın da konunun tartışılabileceği yer olarak Parlamento?yu işaret etmesiyle bu konunun iktidar partisince düşünüldüğü anlaşılmakta,? diyor.
Özel, cumhurbaşkanlığı seçim barajının değiştirilmesine dair tartışmayı ?ciddiyetsiz? olarak nitelendiriyor ve şu şekilde açıklıyor: ?İki yıl önce ne eleştiride bulunduysak AK Partililer onu şikâyet olarak dile getirmeye başladı. İki yıl önce biz bu uyarıları yaptığımızda bizim söylediklerimize kulakları tıkayanlar kendileridir.?
Özel?e göre bu tartışmanın çıkmasındaki bir etken ise, AK Parti-Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) birlikteliğinin oy potansiyelinin yüzde 40?ı aşmak açısından bazı açmazlar içerisinde oluşu.
?Türkiye?nin hak ettiği yönetim biçimi ve Türkiye için en doğru olan yönetim biçimi demokratik parlamenter sistem,? diyen Özel, ?Bir anayasa değişikliği yapılacaksa, bu değişikliğin parlamenter demokratik sistemin tesisi ve güçlendirilmesi noktasında olması gerektiğini düşünüyoruz. Anayasanın tadil edilmesi gerektiği doğrudur ama bu tadilat 16 Nisan?da yaratılan rejime yönelik revizyon biçiminde değil, güçlendirilmiş bir demokratik parlamenter sistemin tesisi yönünde olmalı,? diye ekliyor.
Özel, ayrıca, 16 Nisan?dan önceki sistemin de iyi olduğunu düşünmüyor: ?Biz 16 Nisan öncesine değil, 12 Eylül?den de kurtulmuş, 16 Nisan öncesinin sorunlarını da çözmüş bir sisteme dönüşü savunuyoruz. Bir eski bakanın tetiklediği bu tartışmalar da bu sistemin yarattığı garabetlerden bir an önce kurtulmamız gerektiğini ortaya koyuyor.?
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay'a partilerinin bu konudaki kurumsal tavrını sormak üzere yaptığımız görüşme talebi ise yanıtsız kaldı. Ancak Twitter hesabından konu hakkındaki görüşlerini yazan Akçay, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; Yönetimde İstikrar, Temsilde Adalet, Güçlü Hükümet, Güçlü Meclis' temel ilkelerine dayanmaktadır. Yüzde 50 + 1 kuralı bu ilkelerin gereğidir. Bu temel ilkeler 24 Haziran'dan itibaren somut olarak hayata geçmiştir,' dedi.
Akçay, yine resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 'Yüzde 50 + 1 ile daha ileri ve daha demokratik bir merhaleye ulaşılmıştır. Bu nispetin altındaki bir oranın düşünülmesi doğru ve yerinde olmayacaktır,' diye vurguladı.
kaynak: euronews