Toprağın sağladığı ekosistem ve ekosistem hizmetleri hiç tartışılmaz insan yaşamı için tçok değerli, vazgeçilmez ve hayati önem arz erdyor. Gıda üretimi, suyun temizlenmesi, iklimin düzenlenmesi, sellerin önlenmesi vb. birçok hizmet yeri doldurulması oldukça zor hatta kimi zaman imkansız ve çok pahalı hizmetler.
İnsanoğlu bir ekip, bin aldığı tarım toprakları sayesinde varlığını bugünlere kadar sürdürebildi fakat günlük çıkarlar uğruna, geleceği düşünmeden yok edilen tarım toprağının, bir santime kalınlıkta oluşabilmesi için yaklaşık 700 yıl zamana ihtiyaç olduğu bilinen bir gerçektir.Unutmamak gerekir ki, toprağı koruyarak yaşanabilir bir gelecek mümkün olacaktır.
Bu yüzden her yıl 5 Aralık günü toprağın önemi ve gıda güvenliği konusunda farkındalık yaratmak için ?Dünya Toprak Günü? olarak kutlanıyor. 2015 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Toprak Yılı ilan edilmişti. Son yıllarda bu konunun büyük önem kazanmasının temelinde insan faaliyetleri sebebiyle hızla artan toprak kaybı yatıyor.
Çukurova Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, toprak insan ilişkisini ve Türkiye'deki toprak tarım politikaların 5 Aralık Dünya Toprak Günü'ne özel şöyle anlatıyor:
Toprak İnsan İlişkisi
İnsanın doğa ile tanışmasından bu yana en çok zarar son yüzyılda verdi toprağa. Başlangıçta üretimi artıracağım diye toprağın kapasitesini artırmak için toprak işleme, gübre, ilaç ve su girdilerini hesapsız uygulaması sonucu kısa sürede toprağın veriminin-kalitesinin düştüğünü ve zamanla üretim veremez olduğunu gördü. Toprağın milyonlarca yılda bünyesinde biriktirdiği organik maddenin yarısını ağır toprak işleme ile okside ederek atmosfere karbondioksit CO2 olarak saldı ve bugün küresel ısınmanın nedeni olarak CO2 birincil sera gazı olarak gösterilmektedir. Toprakların yanlış kullanımı konusunda en büyük sorunlardan biri de aşırı sulamanın neden olduğu tuzlanma ve kuraklıktır. İçinde bulunduğumuz yarı-kurak Akdeniz iklim kuşağında salma sulama ve ihtiyacının üzerinde kimyasal gübre kullanımı başta Harran ovası ve Çukurova bölgesi topraklarında tuzlulaşma artmaktadır. Bugün Türkiye genelinde 1.6 milyon hektar alanın tuzlulukla karşı karşıya olduğunu biliniyor. GAP?ın sulamaya açılması ile birlikte yanlış sulama ve yanlış toprak-bitki yönetimi nedeniyle 20 bin hektara yakın tarım alan tuzlulaşma durumundadır. Toprakların tuzlulaşması sonucu çoğu bitkinin yetişmesi ve ürün kapasiteleri sınırlanmıştır.
Türkiye 30 Yılda Yaklaşık 5 Milyon Hektar Tarım Arazisini Kaybetti
Bütün Türkiye, topraklarını çok dikkatli kullanmak zorunda; çünkü toprak varlığımız gün geçtikçe azalıyor. Türkiye topraklarının Türkiye, tüm dünyada toprak rezervleri azalan 20 ülkeden biri. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı istatistiği verilerine göre 1988 yılında 41.940 bin hektar tarım alanı 2017 yılından 37.992 hektara düşmüştür. Yine 1988 yılında 24.786 bin hektar işlenen tarım alanı 2017 yılında 20.032 bin hektar düşmüştür. 28 yılda toplamda 4.754 milyon hektar tarım toprağı amaç dışı kullanılmıştır. TÜİK verilerine göre 1994 yılında yaklaşık 28 milyon hektar olan tarım arazisi, 2017 verilerine göre yaklaşık 4.550 milyon hektar azalmıştır. Başka bir deyişle, toplam tarım arazilerinin yüzde 16?i kadarı tarımsal üretim dışına çıkmıştır.
1970 yılında kişi başına 4400 m2 tarım arazisi düşerken, bu değerin 2008 yılında yarı yarıya azaldığı (2800 m2) ve 2018 yılında 2490 m2 toprak varlığı ve kişi başına 9700 m2 kara parçası düşmektedir. Günümüzde Türkiye topraklarının yüzde 35.8?i tarım için kullanılıyor. Ancak var olan toprakların sadece yüzde 6.5?i birinci sınıf kaliteli ve verimli tarım toprağı.
Tarım topraklarının azalmasının ve verimsizleşmesinin en önemli nedenleri ise erozyon ile göçle birlikte gelişen kentleşme ve sanayileşmedir. Köyden kente göç olgusuyla son 40 yılda geniş miktarda tarım toprağı yerleşim yeri, endüstri ve endüstriyel amaçlı kullanıma açılmıştır. Manisa, Afyon, Kütahya, Eskişehir, Bilecik, Çanakkale bölgesinde geniş miktarda tarım toprağı seramik ve tuğla yapımı için doğal ortamlarından alınması ve alınmaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü 2017 yılı verilerine göre 1989-2017 dönemleri arasında Türkiye?de toplam 2.583.004 ha tarım arazisi tarım dışı kullanımına izin verilmiştir. 2005-2017 döneminde tarım dışı kullanımına izin verilen 700.975 hektar arazinin sınıf dağılımı ise %61,7?si kuru marjinal tarım arazisi, %23,8?i mutlak tarım arazisi sınıfındadır. Yasal olarak Anayasanın güvencesinde olan ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu; ?sulu ve verimli tarım arazilerinin korunmasına, zorunluluk olmadıkça marjinal tarım arazileri dışındaki tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmamasına? yönelik hükümler içermektedir.'