Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Karar gazetesi yazarları Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’a konuştu.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu yeni kurduğu Gelecek Partisi ve güncel siyasete ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Elif Çakır'ın KHK sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, ardından Yıldıray Oğur'un 'ekonomi' sorusuna yanıt verdi. Ak Parti'nin kendi dönemlerinde de enflasyon sepetinde değişiklik yapmak istediğini kaydeden Davutoğlu, olmaz diyerek 'Türk halkı neyi kullanıyorsa enflasyon sepetini ona göre kuracaksın. Realite o.' demiş olduğunu açıkladı.
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLA: http://www.enpolitik.com/haber/319003/davutoglu-tum-sorulari-tek-tek-yanitladi-hatalardan-ders-alan-biriyim.html
İşte röportajın KHK ve ekonomi cevaplarının yer aldığı kısmı:
Bizim dönemimizde de enflasyon sepetinde değişiklik yapmak istediler. “Olmaz” dedim
Elif Çakır: Somut olarak, son dönemin en önemli meselesi KHK’lılar. Bu mağduriyetler nasıl aşılacak?
Ahmet Davutoğlu: Ak Parti’nin bozulmasında 4K’nın keşfedilmesi çok önemli. 3 Y (Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar) ile mücadele terk edildi ve 4 K keşfedildi. Birincisi; KHK’lar. Kanun Hükmünde Kararnameler. İkincisi; Kayyum. Üçüncüsü; Kamu bankaları ve dördüncüsü: Kamu maliyesi.
Bu 4K’nın işlevsel kabiliyeti anlaşılınca Türkiye’de meşruiyet çizgisinin dışına çıkan alanlar ortaya çıktı.
Kanun Hükmünde Kararnameler ilk defa 2011’de kullanıldı. Devlet bakanlıklarının kaldırılmasında. Fakat zamanla fark edildi ki Meclis’ten bir yetkiyi bir defa aldığınızda Meclis’teki uzun tartışmalara gerek olmaksızın bütün her şeyi yapabilirsiniz. Halbuki yasamanın, meclisin genel misyonu denetim. Bunu ben çok eleştirdim o zaman, fakat o süreçte bazen fark etmiyorsunuz işin bu kadar ileri noktalara geleceğini. Bir kerelik uygulama diyorsunuz. Şimdi ise KHK’lar Meclis’i neredeyse yok eden bir konumda. Bu son KHK’ların hepsi hukuki bir sürece tabidir, yani KHK’larla alınan kararlar hukuki olarak gözden geçirilmelidir. Kayyuma bakalım. Eskiden kayyum bilmezdik. İşin erbabı bilirdi sadece, bir şirkette bir sorun olduğundan gündeme gelirdi, hukukçular bilirdi. Şimdi ise kayyum bir yönetim tarzı haline dönüştürüldü. Beğenmediğiniz her yönetimi ister bu bazen şirket olur, bazen belediye olur bazen üniversite vakıf olur. Türkiye’nin kamu yönetiminde şu anda bir normal yollarla oluşan yönetimler var, bir de kayyum üzerinden oluşan yönetimler var. Bunu bugünkü iktidar şu şekilde kullanır yarın gelir başka iktidar istisnai bir uygulama olan, geçiçi olan kayyumu kalıcı ve istisnai olmayan yaygın bir yönetim şekline dönüştürür. Bu arada FETÖ kurumlarına atanan kayyumlar üzerinden başka bir yolsuzluk alanı ortaya çıktı. FETÖ şirketleri yok edilirken, el konulurken bu sefer kayyumlar üzerinden bambaşka bir rant alanı ortaya çıktı. Keşfedilenlerden bir diğer K, Kamu bankaları. AK Parti’nin ekonomi bakımından yaptığı en önemli şey 90’lı yıllarda görev zararı gibi işlerde kullanılan kamu bankaları kaynaklarının objektif kamu bankacılığı içerisine oturtulmasıydı. Şimdi ise kamu bankaları üzerinden insanlar terbiye ediliyor. Ya ödüllendiriliyor ya da cezalandırılıyor. İşine geliyorsa kamu bankası üzerinden spor kulüplerinin borçları yeniden yapılandırılıp ihya ediliyor ve taraftarlardan destek alınıyor. Ama Şehir Üniversitesi’nde kamu bankası cezalandırıcı bir yöntem araç olarak kullanılıyor.
Ve son K Kamu maliyesi. Bugün bizim partileşme sürecinde ortaya çıktığı gibi, birinin bizimle adı çıktığında iki şeye maruz kalıyor. Bir ödüllendirme bizimle adı çıkan herkese bir makam teklif ediliyor. Bazıları gidiyor. Bizi biraz eleştiren biri bir anda bir şeyler kazanıyor. Ya da duruşundan taviz vermiyorsa cezalandırılıyor. İş adamıysa kullanılan yöntem maliye. Belli şirketler maliye denetimi kullanılarak kontrol ediliyor. Şimdi biz bu 3Y’yi yeniden ihya edip, 4K’daki yanlış olanları ortadan kaldıracağız.
'Bizim dönemimizde de enflasyon sepetinde değişiklik yapmak istediler, 'Olmaz' dedim'Yıldıray Oğur: Bunu eski bir başbakan olarak sizin söylemeniz önemli. Hangi rakamlarla oynuyorlar, somut bir bilginiz var mı?
Ahmet Davutoğlu: Bizim dönemimizde de enflasyon sepetinde değişiklik yapmak istediler. “Olmaz” dedim. Halk neyi kullanıyorsa o gerçeği biz gözümüzü kapatırsak göremeyiz. Enflasyon sepetini değiştirdiğiniz zaman denklem değişebilir. Ve o zamanda propaganda saikiyle istememişlerdi bunu. Dünyada değişiyor diyerek yapmak istediler ama dünyadaki enflasyon sepetini buraya uygulayamazsınız. Türk halkı neyi kullanıyorsa enflasyon sepetini ona göre kuracaksın. Realite o.
Cumhuriyet tarihinde en yüksek asgari ücret zammını 1 Ocak 2016 da yaptık. Ama enflasyona yansımadı bu, ona göre kaynak ürettik. Şimdikiler bir rakamlarla oynuyorlar, yetmiyor tek seferlik vuruşlarla vergi çıkararak para toplamaya çalışıyorlar. Bu da bütçe sistematiğini yok ediyor. Yukarıdan bütün ekonomiyi gören bir göz olduğu kanaatinde değilim. Günlük tabloyu nasıl iyi gösteririz derdindeler. Diyorlar ki yüzde 12 enflasyon hedefimizin altında gerçekleşti. Dünyada enflasyon yüzde 1.7 gelişmiş ülkelerde. Bizim ölçeğimizdeki ülkelerde ortalama yüzde 4.7. Dünya ölçeğinin dört misli enflasyona sahibiz. Bu illüzyonist yaklaşım varken ekonomide hiç kimse çözüm bulamaz. İkincisi uluslararası sistemden kopuk bir yerde yaşamıyoruz. Ya kapatacaksınız kendinizi dünyaya ya da dünya ekonomik sistemi içinde yaşıyorsanız ona uygun hareket edeceksiniz. Bugün Çin görünüşte Marksist ama dünya ekonomisinin dengeleri içinde oynuyor. Avrasyacılar Türkiye’yi içeri kapatalım derken Çin dünyaya açılıyor.