Türkiye'nin tahıl ambarı olaral bilinen Konya Ovası, 4 aydır yeterli yağış alamadığı için kuraklık alarmı veriyor. Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Süleyman Soylu, kuraklıkla mücadele ettiklerini belirterek, 'E?
Türkiye'de en fazla tahıl ürününün yetiştirildiği ve yıllık ortalama 2,5 milyon ton buğday üretilen Konya Ovası, 4 aydır yeterli yağış alamadığı için kuraklık alarmı veriyor. Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Süleyman Soylu, ovaya 4 aydır neredeyse tek bir damla yağışın düşmediğini belirterek şunları söyledi:
'Konya Ovası, ülkemizin merkezi konumunda. Bizi en fazla sıkıntıya sokan konu buradaki yağışın yetersizliği. Şu an da buğday, arpa ekiminin tam ortasındayız. Ancak son 4 aydır ovaya tek bir damla düşmüyor desek yeridir. Bu yüzden gerek toprak hazırlığı, gerekse ekim için çiftçimiz ciddi anlamda tedirginlik yaşamaktalar. Önümüzdeki günlerde de şu an için ciddi bir yağış gözükmüyor.'
REKOLTE KAYBI YAŞANABİLİR
Yağışın alınamaması durumunda rekolte kaybının da yaşanabileceğini belirten Soylu, 'Bu durum özellikle ülkemizin tahıl ambarı olarak bilinen Konya'da hububat üreticilerini kara kara düşündürüyor. Sulu tarım yapan çiftçilerimiz bir miktarını sulamak suretiyle ürünlerinin çıkışlarını sağladı, ama enerji maliyetlerinin yüksekliği de ciddi anlamda çiftçilerimizi ürkütüyor. İkinci bir su verecek durumu yok. Asıl önemli olan yüzde 75-80'i kuru tarım alanlarında bu üretim yapılıyor. Bu üretim alanlarında da sağlıklı bir çıkış verimin anahtarıdır. Eğer yeterli yağış gelmezse bitkilerde sağlıklı bir çıkış sağlayamazsak ciddi anlamda verim ve rekoltede de sıkıntılar yaşabiliriz. O yüzden beklentimiz kısa sürede beklenen yağışların düzenli bir şekilde başlaması' diye konuştu.
ANAHTAR, BİTKİLERİN ÇIKIŞINDA
Bitki çıkışlarının önemine vurgu yapan Süleyman Soylu, 'Çiftçiler şuanda bir kararsızlık içindeler. Şimdi ekse az bir yağmur yağsa, bu da tohumun bozulmasına neden olabiliyor. Ekmese zaman geçiyor. Belki zamanlamayı kaçıracak. Ani bir kış bastırmasıyla ekimler de geri kalabilir. Tereddüt içindeler. Anahtarımız bitkilerin çıkışında. Biz yeterli bitki sayısından çıkışı sağlayamazsak ondan sonra havalar sürekli yağışlı da gitse çok büyük bir anlamı kalmıyor. O yüzden ilk önce o sağlıklı çıkışı yakalamak ardından da önümüzdeki aylardaki yağışlı periyodun devam etmesini beklemek gerekiyor. Artık çiftçilerimiz de sulama konusunda kısıtlı davranmak zorundalar. Çiftçilerimiz mümkün olduğunca buğday-arpa gibi ürünlerini yağmur suyuyla yetiştirmeye çalışıyorlar' dedi.
ÇİFTÇİ DESTEK İSTİYOR
Buğday ekimini sürdüren çiftçi Sıtkı Çetinkaya ise, elektrik giderlerin yüksek olmasından yakınarak, 'Özellikle kurak alanlarda yağmur yağmadığı için buğday çimleme yapmıyor. Sulu arazilerimizde sulama yapıyoruz fakat bizim en büyük sıkıntımız elektrik fiyatlarının yüksek olması. Buğdayı sularken biz şaltere basmaya korkuyoruz. Ama bu ekimi yapınca da mecburen bu araziyi sulamamız gerekiyor. Bu tohumun çimlenmesi gerekiyor. Onu çimlendirmemiz için de suluyacağız, elektrik kullanacağız. Maliyetin yüksek olması da bizi zor durumda bırakıyor. Hele bir de kuraklık olunca bir sefer yağmur yağsa biz bu tarlayı bir sefer az suluyacağız. O da bize bir avantaj sağlıyor. Elektrik konusunda hükümetimizin bize yardımcı olmasını istiyoruz' şeklinde konuştu.
KURAKLIĞA KARŞI SULAMA YAPMAMIZ GEREKİYOR
Kuraklığa karşı sulama yapmaları gerektiğinin altını çizen İbrahim Çetinkaya ise, 'Kuraklığa dayanabilmemiz için sulama yapmamız gerekiyor. Bunun için de elektrik gerekiyor. Kazandığımızı elektriğe veriyoruz. Her ay para veriyoruz ama çiftçi her ay para kazanmıyor. Hükümetimizin elektrik konusuna bir çare bulması lazım. Var olan borçlarımızı da faizlerle ödüyoruz' dedi. Duran Çetinkaya ise, 'Kuraklık Allah'tan geliyor. Biz bunu sulamamız gerekiyor. Sulamadığımız takdirde çimleme yapmayacak. Tarladan istediğimiz verimi alamayacağız. Bizim sorunlarımızı gelip yerinde görsünler' diye konuştu.