KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye’de sosyal medyanın siyasi kutuplaşmanın aracı haline geldiğini ve yine sosyal medyada kötülüğün iyilikten daha örgütlü olduğunu söyledi. Sosyal medyanın birçok kavramı kendisiyle birlikte değiştirdiğini ifade eden Ağırdır, “Bekir çok iyi konuşma yaptı dediğin zaman 100 retweet alırsın ama Bekir bugün dine, Atatürk'e veya AK Parti’ye laf etti dediğin zaman on binlerce etkileşim alırsın. Çünkü troll diye kodlanan örgütlü bir kötücüllük var. Örgütlü güç insanların sadece birey olarak var olabildikleri bir zemini daha kolay kullanabiliyor veya manipüle edebiliyor” dedi.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye’de sosyal medyanın son 10 yılını ve siyasete etkisini T24'te 'Sayıların Dili’nde yorumladı.
Ağırdır, sosyal medyanın oy verme davranışını etkileme açısından karşı taraftan birini ikna etme konusunda etkisiz olduğunu ancak kendi taraftarına ‘kazandık duygusu’ kazandırma ve onu motive etme konusunda güçlü olduğunu söyledi.
Türkiye'de sosyal medya ile birlikte haber ve bilginin de demokratikleştiğini ifade eden Ağırdır, geleneksel medyanın ise ülkedeki kutuplaşmanın ve iktidarın dayattığı dilin aracı haline dönüştüğünü bu nedenle yaptıkları şeyin habercilikten çok aktivistlik olarak tanımlanabileceğini söyledi.
Ağırdır, geleneksel medya araçlarından biri olan gazetenin yanı sıra televizyonların da giderek izleyici kaybettiğini söyledi. Türkiye’de özellikle son 3 yılda sosyal medya kullanımının ciddi bir yükseliş gösterdiğini belirten Ağırdır, “Ülkede son 3 yılda haber için TV’ye bakmıyorum diyenler yüzde 20’lere gelmiş durumda. Bir konuda bilgiye ihtiyacın olduğunda nereye bakarsın sorusuna yüzde 49 insan internet diyor. Sonra teyit etmek için TV’ye bakarım diyor” yorumunu yaptı.
Ağırdır, televizyondan uzaklaşanların satın alma gücü yüksek insanlar olduğunu ve bu eksilmenin televizyon reklamcılığında da bir geriye gidiş yaratacağını dile getirdi.
Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte aile, komşu, arkadaş gibi kavramların değiştiğini söyleyen Ağırdır, akademik alanda da kabul gören ve araştırmalarla teyit edilen “duygusal geniş aile” kavramına vurgu yaptı. Hanelerdeki fert sayısı ortalamasının 3.7’ye düştüğünü belirten Ağırdır, “Hem sosyal medyanın açtığı imkanlar hem de göç ve metropolleşme ile birlikte aile kavramımız değişiyor. Toplumun neredeyse yarısı iletişim ve haberleşme açısından, yaşadığı kasabadan çok daha yoğun bir ilişki formatı içinde. Bu öte yandan bir dayanışma ağı da oluşturmuş durumda. Komşumuz artık karşı kapıda oturanlar değil, bugün komşumuz evlendirme programlarındaki insanlar ya da instagramda ‘ne giymiş’ diye merak ettiğiniz insanlar” dedi.