Saadet Partisi’nin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanan toplantıda Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:
– Ülkemiz ve dünya genelinde kritik bir süreçten geçiyoruz. “Covid-19” salgınına karşı önemli bir mücadele verilmektedir.
– Öncelikle bu mücadelede hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabır diliyor; tedavileri süren vatandaşlarımıza da acil şifalar temenni ediyoruz.
– Bu mücadelede fedakarca görev yapan, başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm kamu çalışanlarımıza yürekten şükranlarımızı sunuyoruz.
– Bu salgın bize, farklılıklarımızı bir kenara bırakarak birlikte hareket etmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır. İnanıyoruz ki; bu zor süreci de hep birlikte aşacak, bu salgınla mücadeleyi de hep birlikte başaracağız.
– Hayata geçirilecek ekonomik önlemler, işsizler ordusunun artmamasına, fabrikaların kapanmamasına, evinde oturmak zorunda kalan esnaf ve zanaatkârların uğradıkları zararların telafisine yönelik bir imkan sağlamalıdır.
– Krizden en çok etkilenen kesim; yoksul insanlarımız, asgari ücretliler, işsiz kalanlar, iş yerini kapatıp evinde oturmak zorunda kalan küçük esnafımızdır.
– Salgın nedeniyle zor günler yaşayan vatandaşlarımıza, gelir düzeylerine bakılmaksızın ivedi şekilde her TC kimlikli kişiye sağlık, kira ve beslenme harcamaları için 1000 TL nakdi destek sağlanmalıdır.
– Çiftçilerimizin kredi borç ödemeleri ertelenmeli, kredi vadeleri makul düzeye yükseltilmeli ve faizsiz şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Gıda ithalatına acilen son verilmeli, çiftçilerimiz daha fazla desteklenerek yerli üretim için seferberlik ilan edilmelidir.
– İnsanların evinde kalmasının ısrarla tavsiye edildiği bu dönemde, vatandaşlarımızın su, elektrik, doğalgaz, internet ve telefonları asla kesilmemeli; fatura, kredi ve kredi kartı borçları faizsiz olarak ötelenmelidir.
– Gençlerimizin öğrenim kredi borçları ertelenmelidir.
– İşini kaybeden, iş yerini açamayan ve bu nedenle ciddi gelir kaybına uğrayanların konut kredi ödemeleri ve TOKİ Ödemeleri belli bir dönem ertelenmelidir.
– İşverenlerin üzerindeki “vergi yükü” azaltılmalı, çalışanların işveren üzerindeki yükü devlet tarafından omuzlanarak insanımızın işsiz kalmasının önüne geçilmelidir.
– Sağlık tedbirleri için oluşturulan Bilim Kurulu benzeri bir yapılanmaya gidilerek, uzman kişilerden müteşekkil bir ‘Ekonomi Kurulu’ oluşturulmalıdır.
– Kamuda topyekün tasarruf dönemi başlatılmalıdır.
– Tehlikeye en çok maruz kalan sağlık çalışanlarımızın koruyucu ekipman ve ihtiyaçları eksiksiz karşılanmalıdır.
– Belediyelere ek kaynaklar aktarılmalıdır. Hizmetlerin ulaştırılması açısından yerel yönetimle iktidar arasındaki siyasi farklılıkların vatandaşlarımıza olumsuz yansımasının önüne geçilmelidir.