Gelecek Partisi'ni kurduktan sonra çalışmalarına hız veren eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ‘Gölge kabine’ye parti tüzüğünde ilk kez yer vermiş bir partinin lideri oldu.
Gelecek Partisi Parti Yönetim Kurulu (PYK) Genel Başkan Ahmet Davutoğlu Başkanlığı’nda yarın saat 13:00’de Ankara Meyra Palace otelde yapılacak toplantıda Gelecek Partisi’nin Genel Başkan Yardımcıları ve Politika İzleme Kurulları (Gölge Kabine) belirlenecek. Belirlenen isimler saat 15:00’de yapılacak basın açıklamasıyla ilan edilcek ve ardından Davutoğlu basının sorularını cevaplayacak.
Gölge kabine nedir, ne işe yarar?
Muhalefet partisinin oluşturduğu alternatif bakanlar kuruludur. Parlamenter yönetim sistemlerinde görülür. Ana muhalefet partisinin dışında diğer partiler de gölge kabine kurabilir. İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya gibi ülkelerde bu yönteme sıkça rastlanmaktadır.
Bir sonraki seçimleri kazanmak isteyen muhalefet partisi, gölge kabineyi oluşturduktan sonra, iktidar partisinin seçtiği bakanları anayasadan aldığı hak ile hem denetler hem de güncel politikalara karşı senaryolar üreterek önerilerde bulunur. Yürürlükteki kabinede bulunan bakan sayısı kadar bakan içerir.
Böylelikle her bakanlığın karşı bir dengeleyicisi olur. Hükümette bulunan bakanlar da denetlendiklerinin farkında oldukları için gerçekleştirecekleri eylemlerde daha tedbirli davranır ve açık vermemeye çalışırlar. Muhalefet partisi iktidarı ele geçirdiğinde, gölge kabinedeki isimler çok fazla bir değişikliğe uğramadan iktidar kabinesinde yer alır.
Bu kabineyi kurmadaki en önemli misyon, iktidarın hedeflendiğini topluma kanıtlamaktır. Vatandaşlar bu partinin iktidara geldiğinde nasıl çalışacağını önceden görmüş olur. Kurulan bu çalışma grubu, seçimlerin kazanılması durumunda hükümeti her an üstlenmeye hazır bir şekilde beklemektedir. Bu olay halka güven verici bir durum teşkil eder. Hazırda bir alternatif hükümetin varlığı kriz dönemlerinde halkın paniğe kapılmamasını sağlar. Bu hazırda bekleyiş, iktidar üzerinde de psikolojik bir etki doğuracağından daha sağlıklı ve verimli politikalar türetilmesini sağlar.
Kamuoyu baskısıyla hükümeti yasal sınırlar içinde kalmaya zorlar. Psikolojik olarak gözetim altında olduğunu hissettirir. Hükümeti denetlemesi gereken medyanın aynı zamanda hükümete eklemlenmesinin doğurduğu suistimaller çok daha görünür kılar.