Cizre Spor Kulübü'nün Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’na ligden çekildiğini bildirmesinin ardından Cizrespor Kulübü Başkanı Maruf Sefinç “Hukuka aykırı ve adil olmayan tutum ve davranışlardan dolayı mevcut şartlarda 3. Lig’de futbol oynamaya devam edemeyeceğimizi ve ligden çekilme kararı aldığımızı sayın başkanlığınıza bildiririz” dedi.
Cizrespor Kulübü'nün ligden çekilmesi huzursuzluk ve cevaplanması beklenen sorular bırakırken, konuya ilişkin bir açıklama yapan Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr Selçuk Özdağ, daha önce konuya ilişkin sitemiz enpolitik'te yazdığı bir köşe yazısını paylaştı ve güncel konu üzerine şunları söyledi:
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) bu iddialarla ilgili açıklama yapmalı ve bu klübün meşru, haklı ve hukuki talepleri varsa karşılamalı. Cizrespor Kulübü mutlaka liglerde tutulmalı yaşamalı, yaşatılmalıdır. Serikt'eki olaylar hariç şuana kadar bir olay olmadığına dair bize gelen bilgiler vardır. Biz her türlü ırkçılığı şiddeti tasvip etmiyoruz ve futbolun spor için yapıldığını, birleştirici gücünün olduğuna inanıyoruz. Futbol ve spor toplumsal işlevini yerine getirirken başka emeller için asla ama asla kullanılmamalıdır. TFF, bir an önce araştırma yapmalı ve açıklama yapmalı konunun istismarı hiçbir şekilde yapılmamalıdır.'
İşte Özdağ'ın 21.02.2019'da Serik'te yaşanan şiddet olayına ilişkin 'Cizre'den ve Cizre Spor'dan ben özür diliyorum' başlığı ile kaleme aldığı o yazı:
'Hepimizin bir numaralı görevi içimize nifak sokmak isteyenlere fırsat vermemektir. Her ağzını açan birlikten, beraberlikten söz ediyor ama bunun lafla değil davranışlarla olacağını hesaba katmıyoruz.
Siyasetçi iseniz lafınıza dikkat edeceksiniz, ?laf ola baş kese, laf ola kese savaşı? sözü boşuna söylenmemiştir. Bu sorumluluk sadece siyasetçilere ait değildir, toplumun önünde olan, sözü cemiyete yansıyan herkese aittir.
Ne yazık ki böyle bir söz disiplininden mahrumuz. Üç beş oy uğruna ne hanlar hanümanlar yıkılıyor. Bölücülük denince herkesi aklına PKK ve onun siyasi uzantısı bir parti geliyor. Ama esas bölücülük birlik, bütünlük nutukları atanlardan geliyor. İnsanları rengine, ırkına, mezhebine, kökenine, şehrine, partisine göre ayırmak da bölücülüktür.
Öncelikle şunu teslim etmek de fayda var, parti mensubiyeti kimseye fazilet kazandırmaz. Herhangi bir partiye oy vermek ne bizi daha dindar ne de bizi daha milliyetçi yapar. Milliyetçilik de dindarlık da davranışlarımızda ortaya çıkar. Bazen o kadar sorumsuz sözler söyleniyor ki içimden avazım çıktığı kadar bağırmak geliyor: Efendiler nefsiniz için bu millete kıymayın.
Bu girizgahı şunun için yaptım: Antalya'da Cizrespor ahlaksızca saldırıya uğradı. Takımın hocası Yusuf Tokuş;'Sivaslı bir Türküm, bu yapılandan sonra ben de Kürdüm' diye açıklama yaptı. Sözlerini baştan sona kadar dinledim, emin olun içim yandı. Bu ülkenin bir takımı yine bu ülkenin başka bir şehrine gidecek ama Güneydoğu takımı diye saldırıya uğrayacak. Vatan haini arıyoruz ya bunu yapanlar PKK'dan daha haindir. Bunu yapanların en küçük bir vatan sevgisi yoktur. O statta ben olsaydım aynen o hoca gibi konuşurdum. Hoca ağladım diyor, ne demek zırhlı araçlarla hava alanına götürülmek, bura bizim ülkemiz değil mi? Bu insanlar bizim insanımız değil mi?
İşte milleti bölen kafa bu kafadır. Benzer olaylar daha önce başka sahalarda da oldu. Hem Türk-Kürt kardeşiz diyoruz hem de bir avuç holigan kardeşliğimize kurşun sıkıyor, bunu seyrediyoruz. Emin olun bu ülkeyi terör bölemez. Ama bu tür dışlayıcı, ötekileştirici, ahmakça tavırlar böler.
Tribünlerde iki olay olduğunda polisimiz müdahale ediyor. Bu olaya da müdahale edildiğine hiç şüphem yok. Ama bu yetmez, bu milli varlığımızın düşmanları statlara alınmamalı, ömür boyu maçlardan men edilmelidir.
Bir ülkenin bölünmesi önce insanlarının ayrışması ile başlar. İlkin insan sonra toprak kaybedilir. Şimdi bir düşünelim bu muamele size yapılsa ne hissederdiniz. Sizi linç etmek isteyenlerle bir millet olduğunuzu, aynı sevgi ile kucaklandığınızı düşünür müydünüz? Bu çok vahim bir olaydır. Bu ülkenin her vatandaşı azizdir, başımızın tacıdır. Bundan farklı davranan bu milletin dostu değildir. Yetmedi mi içimizde düşman aradığımız? Elbette Antalya seyircisinin tamamı bu çirkinlikten dolayı suçlanamaz. Ama bunu yapanlar bir avuçta olsa gereği yapılmalıdır. Gerekirse Cizre ile oynayan takım kapatılmalıdır. Hiç bir şey birliğimizden önemli değildir. Cizre antrenörünü dinlerken yüreğim parçalandı, onlara yapılanlar için bir spor eğitimcisi olarak ben özür diliyorum. Daha ne kadar bu holiganları içimizde tutacağız? Futbol federasyonu olaya el koymalı, önce bu tribün bölücülüğüne dur demelidir.
