Tarih: 20.12.2019 16:17

Ümit Özdağ TBMM'de anlattı: Her bir Suriyeli için devlet ayda 301 dolar ödüyor!

Facebook Twitter Linked-in

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, TBMM'deki bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, her bir Suriyeli için Türkiye'nin ayda 301 dolar harcadığını belirtti. 

Özdağ, TBMM'de yaptığı konuşmada bütçenin örtülü ödenek mantığıyla düzenlendiğini ve bu sebeple de hangi bakanlığın Suriyeli sığınmacılara yönelik nasıl bir harcama yaptığını öğrenemediklerini kaydeden Özdağ, 'Türkiye'nin kontrol ettiği bölgedeki devlet memurlarının maaşlarının ödendiğini biliyoruz' dedi. Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın resmî harcamalarla ilgili, 5 Aralık 2017’de çok net bir açıklama yaptığını hatırlatan Özdağ, o açıklamayı TBMM'de paylaştı. 

Özdağ, bütçenin örtülü ödenek mantığıyla hazırlandığını belirterek, 'Biz bu parayı hangi bakanlık, nasıl harcamış, bütçe izahlarında bir türlü öğrenemiyoruz. Örtülü ödeneğin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Tamam, örtülü ödenekten harcıyorsunuz ama bütçenin içinde yapılan harcamaların kalem kalem gösterilmesi lazım. Mesela, Cumhurbaşkanlığından İbrahim Kalın bir açıklama yaptı, bu rakamların içinde İbrahim Kalın’ın söylediği yok. Dedi ki: '3 milyon Suriyeliye de Suriye’de destek oluyoruz.' Evet, Türkiye'nin kontrol ettiği bölgede devlet memurlarının maaşlarının ödendiğini biliyoruz.' ifadelerini kullandı.

Suriyeliler için harcanan 47,8 milyar doların çok büyük bir para olduğunu belirterek, 'Bununla Türkiye birçok yatırımını yapabilirdi veya bu para harcanmasaydı Türkiye bu kadar ağır bir ekonomik krizde olmayabilirdi' diyen Özdağ, 'Türkiye'nin kontrol ettiği bölgede devlet memurlarının maaşlarının ödendiğini biliyoruz.' diye konuştu. 

Özdağ yaptığı konuşma şu şekilde;

Bütçe görüşmeleri sırasında İYİ PARTİ milletvekillerinin sürekli yetkililere sorduğu, iktidar partisine sorduğu bir soru vardı; her bakanlık bütçesi görüşülürken güzel, iyi izah edilmiş de “Bu Suriyeliler için harcanan miktar nedir?” Bu soruya, bütçe görüşmeleri sırasında, hiçbir seferinde ne yazık ki açık bir cevap alınmadı. Onun üzerine bir araştırma yaptık, dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, resmî harcamalarla ilgili, 5 Aralık 2017’de çok net bir açıklama yapmış açıkçası ve kalem kalem ne harcandığını söylemiş.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı: 5 milyar 586 milyon lira.

Güvenlik ve kamu düzeni hizmetleri: 9 milyar 228 milyon lira.

Sağlık hizmetleri: 16 milyar 30 milyon.

Eğitim hizmetleri: 15 milyar 489 milyon.

Belediyecilik hizmetleri: 17 milyar 527 milyon.

Türk Kızılayı, çeşitli vakıflar, dernekler: 2 milyar 58 milyon.

Belediyeler tarafından düzenlenen kampanyalar: 312 milyon.

Kampların amortisman maliyeti: 1,5 milyar.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü: 780 milyon 807 bin.

Vatandaşlarımızdan yardım olarak dağıtıldığını düşündüğümüz: 11 milyon.

Fırat Kalkanı bölgesinde: 1 milyar 630 milyon.

Sıfır noktası insani yardım: 2 milyar 228 milyon.

Toplam: 84 milyar 880 milyon 534 bin TL.

O günün parasıyla 30 milyar 285 milyon 573 bin ABD doları harcanmış.

Şimdi, bunu kişi başına böldüğümüz zaman, her bir Suriyeli için Türkiye'nin ayda 301 dolar harcadığı görülüyor. Yılda ortalama 3.600 dolar para harcıyoruz. Bu 3.600 dolar para harcandığına göre; 2012 yılında 71.275 Suriyeli vardı, 256 milyon 590 dolar harcamışız; 2013’te sayı 398.271’e çıkmış, harcanan para 1 milyar 435 milyon dolar; 2014’te 2 milyar 619 milyon dolar; 2015’te 1 milyar 880 milyon dolar; 2016’da 2 milyar 737 milyon dolar; 2017’de ciddi bir yükselme var, 11 milyar 367 milyon dolar; 2018’de 12 milyar 338 milyon dolar ve 2019’da 13 milyar 135 milyon dolar Türkiye Suriyeliler için harcamış. Bu, toplam 58 milyar 200 milyon dolar ediyor. Tabii, bu 58 milyar 200 milyon doların tamamını biz harcamamışız, bütçemizden çıkmamış. 6,6 milyar dolar Avrupa Birliğinden katkı gelmiş, bunu da değişik 3 milyar dolarlık dilimler hâlinde almışız, geriye kalan son 3 milyar doları da 2018’den itibaren 1,2 milyar dolarlık dilimler hâlinde aktarmışlar. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Gıda Örgütünün yapmış olduğu (3RP) bölgesel mülteci dayanıklılık yardımları da var. Bunlarla birlikte ki bunlar da 3,8 milyar ve 2,1 milyar olmak üzere; yalnız 2,1 milyar 2020 ve 2021’i kapsıyor, henüz harcanmayan bir para, 3,8 milyar…

'TÜRKİYE'NİN KONTROL ETTİĞİ BÖLGEDE DEVLET MEMURLARININ MAAŞLARINI ÖDÜYORUZ'

Özetle, gelen yardımları çıkardığımız zaman ortaya çıkan para inanılmaz büyük bir para; 47,8 milyar dolar bütçeden çıkmış. Fakat bütçe sanki örtülü ödenek mantığıyla düzenlendiği için biz bu parayı hangi bakanlık, nasıl harcamış, bütçe izahlarında bir türlü öğrenemiyoruz. Örtülü ödeneğin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Tamam, örtülü ödenekten harcıyorsunuz ama bütçenin içinde yapılan harcamaların kalem kalem gösterilmesi lazım. Mesela, Cumhurbaşkanlığından İbrahim Kalın bir açıklama yaptı -bu rakamların içinde İbrahim Kalın’ın söylediği yok- dedi ki: “3 milyon Suriyeliye de Suriye’de destek oluyoruz.” Evet, Türkiye'nin kontrol ettiği bölgede devlet memurlarının maaşlarının ödendiğini biliyoruz.

'BU KADAR AĞIR BİR KRİZ OLMAYABİLİRDİ'

Peki, bu para nereden gidiyor? Bu sosyal yardımlar nereden yapılıyor? Bunları bütçede görmemiz mümkün değil. Peki, harcanan para 47,8 milyar dolar, çok büyük bir para. Bununla Türkiye birçok yatırımını yapabilirdi veya bu para harcanmasaydı Türkiye bu kadar ağır bir ekonomik krizde olmayabilirdi ancak sadece bu mu Türk ekonomisi üzerindeki yük? Hayır. Kayıt dışı istihdamdan dolayı doğan vergi kaybını hesapladığımız zaman, ortalama 8,5 milyar dolarlık bir vergi kaybına uğruyoruz. Bunun da Türk ekonomisi üzerinde büyük bir yük oluşturduğu gayet açık. Tabii hesaplanamayan maliyetler var. Enflasyon üzerindeki etkiyi ne yazık ki bazı rakamlar gizlendiği için tespit etmemiz çok zor ama bu da eğer üzerinde çalışılırsa yapılabilecek, hesaplanabilecek bir faaliyet. Kayıtsız şekilde faaliyet gösteren işletmelerin ortaya koyduğu değer ve zarar, bunu da henüz net rakamlarla tespit etmemiz mümkün değil ama o da ekonominin geneli içerisinde bir yekûn tutuyor.

Özetle, Türkiye, bugün çok ağır bir ekonomik kriz yaşıyor ve şimdi, bu ekonomik kriz, bütün yüküyle Türk halkının üzerine çökmüşken yeni göçleri tetikleyecek ve Türkiye’ye yönelik yeni tehditler oluşturacak süreçlerden iktidarın kaçınması gerektiği düşüncesindeyiz.

Son günlerde Libya’yla yapılan bir anlaşma var ve Libya’yla yapılan anlaşma çerçevesinde ortada bir şayia dolaşıyor: İdlib’den bazı unsurların Libya’ya nakledileceği. Bu şayia ortada dolaşmaya başlar başlamaz Ruslar ve Suriye Ordusu İdlib’de ilerlemeye başladı ve sınırımıza -Cumhurbaşkanının da açıkladığı gibi- yeni göç dalgaları ulaşıyor. Bu yanlış politika Türkiye'nin millî güvenliğini, Türkiye'nin ekonomik gelişmesini her geçen gün birazcık daha ağır bir tehdit altında bıraktığı gibi, Türk halkının kaynaklarının da sorumsuzca harcanması sonucunu doğuruyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —