Acılı aileler eylemlerini kararlılıkla sürdürüyor: HDP önünde 95'inci gün

Acılı aileler eylemlerini kararlılıkla sürdürüyor: HDP önünde 95

DiyarbakırX'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen aileler, HDP il binası önündeki oturma eylemini 95'inci günde de sürdürdü. 2014'te İstanbul Arnavutköy'de 'Bana iş buldular, işe gidiyorum' diyerek evden çıkıp dönmeyen oğulları Tuncay için eşi ile birlikte oturma eyleminde olan Şevket Bingöl, 'Çocuklarımızı almadan buradan gitmeyeceğiz, bütün aileler olarak kararlıyız. Yağmur yağıyor, kar da yağsa bizim için fark etmez. Çocuklarımızı onlara yem etmeyeceğiz' dedi.

Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, 1 gün sonra partinin Diyarbakır binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere de çağrıda bulundu. Hacire Akar'ın HDP il binası önünde başlattığı eylemle çocuğuna kavuşması, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler için umut oldu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP önünde oturma eylemine başladı. HDP binası önünde oturan 58 aile, soğuk ve yağışlı havadan etkilenmemeleri için hayırseverler tarafından tahsis edilen çadırdaki bekleyişlerini 95'inci günde de sürdürüyor.

'ÇOCUKLARIMIZI ONLARA YEM ETMEYECEĞİZ'

2014'te Arnavutköy'de 'Bana iş buldular, işe gidiyorum' diyerek evden çıkıp dönmeyen oğulları Tuncay (19) için eşiyle birlikte İstanbul'da gelerek 13 Eylül'de oturma eylemine başlayan Şevket Bingöl, HDP?nin bırakıp kaçtığını belirterek, çocuklarını onlara yem etmeyeceklerini söyledi. Bingöl şunları söyledi:

'95 gündür bekliyoruz, henüz devletimizden bir açıklama gelmedi. HDP zaten yapmıyor bir açıklama. Çünkü suçlular, suçlu olan kaçar. Gelip bize bir açıklama yapmaları gerekirken kaçıyorlar. Ancak devletin el atması lazım bu işe. Devlet büyükleri el atsın çözsün, biz bunu bekliyoruz. Çocuklarımız gelmese 100 sene de olsa bekleriz. Çocuklarımızı almadan buradan gitmeyeceğiz, bütün aileler olarak kararlıyız. Yağmur yağıyor, kar da yağsa bizim için fark etmez. Çocuklarımızı onlara yem etmeyeceğiz. Bunlar Kürtleri savunduklarını iddia ediyorlar, öyle değil. Çocukları kaçırılan biz hepimiz Kürt'üz. Biz Kürtlerin kanı üzerinde rant elde ediyorlar. Bunların milletvekilleri de bizim sorunumuza el atmak yerine gelip bizleri tehdit etti. Biz para istemiyoruz, su istemiyoruz, ekmek istemiyoruz, hiçbir şey istemiyoruz, sadece çocuklarımızı istiyoruz.'