İnternet gazetemiz enpolitik yazarlarından Prof. Dr. Namık Açıkgöz, Türk-İslam kültürüne yıllarca hizmet etmiş olan Ahmet Hikmet Ünalmış'ın vefatına ilişkin bir yazı kaleme aldı. Akçay yayıncılığı ve 'Ahmet Patronu' anlatan Açıkgöz, ayrıca Ünalmış ile arasında geçen bir anısını paylaştı.
İşte Namık Açıkgöz'ün o yazısı:
'Akçağ Yayınları ile Türk-İslam kültürüne yıllarca hizmet eden sevgili patronumuz Ahmet H. Ünalmış, 30.01.2020 günü hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Ankara’ya yolu düşüp de Akçağ Yayınları’na, vaktiyle kitapçı dükkânına, son 30 yılda da mağazasına uğramayan var mıdır aramızda? Okur-yazar takımından olan ve Ankara’da bulunup da hikâyesinde Akçağ Yayınları olmayan kaç kişi vardır?
70’li 80’li yıllarda önce sadece Akçağ vardı; sonra Ecdad… (Ecdad’ın patronu da Ahmet idi. Manisalıydı. Hemşehrimdi.) Her ikisi de Anadolu’nun ve özellikle Ecdad Türk dünyasının Ankara’daki en önemli mahfili idi… (80’lerde 90’larda birkaç küçük Sakarya mahfili daha teşekkül etmiş ama hepsi Akçağ ve Ecdad’dan doğmuştur.)
Yayıncılık, sadece kitabı basıp piyasaya vermek değildir. Her yayın evi aynı zamanda bir kültür-irfan mahfilidir. Uzun yıllar Ankara’da kültür-irfan mahfili dendiğinde Akçağ akla gelmiştir.
Akçağ Yayınları ile Türk-İslam kültürüne yıllarca hizmet eden sevgili patronumuz Ahmet H. Ünalmış, 30.01.2020 günü hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Ahmet patronumuz, İstanbul yayın dünyasının egemenliğine rağmen Ankara'da yayıncılıkta ısrar eden ve Ankara yayıncılığının yüz akı olan iki şahsiyetten biridir. (Diğer Ankara yayınevi de rahmetli Ahmet Küflü'nün Bilgi yayınlarıdır.)
ANKARA’DA BİR İRFAN MAHFİLİ
Akçağ, 1968 yılında dernek olarak faaliyete geçmiş; 1978'de şirketleşmiş. Dernek olarak faaliyet gösterirken kitap basmıştır; ancak o yıllarda daha çok Ulus-Hacıbayram'da kitapçı dükkânı olarak faaliyet göstermiştir. Ben 1976 yılı güz yarıyılında DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne öğrenci olarak başladığımda Akçağ yayınları ve kitabevi, Anafartalar caddesinden Hükumet caddesine döndükten sonra, Hacı Bayram'a giderken sağ tarafta idi. Kitapçı dükkânı, ince uzun bir koridor gibiydi ve eski usul bir dükkân olduğundan biraz karanlıktı. Elimize bir kaç kuruş geçtiğinde hemen gider oradan kitap alırdık. Rahmetli Ahmet H. Ünalmış'ı da ilk defa orada gördüm. Tezgahta kendisi dururdu. (Biraz ilerde köşede Kardeşler kitabevi vardı. Eski sahibi Osman Yüksel imiş. Rahmetli Osman Yüksel ile 1977 Haziran ayında ilk defa Kardeşler kitabevinde tanışmıştık.)
ULUS’TAN KIZILAY’A
80'lerin sonuna doğru Ahmet patron, Mithat paşa Caddesinde bir apartmanın 1. katını büro olarak kullanmaya başladı. Çünkü artık Ankara'nın entelektüel merkezi Kızılay olmuştu. (Akçağ’ın taşınmasında, Kızılay’ın arz ettiği durumdan dolayı, Prof. Dr. Mustafa İsen'in de etkisi olduğunu biliyorum.)
Sonra, Sakarya Caddesindeki büyük mağaza açıldı. Tam hatırlamıyorum ama 1991 falandı galiba... O günlerde Ankara'ya bir gittiğimde, asma katın sohbet mekânı olarak kullanılabileceğini; Ankara'da bulunan okur-yazar arkadaşların hafta sonları burada bir araya gelebileceğini söyledim rahmetliye. (Benzerini Elazığ’da sevgili Ekrem Karababa’nın sağladığı imkânla, Fırat Kültür Sarayı’nda yapmış ve çok güzel sohbetler gerçekleştirmiştik.) Teklifim başka arkadaşlardan da destek gördü ve orada bir kaç yıl sohbetler yapıldı. (Bir dönemim programını da ben hâlâ muhafaza ederim.) Organizasyonun hayata geçirme kısmını da sevgili Alaattin Karaca yapmıştı bir dönem. (1996'da sivil giyimli 2 albay rahmetliye gelip 'Burada çok güzel şeyler yapıyorsunuz. Hatta birkaçına biz de gelip dinledik ama şimdi yukarısı buradan rahatsız.' demişler ve asma kat sohbetlerini sona erdirmişler. 28 Şubat günleri...)
Akçağ, yayın skalasını genişletmiş; kitap satış mekânı da hayli büyümüş bir kültür merkezi olarak 2019'a kadar faaliyet gösterdi. Ahmet patron, daha sonra Sakarya caddesinde bir apartmanın son katına taşıdı bürosunu. İşini çocuklarına devretmişti son zamanlarda.
BİR HATIRA
Ahmet patron benim Kahvename adlı kitabımı basmıştır. Onun da hikâyesi vardır:
1999'da klasikler serisinden başka bir yayınevinde kitaplarımız çıkmaya başlamıştı. Aynı olmasa da Akçağ'ın da benzer kitapları vardı. Ben çok değer verdiğim bir arkadaşın organizasyonu olduğu için o seride kitap yayınlamaya başlamıştım ama bir yandan da Ahmet patrona ne diyeceğimi bilemiyordum. Öyle ya... Bana: 'Madem o seriden kitap hazırlayacaktın... Getirdin de basmadık mı?' dese, gıkım çıkmazdı.
Bu olumsuzluğu bile bile bir gün kendisine gittim. Selam-kelam... dan hemen sonra başka lafa girmeden, klasikler serimize getirdi lafı. Ben de lafı hiç dolandırmadan: 'Sevgili patronum... Sana orijinal bir kitap getirdim. İşte disket!...' dedim ve kendimi affettirmeye çalıştım.
***
Sonra Ankara'ya küstüm...
Gidişlerim çok seyrekleşti...
Ahmet patronla son defa ikinci anjiyoyu olduktan sonra (15 yıl olmuştur) görüşmüştük.
Kalp ve damar rahatsızlığı yaşıyordu...
Sigarayı bıraktı…
İş yükünü hafifletti…
Akupunktur tedavisi de gördü...
***
Buraya kadarmış sevgili patronum!...
Pek çok gencin kitabını bastın...
Satamayacağını bile bile bastın...
Hizmet olsun diye bastın...
Kültüre katkı olsun diye bastın...
Kazanmadın, kazandırdın...
Bir kaç kuşağın kütüphanesi senin dükkândan ve mağazandan oluştu.
Türkiye'de 'yerlilik' adına bir kaç yayınevi sayılacaksa biri mutlaka Akçağ'dır...
Ardında hayırlı evlatlar ve kocaman bir yayın evi ve irfan ocağı bıraktın değerli ve sevgili patronum...
Allah sana rahmet eylesin...
AKÇAĞ YAYINEVİ
Başkent Ankara'da faaliyet gösteren Akçağ Yayınevi; başkentte kültür merkezi eksikliğini hisseden bir grup idealist üniversite öğrencisinin ortak girişim ve katkılarıyla, 1968 yılında kooperatif olarak yayın faaliyetine başladı.
Kooperatif ortağı öğrencilerin mezuniyetlerinden sonra değişik illerde, devletin çeşitli kademelerinde görev almaları nedeniyle yönetimde güçlükler yaşandığı için, şirketin faaliyetine bir süre ara verildi. 1977 yılında Anonim Şirket olarak tekrar faaliyetlerine başlayan AKÇAĞ, o günden bu tarihe kadar aralıksız Türk kültür hayatına hizmet etmeye devam eden ulusal ve uluslararası bir yayınevidir.
En büyük hisse sahibi olan şirket kurucularından Ahmet Hikmet ÜNALMIŞ'ın yönetiminde faaliyete devam eden AKÇAĞ, kurulduğundan bu yana kültür kitapçılığı ve edebiyat eserleri yayıncılığında Türk kültür hayatına çeşitli ciltlerden oluşan 1.500'ü aşkın eser kazandırmıştır.
50 yıldan beri yayın yelpazesini dini yayınlardan üniversite ders kitaplarına kadar kendi içinde çeşitlendiren ve genişleten AKÇAĞ YAYINEVİ, okuyucu beklentilerine gereken önemi vermektedir.
AKÇAĞ YAYINEVİ, kuruluş ilkesi doğrultusunda, genelde; Türk insanının öz kültürünü yansıtan eserleri yayınlayarak genç nesillerin geçmişle kucaklaşmasını, geçmişiyle barışık olmasını, geçmişini tanıdıkça da geleceğe daha emin ve güvenle bakmasını; özelde ise, bu ülkede fikir ve kültür hayatının zenginleşmesine karınca kararınca katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.'