Ocak Medya köşe yazarı Veysi Dündar, “Virüs Fırtınası ve Ağlatan Cami Şaşkınlığı” başlıklı yazı kaleme aldı.
Ocak Medya köşe yazarı Veysi Dündar bugün kaleme aldığı yazısında “Türkiye dünyayla ilk defa birebir entegre olduğu bir dönemden geçiyor” dedi. Dündar yazısının devamında “Sizce bu virüs fırtınası geçtiğinde, kılınacak Cuma namazında edeceğimiz ilk dua ne olmalı? Anlamından uzak kaldığımız Kuran ayetlerini ezberlemek için gösterdiğimiz çaba ve iradeyi, artık bize emanet edilen bu gezegende, nasıl ve ne şekilde var olacağımıza kafa yormak için de göstermeliyiz. Ya bunu yapacağız ya da bunu yapacağız” dedi.
Veysi Dündar'ın bugün yayınlanan köşe yazısı şöyle:
“Beyaz gül kırmızı gül,
Güller arasından gelir.
Yarim giymiş beyaz azya,
Cuma namazından gelir.”
Türkiye’de dün belki de 1071’den bu yana ilk defa Cuma namazı kılınmadı.
İlk defa camilerin önünde polis arabaları ve güvenlik güçleri insanları namazdan alıkoydu. 3 defa Cuma namazına gitmeyenin, dinen sorumlu olacağı öğretisini içselleştirmiş bir toplum için, Cuma namazı kılmamak önemli bir dönüm noktası aslında.
Türkiye dünyayla ilk defa birebir entegre olduğu bir dönemden geçiyor…
Her şeyi kendine has, yerli milli sanan ülke; Korona Virüs sayesinde ne yerlinin ne millinin esamesi okunmayan, bir dönemi idrak ediyor.
Ortada çok ciddi bir risk var ve bu risk iş yapma, çalışma ve hayata bakış süreçlerinin tamamını alt üst etti.
3 gündür art arda yazılarla işin iktisadiyatını ortaya dökmeye çalışıyorum.
Gayet net ve gayet sert bir krizden söz ediyoruz… Ekonomik krizin etkilerinden çıkamamış ülke, çok ağır bir sosyo ekonomik dünya krizi ile yüzleşti.
Sadece bu Cuma değil, gelecek ve ondan sonra gelecek cumalar da, camilerin kapısı muhtemel ki kapalı kalacak.
İbadetler de, artık kabahatler gibi gerçekten gizli kalacak.
Uzun süredir bunu bekliyorduk desek, abartmış olur muyuz?
İbadete yüzlerce koruma ve konvoy ile gidilmesi kimin içine siniyordu?
Bundan sonra sözü bu videoya bırakıyorum:
https://www.youtube.com/watch?v=lwAGDoe6aHY
Doğa büyük bir deneycidir.
Onun nasıl denediğini biliyor musunuz?
Basitçe, bütünü desteklemeyen, canlıları dışarı atar.
Milyonlarca yıldır denedi.
Dinazorları dışarı attı,
Kılıç dişli kaplanları dışarı attı,
Ramapithecus’u (insanın atası olan primat) dışarı attı,
Neandertal insanı dışarı attı.
Bu türlerin çok azı 200.000 yıl yaşadı, yine çok azı 10-20 milyon yıl yaşadı.
Bunlar bilgi amaçlı idi…
Şimdi soru şudur:
Biz türümüzün başarısından ne kadar emin olabiliriz?
Bu insan türünün başarısından emin miyiz?
Sonsuza kadar var olacağımıza inanıyor muyuz?
Eğer sonsuza kadar var olmak istiyorsanız, tümü için
faydalı olmak zorundasınız.
Eğer tümü için faydalı olamayacaksanız, doğa ne yapacak biliyor musunuz?
Bizi dışarı atacak.
Genel için faydalı oluyor muyuz?
Dünya gezegeni ile sohbet ettiğinizde, gezegen bize ne diyecek?
Çok mutsuz.
Artık var olmayan ‘Çiçek Hastalığı’ virüsünden daha çok zarar veriyoruz.
Evet gezegenimize büyük zarar veriyor, felakete yol açıyor, kabalaşıyoruz.
Herhangi bir canlı türüne baktığınızda, başka bir türü ya da başkasını sadece tehdit altında kaldığında veya çok aç kaldığında öldürür.
Ama biz insanlar olarak diğer canlıları hayatta kalmak için değil, diğerleri üzerinde gücümüzü göstermek ve bütün gezegen üzerindeki hakimiyetimizi kanıtlamak için veya bazen sadece zevk için yok ediyoruz.
Dış dünyada korona virüsle ilgili bir çok söz var.
Ne dersiniz belki de bu virüs, doğanın insan virüsünü elemek için seçtiği bir yol olabilir mi?
Ciddi bir olasılıktır bu. Haksız mıyım?
Tüme faydalı değiliz. Bütüne faydalı değilsek, tekrar tekrar gördük ki biz dışarı atılırız. Doğa bizi dışarı atar.
Güncel durumda Çin sorun değildir. Çinliler de sorun değildir. Sorun nedir?
Sorun bizim bilincimizdir.
Biz hayatı ayrılıkta yaşıyoruz.
Etrafımızda herkesten ayrıymış gibi bir hayat yaşıyoruz.
Bu tecrit kökenli bilinç, kendi neticelerine yol açıyor.
Bunu dünyada kanser olarak, felaketler, doğal afetler ve şimdi de korona virüs olarak görüyoruz.
Şimdi uyanma zamanıdır.
Hayatımızı bağlantısı kopuk bir bilinç hali ile sürdüremeyiz.
Bağlarımız ne kadar koparsa, etrafımızda o kadar kaotik bir dünya olacaktır.
Daha barışçıl ve daha neşeli bir dünya arıyorsanız, çocuklarımız için güzel bir dünya yaratacaksak, dönüşüm burada ve şimdi olmalı.
Ve şu an bile bunun için yeterince geçtir.
Videonun arzıhali bu.
Sizce bu virüs fırtınası geçtiğinde, kılınacak Cuma namazında edeceğimiz ilk dua ne olmalı?
Anlamından uzak kaldığımız Kuran ayetlerini ezberlemek için gösterdiğimiz çaba ve iradeyi, artık bize emanet edilen bu gezegende, nasıl ve ne şekilde var olacağımıza kafa yormak için de göstermeliyiz.
Ya bunu yapacağız ya da bunu yapacağız.
Not 1 : Alıntıladığım klipte konuşan kadın Hintli bir meditasyoncudur:
https://tr.qwe.wiki/wiki/Preetha_Krishna
Not 2 : Temel Karamollaoğlu/ Mithat Sancar/Selçuk Özdağ /Uğur Dündar/Can Ataklı /Kazım Güleçyüz /Mustafa İslamoğlu/Salih Memecan/Sadık Usta/Zafer Arapkirli/Gürbüz Çapan/ Hüda Kaya/ M.Fatih Maçoğlu/Ali Bulaç/Oral Çalışlar/Abdurrahim Karslı/A.Faruk Ünsal…
20 Mart 2020 tarihinde telefonla ya da mesajla haberleştiğim isimler. Herkesin gündemi aynı. Sürdürülemez görülen yaşananlara dair herkes tedirgin, herkes umutlu, herkes kuşkulu.Önümüzdeki günlerde bu isimlerin herbiri ile Korona günlerinde söyleşilere sözleştim. Kiminin haberi var kiminin yok. Olsun bu günlerde konuşmayacağız da ne zaman konuşacağız?
Vakit dayanışma vakti…