Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı’nın önemli şahsiyetlerinden İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, Yunan makamlarının ve bazı basın yayın organlarının Batı Trakya Türk Azınlığı'na yönelik tutum ve davranışlarına ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı.
Müftü Mete açıklamasında, ' Yunan makamlarının biz Batı Trakya Müslüman azınlığını hiçe sayarak yaptıkları işlemler bizleri derinden üzmektedir. Azınlığımızın önderlik pozisyonundaki insanlarımıza atılan çamurlar, iftiralar ve basındaki saldırıların haddi hududu kalmamıştır' ifadelerine yer verdi.
İskeçe Seçilmiç Müftüsü Ahmet Mete'nin açıklaması şöyle:
'Kıymetli Müslüman Türk Kardeşlerim,
Öncelikle sizi Allah’ın selâmı ile selamlar, muhabbetlerimi sunarım.
Son dönemde Yunan makamlarının biz Batı Trakya Müslüman Azınlığını hiçe sayarak yaptıkları işlemler bizleri derinden üzmektedir. Cemaatimizi hiçe sayarak ve küçük düşürerek kurumlarımızı zor durumlara sokulmaktadır.
Biz Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak Yunan vatandaşı Türkleriz. Devletine bağlı olmaktan rahatsızlık da taşımamaktayız. Ancak maalesef son zamanlarda asılsız iddialarla azınlığımızın önderlik pozisyonundaki insanlarımıza atılan çamurlar, iftiralar ve basındaki saldırıların haddi hududu kalmamıştır. Bütün bunlar kurumlarımızı yok edip manen çökertmek, toplumumuzun başındaki önderleri etkisiz hale getirmek gayesi taşımaktadır.
En son örnek de; müftülük makamlarına kendi tayin ettikleri kişilere, istedikleri fetvaları verdirmek suretiyle Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nı hristiyanların gölgesinde tutmaya çalışmaktadırlar.
Hatırlanacağı üzere 18 Kasım 2019 tarihinde tayinli müftü naiplerinden bazı fetvalar sorulmuştur. Bir tanesi:
Soru: Yunanistan’da askerliği esnasında vefat eden bir müslüman askerin tabutu üzerine dinen Yunan bayrağının konulması caiz midir?
Onların verdiği cevap konulabilir yönünde olmuştur. Biz de diyoruz ki; öncelikle bayraklara herkesin saygıda kusur etmemesi grekir. İkinci olarak; bayraklar dinlerin simgesini taşıyorsa, durumu güzel anlayıp ona göre değerlendirmek lazımdır. Bayrak cenaze töreninde taşınabilir. Aynı dinin mensubu vatandaşların naaşı üzerine bayraklarını koymalarında bir sorun yoktur. Fakat müslüman bir askerin naşı üzerine hirstiyanlığın simgesini taşıyan bir bayrak veya farklı bir bezin konulması doğru değildir. Verdikleri bu fetva aileleri mecbur edecek ve ailelere sorulmadan dini hassasiyetlerine dikkat edilmeden sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Onun için benim bu hususta iki önerim vardır:
Hiristiyan din adamlarına, papazlara sorulsun: Suudi Arabistan’da veya Irak’ta hristiyan ortodoks bir asker ölse, naşı üzerine Suudi Arabistan veya Irak bayrağı ile örtülebilir mi, bu caiz midir? Bunun cevabını bekliyoruz.
Tayinli müftü diye gezen kişiler öldüklerinde haç işaretli bayrağa sarılmalarını öneriyoruz. Çünkü bu beyler zaten Yunan devletinin cübbeli sarıklı askerleridir. Asker olarak öleceklerine göre, Yunan makamları lütfen onları Yunan bayrağına sararak toprağa versinler.
Son verirken tekrar vurguluyorum; cenazelerimizi rahat brakın. Diriler yetmedi mi ki ölülerimizle uğraşmaya başladınız. Kim hangi dine mensupsa, dinlerinin gereklerine göre hareket etsin. Hirstiyan, hristiyanlığa göre, müslüman da müslünalığa göre gömülsün. Tabi birlikte yaşadığımız için de saygı çerçevesi içersinde birbirlerimizin cenazesine katılıp acılarımızı paylaşabiliriz.
Şunu vurgulayarak son vermek istiyorum: Bizim Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak bayraklara karşı saygımız hep olmuştur. Olması da gerekir. Ancak dini simgeler üzerinde iyi düşünülmeli ve kimseye dayatılmamalı bu yöndeki hassasiyetlere saygı gösterilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.'
