'Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış...' Türkiye, 'Barış abisinin' doğumgününü kutluyor

Tarihte Bugün 2.01.2020 20:19:24 0

Türk müziğine kattığı benzersiz üslubu, entelektüel donanımı, farklı tarzı ve memleket sevdası ile hala değerini koruyan unutulmaz sanatçı Barış Manço bugün 77'inci doğum gününde milyonlarca hayranı tarafından yad ediliyor...

Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı
Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı
Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı.

Barış Manço'nun dillerden düşmeyen ve ezbere bilinen şarkılarından biridir 'Yaz dostum'... Hoşgörülü, iyi niyetli ve cömert 'Mehmet Ağa' üzerinden sosyal ve sınıfsal mesajın verildiği şarkının hikayesi ise şöyle: 

Yıl 1800’lü yıllar…
Mehmet Ağa köyün ağasıdır, diğer bir anlamda köyün babasıdır. Genel olarak köy ağalarını eski Türk filmlerinden kötü olarak anımsarız, bunların aksine Mehmet Ağa çok naif bir insandır.
Mehmet Ağa şehirdeki tüm esnaf tanınırmış. İhtiyaç sahipleri ise yaptıkları alış-verişlerde hesabı Mehmet Ağa’ya yazdırırmış.
Ayın belli günlerinde şehre inen Mehmet Ağa tüm esnaflara uğrar, borçlarını ödermiş. Hatta yeni evlenen gençlere hediye olarak toprak/yer verirmiş.
Mehmet Ağa hayatı boyunca hayır işleriyle meşgul olmuş, yardımlar yapmış ve zengin bir toprak ağası iken beş parasız bir şekilde vefat etmiş…
Barış Manço 1971 yılında gittiği Kıbrıs’ta bu hikayeyi duyar ve araştırır. Daha sonra da bu unutulmaz eseri ortaya çıkarır.
Ayrıca Barış Manço 1982 yılında Mehmet Ağa’nın mezarını bulur ve bir mezar taşı yaptırır.

 

Şarkıları ile kimi zaman derin hüzünlere, kimi zaman düşüncelere kimi zaman ise kıpır kıpır hislere sevk eden Türk müzik dünyasının değerli ismi Barış Manço'nun müzik kariyerinin aşamaları şöyle gelişiyor:

1940'lı Yıllar: Türkiye'nin İlk Barış'ı

Devlet konservatuarı klasik Türk sanat müziği hocası, sanatçısı ve yazar Rikkat Uyanık ve Hakkı Manço çiftinin ikinci çocuğu olan Mehmet Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde Üsküdar Zeynep Kamil Hastanesi'nde dünyaya geldi. 

2. Dünya Savaşı yıllarında doğduğu için ailesi ona 'Mehmet Barış' adını verdi ve böylece Türkiye Cumhuriyeti'nde 'Barış' adını alan ilk çocuk oldu. 

Barış Manço, henüz 3 yaşındayken anne ve babasının ayrılmasından sonra babasıyla birlikte yaşamaya başladı. Çocukluk döneminde babasıyla birlikte sık sık ev değiştiren Manço, İstanbul'un Üsküdar, Kadıköy ve Cihangir semtlerinin yanı sıra kısa bir süre için de Ankara'da yaşadı. 

İlkokula abisi Savaş ve ailenin en küçük ferdi olan kız kardeşi İnci'nin de okuduğu Kadıköy Gazi Mustafa Kemal İlkokulu'nda başladı. 4. Sınıfı Ankara Maarif Koleji'nde okudu ve yeniden eski okuluna dönerek ilkokulu Kadıköy'de başladığı okulda tamamladı. 

1950'li Yıllar: Müziğe İlk Adım

Ortaöğretimine yatılı olarak Galatasaray Lisesi'nde devam etti. 14 yaşındayken amatör olarak müzikle ilgilenmeye başladı. 4 Mayıs 1959'da babasının vefatı üzerine Galatasaray Lisesi'nden ayrıldı ve ortaöğretim eğitimini Şişli Terakki Lisesi'nde tamamladı. 

1957 yılında amatör olarak müzikle ilgilenmeye başlayan Manço, 1958 yılında 'Kafadarlar' adlı grubunu kurarak 40 yıl sürecek olan sanat hayatına resmen başlamış oldu. 
 

Lise yıllarının başında kurulan bu grup, Rock'n Roll coverlarına imza attı. Barış Manço, ilk bestesi 'Dream Girl'ü bu dönemde yaptı ve Ankara'da küçük bir müzik ödülünün de sahibi oldu. Bu ödül, başarılarla dolu olacak ve Türk Müzik Tarihi'ne damgasını vuracak olağanüstü bir kariyerin başlangıcıydı. 

Barış Manço, 1959 yılına gelindiğinde Galatasaray Lisesi konferans salonunda ilk konserine imza attı. 

1960'lı Yıllar: Üniversite ve 45'likler

Barış Manço ve ikinci grubu 'Harmoniler'in ilk 45'likleri Grafson Plak etiketiyle 1962 yılında yayınlandı. Manço, liseden mezun olduktan sonra üniversite hayatına yurt dışında devam etmek isteyince grup dağıldı. 

Barış Manço, Eylül 1963'te Belçika Kraliyet Akademisi'nde yüksek öğrenim görmek için Türkiye'den ayrıldı. Belçika'ya gitmeden önce bir kamyonla Fransa'nın başkenti Paris'e giderek daha önce temas kurduğu ünlü Fransız şarkıcı Henri Salvador'la bir araya geldi. Henri Salvador, Barış Manço'nun Fransızcasını yetersiz buldu. Fransa'daki bu temasları başarıyla sonuçlanmayan Manço, Belçika'daki abisi Savaş Manço'nun yanına gitti. Belçika Kraliyet Akademisi'nde resim, grafik ve iç mimarlık eğitimi görürken bir yandan da garsonluk, otomobil bakıcılığı gibi işlerde çalıştı. Bu sırada Belçikalı şair André Soulac ile tanıştı. Soulac sayesinde Fransızcasını ilerletti ve yaptığı besteleri değerlendirme imkanı buldu. Soulac, Barış Manço'nun pek çok bestesine söz yazarlığı yaptı. 
 

1964'te müzik hayatına devam etmek isteyen Manço, Rigolo adlı plak şirketiyle anlaşarak 'Jacques Danjean Orkestrası' ile birlikte çalışmaya başladı. Twist'ten Rock and Roll'a dönen Barış Manço'nun kayıt şartları da bu gelişmeyle iyileşmiş oldu. Eylül ayında dört şarkılık Fransızca iki plak çıkardı. Bu plaklarda 'Baby Sitter', 'Quelle Peste', 'Jenny Jenny' ve 'Un Auire Amour Que Toi' adlı şarkıları yer aldı. Plakların başarılı olmasının ardından Fransız radyosunda yayınlanan 'Salut les copins' adlı pop müzik içerikli bir programa konuk oldu. Söz konusu plaklar Türkiye'ye geldiğinde radyocular Barış Manço'yu Fransız bir sanatçı olarak düşünüp yayınlamaya başladılar. 

12 Ocak 1965'te Fransa'nın başkenti Paris'te dünyaca ünlü ve en eski konser salonu olma özelliğini taşıyan Olympia'da Salvatore Adamo ve France Gall'den önce sahne aldı. Burada Fransızca ve İngilizce şarkılarını seslendirdi. Manço'nun sahne performansı, daha önce kendisini yetersiz bulan Henri Salvador tarafından tebrik edildi. Aynı yıl Liege'de 'Golden Rollers' adlı bir grupla konser verdi. 

1966'da bir festivalde 'The Folk 4' grubu ile Türk müziğinden örnekler sergileyerek pek çok çevrenin dikkatini çekti. Ancak Fransız müziğinde etkili bir başka müzisyenin Barış Manço'nun Fransız aksanını beğenmediği için onun plağının çalınmasını yasaklaması Barış Manço'yu derinden etkiledi ve bu gelişme onun Avrupa kariyerini sona erdirme kararı almasına neden oldu. Manço bu kararı aldığı dönemde 'L'Alba' adlı bir grup, Barış Manço ve André Soulac tarafından yazılan ilk parçayı seslendirdi. 

1966 yılında Olympia'daki konser esnasında 'vahşi kedi' anlamına gelen 'Les Mistigris' adlı Belçikalı grupla tanıştı ve onlarla birlikte çalmaya başladı. Grupla birlikte Fransa, Belçika, Çekoslovakya, Almanya ve İsveç'te konserler verdi. Sahibinin Sesi adlı plak şirketiyle anlaşan Manço, Les Mistigris ile birlikte 1966 yılında 'Il Arrivera / Une Fille' ve 'Aman Avcı Vurma Beni / Bien Fait Pour Toi' adlı 45'likleri çıkardı. 

1967 yılında Hollanda'da bir kaza geçiren Barış Manço, bu kazayı hafif sıyrıklarla atlatmayı başardı. Dudağında bir yarık meydana geldiği için bıyık bırakmaya başladı. 

1967 yazında Les Mistigris grubuyla Türkiye'ye gelen Manço, As Kulüp'te bir konser verdi. Manço'nun Les Mistigris ile birlikte yaptığı son kayıtlar, yıl sonuna doğru bir plakta toplanarak piyasaya sürüldü. Bu plakta daha sonra 'Kol Düğmeleri' olarak adlandırılacak olan ve Manço'nun ilk Türkçe bestesi olma özelliğini taşıyan 'Bizim Gibi'nin yanı sıra, Big Boss Man, Seher Vakti, Good Golly Miss Molly adlı şarkılar yer aldı. Ancakvize problemleri ve yasal sorunlarla uğraştıkları için Barış Manço ve Les Mistigris'in yolları ayrıldı. Barış Manço ve Les Mistigris bu dönemde Türkiye'deki ilk psychedelic rock şarkılarına imza attılar. 

1968 yılında 'Kaygısızlar' grubuyla çalışmaya başlayan Barış Manço'nun yolu böylece, daha sonra MFÖ olarak tanınacak olan genç gitaristler Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in yanı sıra baterist Ali Serdar ve bas gitarist Mithat Danışan'la kesişmiş oldu. Barış Manço'nun Kaygısızlar grubuyla bir araya gelmesi üzerine İngilizce şarkılar eski halleriyle bırakılmak üzere Türkçe eserler Kaygısızlar eşliğinde yeniden kaydedildi. Barış Manço'nun Sayan Plak'tan çıkardığı ilk plakta, daha önce 'Bizim Gibi' adıyla kaydedilen şarkı, bu kez 'Kol Düğmeleri' adıyla yayınlandı ve büyük ilgi gördü. 

Barış Manço'nun üniversite hayatının Belçika'da devam etmesi nedeniyle grup yaz aylarında bir araya gelebiliyor ve bu birlikteliklerden yeni plaklar ortaya çıkıyordu. Manço, psychedelic tınıların içerisine serpiştirdiği doğu müziğiyle kendine özgü bir 'Doğu-Batı' sentezi oluşturmaya başladı. Belli aralıklarla yeni eserlere imza atan Manço, hem Anadolu temalarına hem de doğu motiflerine dokunuyordu. 

1969 yılında Kaygısızlar grubu ile birlikte hazırladığı 'Ağlama Değmez Hayat' 45'liği, 50.000'in üzerinde satış yaptı. Bu başarı, Barış Manço'ya ilk altın plağını kazandırdı. 

Manço, 1969 yılının Haziran ayında Belçika Kraliyet Akademisi'ni birincilikle bitirdi ve İstanbul'a Belçikalı sevgilisi ile birlikte dönüş yaptı. Barış Manço için artık yepyeni bir hayat başlıyordu... 

1970'li Yıllar: Artık Bir Star
 

Barış Manço, 1970 yılı itibariyle Psychedelic Rock'tan Anadolu Rock/Pop'a yöneldi. Kaygısızlar grubu ile yollarını ayıran Manço, Türkiye'de 'Ve' diye bilinen, yurtdışında ise 'Etc' adıyla lanse ettiği yeni bir grupla çalışmaya başladı. 'Derule / Küçük Bir Gece Müziği' adlı 45'liğini yayınlayan Manço, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerini kapsayan geniş bir turneye çıktı. 

1970 yılının Kasım ayında, o güne kadar ağırlıklı olarak batı enstrümanlarını kullanan Manço, 'Dağlar Dağlar' adlı plağını yayınladı. Barış Manço'nun gitarı ve kemençe sanatçısı Cüneyd Orhon'un kemençesi ile kaydedilen şarkı, Barış Manço'nun sadece rock ile sınırlı kalmayan kendi müzik tarzının başlangıcı oldu. 700.000'den fazla satan 'Dağlar Dağlar' plağı, Manço'ya Platin Plak Ödülü'nü kazandırdı. Sayan Plak tarafından verilen ödülü sinema oyuncusu Öztürk Serengil, İstanbul Fitaş Sineması'nda Manço'nun bir konseri esnasında takdim etti. 

Dağlar Dağlar'ın başarısıyla Türkiye'de herkes tarafından tanınan bir sanatçı haline gelen Barış Manço, 1970 yılında Türkiye'de ender görülen bir işe daha imza attı. Manço, o yıllarda zaten ünlü bir grup olan Moğollar ile güçlerini birleştirme kararı aldı. 
 

Hem Barış Manço'nun hem de Moğollar'ın hedefi Türk Müziği ile Avrupa'da ses getirmekti. Manço o döneme dek Batı etkisinde, Moğollar ise Anadolu Pop tarzında müzik yapıyordu. Manço, güçlerin birleşmesiyle ilgili olarak 'Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum. Yepyeni bir akım oluşturduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi tüm dünyaya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanının geldiğini anladık' diye konuştu. 

MançoMongol adlı grubun ilk Türkiye konseri 1971 yılının Nisan ayında gerçekleşti. Mayıs ayına kadar olan süreçte Barış Manço, Moğollar ile birlikte İşte Hendek İşte Deve, Katip Arzuhalim, Binboğanın Kızı şarkılarını kaydetti. 'İşte Hendek İşte Deve' de tıpkı Dağlar Dağlar gibi büyük yankı uyandırdı. 

 

 

Barış Manço bu dönemde, çıktığı bir Anadolu turnesinin Kütahya ayağında uzun saçları yüzünden tehdit edildi ve tur otobüsüne dinamitle saldırı düzenlendi. Konserin hemen ardından gerçekleşen patlamada kimse yara almadı. 1971'de kabakulak geçiren Barış Manço, Moğollar ile birlikte bir süre Fransa'da çalıştı ve dört ay boyunca farklı noktalarda konserlere imza attı. MançoMongol, 1971'in Haziran ayında gruptaki anlaşmazlıklar ve Barış Manço'nun sağlık sorunları nedeniyle ayrıldı. 

1971 yılının ikinci yarısı ve 1972 yılı, Barış Manço'nun birçok sanatçı ile çalışarak Kurtalan Ekspres'i kurma çalışmalarıyla geçti. 1971 yılında 1969 Türkiye Güzellik Kraliçesi Azra Balkan ile nişanlandı. Nişan, 1972'nin Mayıs ayında ayrılıkla sonuçlandı. 

Askerlik öncesindeki bu dönemde 1972 yılının Şubat ayında adını İstanbul'dan Güneydoğu'ya giden trenden alan Kurtalan Ekspres grubunu kurdu. Bu dönemde 'Ölüm Allah'ın Emri' ve 'Gamzedeyim' şarkılarını kaydetti. Manço, Engin Yörükoğlu, Celal Güven, Özkan Uğur, Nur Moray ve Ohannes Kemer'in oluşturduğu orkestra ile Anadolu'da konserler verdi. Kurtalan Ekspres, veda konserini vererek Barış Manço'yu askere uğurladı. Grup üyeleri, dağılmayacaklarını ve Manço'nun askerden dönmesini bekleyeceklerini açıkladı. 

1972'nin Nisan ayında altı ay süren Ankara Polatlı Topçu ve Füze Okul Komutanlığı'nda yedek subay öğrenciliğine başladı. Daha sonra Topçu Batarya Takım Komutanı Asteğmen olarak bir yıl boyunca Balıkesir'in Edremit ilçesinde askerliğini yaptı. Manço, askerlik nedeniyle saçlarını ve bıyıklarını kesti. 

 

Askerlik görevi esnasında rahatsızlanması nedeniyle Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde fistül ameliyatı oldu. Polatlı'da ve Edremit'te orduevlerinde konserler verdi. Terhisine az bir süre kala Harbiye Orduevi'ne atandı. Toplam 19 ay 26 gün askerlik yapan Manço, bu sürede orduevi dışında bir yerde sahne almadı. 

Barış Manço, askerlik döneminin ardından ilk konserini Ankara Dedeman Sineması'nda verdi. Askerlik sonrasında ilk kez bir gazinoda sahne almaya başladı. Ancak Ankara'daki Lunapark Gazinosu'nda sadece dört gün sahne aldıktan sonra buradan ayrıldı. Ayrılışıyla ilgili olarak sorulan sorulara 'Programlarımızı çeşitli şekillerde kısıtlamak istediler, kabul etmeyip çıktık' yanıtını vererek konuya açıklık getirdi. 

Henüz 5 yıllık bir geçmişi olan Türk televizyon tarihinde yeni bir sayfa açarak video klip çekimlerine başladı. 1973 yılında 'Hey Koca Topçu' şarkısı için Kurtalan Ekspres üyeleriyle birlikte kamera karşısına geçti. Kurtalan Ekspres üyeleri klipte Yeniçeri ve Mehter kıyafetleriyle görünürken, Barış Manço ise Mülâzim-i Evvel Barış Efendi olarak asker kıyafetiyle göründü. Türkiye'de en ufak bir sanat çalışmasının dahi yaftalanmak istenmesi nedeniyle Barış Manço'ya 'sağcıdır' gibi yakıştırmalar yapıldı. Ancak bu dönemdeki konserlerinden birinde kendisine bozkurt işareti yapanlara, sahneden seslenen Manço, 'Biz sadece sizin için değil, buradaki herkes için buraya geldik' diyerek Hey Koca Topçu şarkısını isteyenleri sol yumruğunu havaya kaldırarak protesto etti. 

1974 yılına gelindiğinde Barış Manço, 'Nazar Eyle / Gülme Ha Gülme' adlı 45'liğini kaydetti. Manço, o yıl Hey Dergisi tarafından yılın erkek şarkıcısı seçildi. 1974'te Avusturalya turnesine çıkan Manço ve Kurtalan Ekspres'in orada verdiği konserlerin kaydedilerek plak olarak yayınlanması tasarısı gerçekleşmedi. Manço Türkiye'ye döndüğünde 27 Haziran 1974 günü İnönü Stadı'nda düzenlenen 'Hey Müzik Festivali '74'te sahne aldı. 

1975 yılı ise bir hayli hareketli geçti. Barış Manço'nun askerde yazdığı 'Ben Bilirim' şarkısı yayınlandı. Hemen ardından Barış Manço, kariyerinin ilk albümü olan 2023'ü piyasaya sürdü. Manço'nun daha önceki psyhedelic rock ya da yakın dönemdeki Anadolu kökenli şarkılarından farklı olarak progressive rock denebilecek bir tarza sahip parçalardan meydana gelen albüm, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı için yazılmış senfonik bir eser olan ve süresi 10 dakikayı bulan 'Kayaların Oğlu' ile '2023' ikilisi gibi epik eserlere sahip sıra dışı bir yapım olarak diskografisine girdi. 

Barış Manço aynı yıl sinema sektörüne de el attı ve Yeşilçam'da unutulmaz bir esere imzasını attı. Yönetmenliğini Oksal Pekmezoğlu'nun üstlendiği 'Baba Bizi Eversene' adlı sinema filminde Barış Manço; Meral Zeren, Hulusi Kentmen, Sinan Ecer, Diler Saraç, Bilge Zobu, Serpil Nur ve Ali Cağaloğlu gibi dönemin ünlü aktör ve aktrisleriyle birlikte beyaz perdedeki yerini aldı. Filmde Kurtalan Ekspres üyelerinden bazıları da Manço'ya eşlik etti. 

1976'nın Mart ayında dünya çapında bir plak şirketi olan CBS ile anlaşan Manço, 'Baris Mancho' adıyla lanse edileceği ve Avrupa müzik piyasasına yönelik olarak tamamen İngilizce şarkılardan oluşacak olan bir proje için söz konusu yılın sonuna dek Kurtalan Ekspres ve 30 kadar Belçikalı müzisyen ile 4 kadın vokalistten oluşan Georges Hayes Orchestra'nın eşliğinde dönemin teknolojisinin tüm olanaklarını kullanan bir stüdyoda Belçika'da çalıştı. 2 milyon TL'ye mâlolan albüm, 1976 yılının sonlarına doğru Avrupa'nın birçok yerinde satışa sunuldu. Albüm Türkiye'de ise 'Nick The Chopper' adıyla yayınlandı. 

1977'de grubuyla birlikte 45 günlük bir Anadolu turnesine çıkan Manço, turnenin Balıkesir ayağında, kendini sağcı olarak tanımlayan bir grubun saldırısına uğradı. Grup üyelerinden Oktay Aldoğan ve Caner Bora yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Aynı yıl Londra'da Rainbow Tiyatrosu'nda konser vererek İngilizce ve Türkçe şarkılarını seslendirdi. Konserden sonra karaciğer enfeksiyonu geçirdi ve karın boşluğunda bağırsağına yapışık bir tümör nedeniyle Belçika'da ameliyat oldu. 

Bir süre sağlık problemleri nedeniyle müzikten uzak kalan Manço, 1978 yılının Haziran ayında Türkiye'ye döndü ve yeni plağı için hazırlıklara başladı. 1975'te tanıştığı Lale Çağlar ile 18 Temmuz 1978'de evlendi. Döneme damgasını vuran 'Yeni Bir Gün' albümünün tanıtımını Aralık 1978'de Şan Sineması'ndaki konserinde yaptı. Manço, albümün hitlerinden 'Sarı Çizmeli Mehmet Ağa' ve 'Aynalı Kemer' şarkılarını 31 Aralık 1978 gecesi TRT'nin yılbaşı özel programında seslendirdi. 

1979 yılına damgasını vuran 'Yeni Bir Gün' albümü, Barış Manço'nun uluslararası kariyer anlamındaki savaşı esnasında ihmal etmek durumunda kaldığı Türkiye cephesine hızlı bir dönüş yapmasını ve yerini sağlamlaştırmasını sağladı. Manço, pek çok röportajında bu dönemi yeniden doğuş ve ustalığa geçiş olarak nitelendirdi. Nitekim Manço bu albümle Progressive Rock'ın Türkiye'deki en iyi örneklerinden birini verdi. Albüm, hakettiği değeri bularak 1979'da Altın Kelebek Ödülleri'nde Manço'ya Yılın Erkek Sanatçısı ünvanını kazandırdı. Manço aynı zamanda Yılın Bestecisi, Yılın Albümü, Yılın Düzenlemesi ödüllerini de alarak çifte duble yaptı. Kurtalan Ekspres de Yılın Grubu ödülünü kazandı. 

1979 yılında çıktığı Anadolu turnesinin tüm gelirlerini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışlayan Manço, ardından Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Kıbrıs'ta konserler verdi. Belçika'daki konserden dönerken 24 Ağustos 1979 tarihinde Edirne'de aracının lastiği patladı ve bir otomobille çarpıştı. Kazada bel kemiği çatlayan Manço, boynunda boyunluk, belinde çelik korse ile dolaşmak zorunda kaldığından bir süre sahnelerden uzak kaldı. 

1980'li Yıllar: Zirveye Doğru

1980'e gelindiğinde Barış Manço, ilk kez başka bir sanatçıya beste verdi. Barış Manço'nun sipariş üzerine bizzat Nazan Şoray için yazdığı ve kaydında yine Kurtalan Ekspres'in çaldığı 'Hal Hal', Yılın Şarkısı ödülünü kazanırken, Nazan Şoray'a da Altın Plak kazandırdı. Hal Hal şarkısı bu başarısı sayesinde 80'lerin sembol parçalarından biri oldu. 
 

Manço aynı yıl Bulgaristan Altın Orfe Müzik Festivali'ne katıldı ve Nick The Chopper ile Ben Bir Şarkıyım adlı şarkılarla festivalde Bulgar şarkılarını en iyi yorumlayan şarkıcı dalında birinci seçildi. 

1980 yılının Eylül ayında Barış Manço, sanat yaşamındaki 20. Yılını 2 yıllık bir gecikmeyle de olsa '20. Sanat Yılı Disco Manço' albümüyle taçlandırdı. Kasetin Almanya'daki Türk işçiler eliyle Türkiye'de korsanının çıkarılması dolayısıyla Türkiye'de bu albüm plak olarak basılamadı. Albüm, Türkiye'de 'Remix' kavramının henüz oluşmadığı, ancak bu tip Remix örneklerinin ilk kez kullanıldığı bir albüm olarak hafızalarda yer edindi. 

19 Mayıs 1981'de Barış ve Lale Manço çiftinin ilk çocukları Doğukan Hazar Manço, Belçika'nın Liege şehrinde dünyaya geldi ve Manço babalık heyecanını yaşadı. 

1981 yılının sonlarına doğru 'Sözüm Meclisten Dışarı' albümüyle olay yaratan Manço, müzikal kariyerinin zirve noktalarından birini yaşadı. Ancak dönemin TRT anlayışı nedeniyle şarkılarının pek çoğu denetleme kuruluna takıldı. 4 Kasım 1981 tarihinde TRT Genel Müdürü Macit Akman'ı ziyaret eden Manço, albümün yeniden değerlendirmeye alınmasını rica etti. 

Türkiye sınırlarında yapılmış en iyi Progressive Rock şarkı olarak nitelendirilen Dönence'nin yanı sıra Gülpembe gibi efsaneleşen bir parçanın da yer aldığı 'Sözüm Meclisten Dışarı' albümü, hiçbir zaman eskimeyecek bir albüm olarak kayıtlara geçti. 

1982 yılına gelindiğinde Anadolu turnesinin ardından Amerika'da da konserler veren Manço, Dünya müzik piyasasıyla da sürekli dirsek temasında oldu. Bu dönemde yurt dışında pek çok televizyon programına konuk oldu. 28 ve 29 Ekim 1982 tarihlerinde Almanya, Avusturya, İsviçre, Belçika ve Hollanda televizyonlarında gündem maddesi oldu. Altın Kelebek Ödülleri'nde 1982 yılının en iyi erkek sanatçısı seçilen Manço, 1983 Eurovision Şarkı Yarışması'nın TRT tarafından yapılan Türkiye elemelerine 'Kazma' adlı şarkısıyla katıldı ancak jüri tarafından ön elemede elendi. Manço konuyla ilgili olarak, 'Aslında benim jürim elli milyondur. Esas kararı onlar verecektir. Döneceğim ve parçayı plak yapacağım. O zaman her şey ortaya çıkacak' açıklamasında bulundu. 

Barış Manço, 1983 yılının Temmuz ayında 'Estağfurullah Ne Haddimize' albümünü yayınladı. Manço, bu albümle 'Halil İbrahim Sofrası' ve 'Kazma' gibi öğüt dolu sözler içeren şarkılarla, zorlu bir dönem yaşayan Türk halkının sözcüsü oldu. 60'lı yıllarda yazdığı ve ilk Türkçe sözlü bestesi olan 'Kol Düğmeleri'ni Kurtalan Ekspres'le yeniden yorumlayarak sağlam bir altyapıyla piyasaya süren Manço, bu şarkısıyla bir kez daha büyük beğeni topladı. 

1984 yılında altıncı kez yılın erkek sanatçısı seçilen Manço, aynı yılın Temmuz ayında ikinci oğlu Batıkan Zorbey Manço'nun doğumuyla birlikte ikinci kez baba olma sevincini yaşadı. 

1985 yılında yayınladığı '24 Ayar' albümüyle birlikte müziğinde elektronik efektlere de yer vermeye başladı. Kurtalan Ekspres'te o sırada askerde olan Bahadır Akkuzu albümün arka planında yer almazken, Manço albümde 60'lı yıllardan arkadaşı ve Belçikalı eski bir progressive rock grubu olan Recreation'ın lideri Jean Jacques Falaise ile birlikte çalıştı. Jacques Falaise'in Kurtalan Ekspres'e farklı ve uyumlu bir ses anlayışı getirdiği bu albüm, ustaca yazılmış sözler içeren şarkılarıyla büyük beğeni topladı. 

Manço, 1985 yılında bir kez daha ameliyat geçirdi ve karın boşluğunda bulunan üç tümör başarılı bir ameliyatla alındı. 

1986 yılına gelindiğinde 'Değmesin Yağlı Boya' adlı albümünü piyasaya süren Manço, Türk televizyon tarihinin henüz 5 yıllık olduğu 1973'te Türkiye'ye getirdiği video klip kavramını geliştirdi ve bu konudaki çalışmalarına hız verdi. Bu tarihten itibaren hemen hemen her şarkısına video klip çeken Manço, pek çok sanatçıya öncülük ederek söz konusu sektörün gelişimini sağladı. Albümdeki 'Unutamadım' şarkısı efsaneler arasına daha ilk aylarda girmeyi başardı. Manço bu albümde de 'İşte Hendek İşte Deve' şarkısının modern versiyonunu kaydetti ve bunu dinleyicilerine '15 Yıl Sonra' notuyla iletti. 

1988 yılında 30. Sanat yılını kutlamak üzere özel bir albüm hazırlamayı hedefleyen Barış Manço, Bahadır Akkuzu'nun süpervizörlüğünde özel kartonet tasarımıyla piyasaya sunulan ve tüm şarkılarını kliplendirdiği bir albümle sevenlerinin karşısına çıktı. Kırmızı renkli, o dönemde görülmeye pek alışık olunmayan şekilde tüm şarkıların sözlerinin yer aldığı kartoneti ve yeşil etiketiyle piyasaya çıkan albümün adı da dönemin patlayan olgularından seri ilanlara atıf yapacak şekildeydi. 'Ful Aksesuar '88 Manço Sahibinden İhtiyaçtan' adlı bu albüm genç yaşlı herkesin ilgisini çekti. 

30. sanat yılını kutladığı 1988 yılı, Barış Manço için bir başka dönüm noktasına da sahne oldu. Uzun yıllar boyu çocukluk arkadaşı Erkmen Sağlam ile birlikte üzerinde çalıştıkları ve projelendirdikleri 'Barış Manço ile 7'den 77'ye' programını bir türlü TRT'ye kabul ettiremeyen Manço, sonunda başarıya ulaştı ve proje TRT'den vize aldı. 15 yıla yakın bir süre kafasında planladığı televizyon projesini 8 Ekim 1988 tarihindeki birinci bölümüyle hayata geçiren Manço, bundan böyle televizyoncu kimliğiyle de anılmaya başladı. 

'Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli' olan ve yayına girdiği günden beri, milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan 'Barış Manço ile 7'den 77'ye' programı, 8 Ekim 1988'deki 1.bölümünden 6 Aralık 1998'deki 378. bölümüne dek 10 yıl boyunca TRT 1 (1988-1996), TGRT (1996-1997) ve atv'de (1997-1998) bir rekora imza attı. 

1989 yılında hızını kesmeyen Manço, 90'lı yıllara damgasını vuracak çok özel bir albümle sevenlerinin karşısına çıktı. Yıllar sonra prodüktör Yavuz Asöcal ile birlikte çalışan Manço, Yavuz & Burç Plakçılık'tan çıkan 'Darısı Başınıza' adlı albümüyle büyük yankı uyandırdı. Kara Sevda, Domates Biber Patlıcan, Can Bedenden Çıkmayınca ve Hayır gibi şarkılarla efsaneleşen albüm, Manço'ya Sezen Aksu ile birlikte 1989 yılının en başarılı sanatçısı ödülünü getirdi. Manço bu albümde yer alan tüm şarkılarına tıpkı bir önceki albümünde olduğu gibi video klip çekerek yine ulaşılması güç bir rekora daha imza attı. 

1990'lı Yıllar: 7'den 77'ye Sevgi

Barış Manço, bir yandan televizyon, bir yandan video klip, bir yandan konser ve turneler, bir yandan da yurt dışı temaslarına devam ettiği 1990'lı yılların başında hayli yorucu bir dönem geçirdi. 28 Şubat 1991'de Sabah Gazetesi'ne yaptığı açıklamada 6 ay sonra by-pass ameliyatı olacağını açıklayan Manço, 'Şu anda cebimde ilaçla geziyorum. Kimse korkmasın, 7'den 77'ye programına katılan çocukların büyümüş hallerini görünceye kadar ölmeyeceğim' diye konuştu. 
 

1990 yılında Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gelişinin 100. Yılı nedeniyle düzenlenen 'Türk-Japon Dostluğu' etkinlikleri kapsamında Japonya'ya gitti ve buradaki ilk konserini verdi. Bu konseri Japon Veliaht Prensi de izledi. 1991'de Japonya'ya tekrar gitti ve Tokyo Soka Üniversitesi Ikeda Salonu'nda büyük bir konsere imza attı. Konser esnasında Barış Manço'yla birlikte Soka Üniversitesi Rektörü Daisaku Ikeda'nın ellerinde bayraklarla 'Kara Sevda' şarkısını söylemesi ve tıklım tıklım dolu olan salonun coşkulu görüntüsü, konserin Türkiye'de de büyük yankı uyandırmasını sağladı ve o dönem TRT 1 tarafından konserin görüntüleri defalarca yayınlandı. 

Barış Manço aynı dönemde, 1991 yılında ses sanatçısı Zeki Müren, sinema sanatçısı Türkan Şoray ve Hülya Koçyiğit, yönetmen Osman F. Seden ve yazar Atilla İlhan ile birlikte devlet sanatçısı ünvanını kazandı. 

Barış Manço, 5 Şubat 1992 tarihinde annesi Rikkat Uyanık'ı kaybetti ve Uyanık, Karacaahmet Mezarlığı'nda ebedi yolculuğuna uğurlandı. 

1992 yılının sonlarına doğru 'Mega Manço' albümüyle sevenlerinin karşısına çıkan Manço, 'Ayı' adlı şarkısıyla yeniden çocukların gönlünde taht kurmayı başardı. Ayrıca dönemin başbakanı Süleyman Demirel'e atıfta bulunan 'Süleyman' adlı şarkısıyla da siyasete komediyle karışık eleştirel bir yaklaşımda bulundu. 

1993 yılında Milliyet Gazetesi'nde 'Oku Bakiim' başlığıyla konularını günlük hayattan alan köşe yazıları yazmaya başladı ve 1995 yılına kadar yazmaya devam etti. 

1994 yerel seçimleri öncesinde Tansu Çiller başkanlığındaki Doğru Yol Partisi'nden gelen yoğun ısrar üzerine Kadıköy Belediye Başkan adayı oldu. Naif kişiliği nedeniyle kendisine güvenenleri kırmak istemedi; ancak hümanist kişiliği nedeniyle siyaseti bir türlü sevemediği, sağın ya da solun bir temsilcisi olmak istemediği için bu işin ona göre olmadığını fark etti. Rahatsızlığını öne sürerek yaklaşık 10 gün sonra adaylıktan çekildiğini ve siyasetle iç içe bir yaşamın kendisine göre olmadığını söyledi. 

28 Şubat 1995'te 'Müsaadenizle Çocuklar' albümünü yayınlayan Manço, önemli bir projeye imza atarak 90'lı yılların en ünlü popçularını bir araya topladı ve albümün çıkış şarkısına Taksim Meydanı'nda çok özel bir video klip çekti. Manço'ya şarkıda ve klipte Ajlan, Burak Kut, Hakan Peker, Jale, Mine, Nalan, Soner Arıca, Tayfun, Ufuk Yıldırım ve Grup Vitamin eşlik etti. 

1995 yılında yeniden bir Japonya turnesine imza atan Manço, burada yine büyük bir başarı elde etti. 8 gün gibi kısa bir sürede Japonca dersleri alan ve konserde izleyicilerle sohbet edebilecek, hatta espri yapabilecek nitelikte Japonca öğrenmesiyle büyük hayranlık uyandırdı. Konser kayıtlarının bir kısmı 1996'da albüm haline getirildi ve 'Barış Manço Live In Japan' albümü yayınlandı. 

1998 yılında, 40. Sanat yılını baştan sona anlatacağı özel bir şarkı hazırladı ve adını '40. Yıl' olarak belirledi. Şarkının bestesini yapmış olsa da sözlerine ilişkin henüz kafasında tam bir ilerleme kaydetmemişti. Şarkı, aynı zamanda 'Kaplumbağa'nın Öyküsü' adlı bir projede yer alacaktı, ancak Emre Plak'ın isteğiyle projenin adı 'Mançoloji' olarak değiştirildi. Hayranlarından gelen istekleri değerlendiren Barış Manço, yıllar önce kaydettiği şarkıları yeniden düzenlemek için stüdyoya girdi. 

9 Eylül 1998 tarihinde 40. Sanat yılında kariyerinin son konserini İzmir'in Karşıyaka ilçesinde verdi. 

Aramızdan fiziksel olarak ayrılmasından 48 saat önce Star TV'ye özel bir röportaj verdi ve Mançoloji albümünü sevenlerine tanıttı, 40 yıllık sanat yaşamını değerlendirdi. 31 Ocak 1999'u 1 Şubat 1999'a bağlayan gece kalbine yenik düştü. O gece ondan son kalan anı Moda'daki köşkünde masanın üzerine bıraktığı Ssangyong marka jipinin anahtarı ve Nokia 8110 marka ve model cep telefonuydu. 

1988 yılında yazdığı 'Ömrümün Sonbaharında' şarkısının 'Hala bitirmediğim bir yarım şarkım kaldı' dizelerinde öngördüğü üzere 40. Yıl adlı şarkısının sözlerini tamamlayamadan aramızdan fiziksel olarak ayrıldı ve 'Ne Ola Yar Ola' şarkısında söylediği üzere 'yaşam denen uykudan' uyandı.

Kaynak: Barış Manço Mix Biyografi

Haber: enpolitik


Cuma 15.6 ° / 10 °
Cumartesi 16.1 ° / 9.6 °
Pazar 13.7 ° / 2.7 °