Gelecek Partisi Sözcüsü Selim Temurci, partisinin haftalık basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasının başında dış politikada olup bitenlere İdlib ve Moskova anlaşmalarına değinen Temurci, basında yaşanan tutuklamalara ve koronavirüsüne dikkat çekti. İşte Temurci'nin konuşmasından satır başları:
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki yargının vazifesini yapmadığını ya da yapamadığını, yargının en tepesindeki insanlar söylüyor. Yargının siyasallaştığı bir ortamda hepimiz diken üzerindeyiz.
Biz Gelecek Partisi olarak diyoruz ki, her ne olursa olsun mutlaka bu ülkede siyasi görüşlerimizi bir yana bırakarak bir aydınımız bir entellektüelimiz terör ile arasına kırmızı çizgiyi çekmişse o hepimizindir ona sahip çıkacağız. Haksızlıklara adaletsizlikle ve zulme karşı ortak ir duruş sergilemek zorundayız. Eğer bu yapılmazsa işin ucu o parti bu parti, o’cu veya buncu değil tek tek herkese sıra gelecek bir süreç işletiliyor malesef Türkiye’de.
Birileri diyecek ki bunlar MİT mensubu bir askerin şehit edilmesi haber yaptılar. Doğru MİT mensuplarının haber yapılmaması lazım. Bununla ilgili kanunumuz var ama bu daha önce zaten deşifre olmaz, deşifre olan bir şey bir kez daha deşifre olmaz. Veya gazeteciler gece yarısı evlerinden apar topar alınmaz.
Burada özellikle bunun sadece basit bir tutuklama olduğunu düşünmüyoruz.
Pelikan vari bir illegal yapının aslında nerelere sızdığını gösteren bir uygulamadır bu. Onlar farklı bir ses duymak istemiyorlar. Bunlar bu kadar güçlü mü diye sorabilir vatandaşımız, hatırlatalım:
Bunlar 1 Mayıs 2016’ta bu ülkede yüzde 49,5 oy ile seçilmiş bir başbakanı alaşağı edecek bir süreci 'Pelikan Dosyası' üzerinden Pelikan Bildirisi ile başlatan bir ekiptirler. Dolayısı ile bunlar muktedirdirler.
1 Mayıs 2016 bugün 2020 yılını yaşıyoruz. Türkiye’de bunca zaman geçti cesur bir savcının çıkıp bunları araştırması lazım. Milletimize Gelecek Partisi olarak tahatümüzdür yargı tam anlamıyla bağımsız ve tarafsız olacaktır.
Baskının olmadığı sansürün ve otosansürün olmadığı, gazetecilerin gece yatağından toplanmadığı bir Türkiye hayali milletimize tahatümüzdür.
Medya mensuplarının korkarak iktidara soru sorduğuna şahit oluyoruz. Hiçbir dönemde yaşamadığımız bir medya-iktidar ilişkisi var. Her kanalda aynı cümlelerle hükümet ve lider güzellemeleri yapanlar, milletin gündeminden uzaklaşıyorlar.
Böyle bir ülkede yargının bağımsız olup olmadığını tartıştığımız, basın özgürlüğünün böyle tartışıldığı bir ülkede kim nasıl yatırım yapsın?
KHK'lıların sorunu çözülür mü, asgari ücret tartışılabilir mi, güven vermeyen bir yönetim güven duyulan bir Türkiye'yi inşa edemez.
İnsanlarımız hamdolsun ülkeyi yönetenlerin yeni gündemler yaratma çabasını gördüğüne inanıyoruz.
O gündemi üretme konusunda mahir olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Şehitlerimiz var dedik, birlik ve beraberlik mesajı vermesi gerekenler bir bakıyorsunuz çok kısa bir sürede yine Kanal İstanbul diyorlar. Biz de diyoruz ki biz bunu konuştuk ve kararı millet versin dedik. Niçin böyle bir ortamda hele hele milletimizi kutuplaştıracak söylem ve eylemlerde bulunuyoruz?
Korona virüsü bütün dünyada talep yönünde olağanüstü bir daralmaya ve üretimde çok ciddi düşüşlere yol açtı. Bütün dünya şu anda büyük bir ekonomik kriz beklentisi içerisinde büyüme tahminlerini aşağı doğru revize ediyor. Dünya ekonomisinin korona ile nereye evrildiğini Türkiye ekonomisini yönetenler bunu biliyorlar mı?
Talep yönünde olağanüstü bir daralma ve üretimde düşüşlere sebep verdi bu virüs. Tüm dünya büyüme oranlarını aşağı doğru revize ediyorlar. Bize her şey iyi diyenlere diyoruz ki 2019'da yüzde 0,9 büyümeyi büyük başarı olarak sundunuz. 2020'de ise yüzde 5'lik hedef koydunuz. Korona virüsü ülkemize çok az zarar verecek ve terk edecek inşallah diyoruz. Dünya büyük bir ekonomik kriz içinde acil eylem planlarını paylaşırken üretim azalırken acaba bizim ekonomi yönetimimiz küresel ekonomik krizle ilgili acil eylem planı budur Türkiye'nin diyebilecek mi?
Dört gencimizden bir tanesi işsiz. Millet artık size baktığında krizi hatırlıyor. Bu hale gelmemeliydi bu ülke. Artık gerçeklerle yüzleşelim. Dünya krize giderken atılması gereken adımları atın.
FED'in faiz indirimi kararı sonrası dünyada dolaşan büyük bir sıcak para var ama para Türkiye'ye gelmiyor çünkü Türkiye'de hukuk ve demokrasi problemli. Her şeyin başı güven.
Önümüzdeki hafta tüm bunları yoksullukla mücadele anlamında Gelecek Partimizin 'Gelecek' vizyonu olarak Genel Başkanımızın milletimizle, 16 Mart saat 10:00'da Gelecek Partisinin ekonomik yaklaşımının paylaşılacağını duyurmak istiyorum.
Gelecek Partisi olarak bu hafta içerisinde Adana kurucu il Başkanımızı belirledik. Adnan Fındık Bey önümüzdeki hafta aramızda olacaklar.
