Gelecek Partisi Sözcüsü Selim Temurci, düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmeler yaparak Gelecek Partisi için başlattıkları yeni bir projeyi açıkladı.
İsmi “Gelecek Gönüllüleri” olan projenin detaylarını paylaşan Temurci “Biz, bu ülkede kardeşlik ve birlik istiyoruz. Sosyal yardımların siyasi malzeme olarak kullanılmasına karşıyız. STK’ların ve yerel yöneticilerin aktif bir şekilde süreç dahil olmasın arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi’nin kendi içinde, “Gelecek Gönüllüleri” isimli bir çalışma başlattığını söyleyen Temurci, “Buna göre, Genel Başkanımızdan başlamak üzere, yönetim kademelerinde bulunan her bir kardeşimizin, kardeş aileleri olacak. Kardeş ailelere bu süreçte yardım edilecek. İnsan, insanın elinden tutsun istiyoruz. Ve bu halkayı hep birlikte yürütelim” diyerek, durumu elveren herkesin, kendi mahallesinde ihtiyaç sahibi olan bir aileyi, kardeş aile olarak görüp, destek vermesini istedi. Temurci, “Bizim kültürümüz ve medeniyetimizde var olan dayanışma kültürümüzü, yeniden milletimize bu süreçte hatırlatırsak, krizi çok daha rahat atlatacağımıza inanıyoruz” dedi.
Bu arada Gelecek Partisi, teşkilatlanma çalışmalarını da aralıksız sürdürüyor. Videokonferans yöntemiyle toplantıları sürdürdüklerini söyleyen Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selim Temurci, Adana’da Adnan Fındık, Samsun’da Mustafa Yeşilyurt, Karabük’te Burak Onur Gündüz, Denizli’de ise Aykut Yıldırım’ın kurucu il başkanı olarak atamalarının yapıldığını vurguladı. Gelecek Partisi’nde ataması yapılan İl sayısı 46 oldu.
Selim Temurci'nin açıklamalarından diğer satır başları ise şöyleydi:
Gerekli adımları atmadan evde kal çağrıları karşılıksız kalmaya mecburdur! Bu süreçte doktorlarımızı profesörlerimizi kaybettik allahtan rahmet diliyoruz. Sağlık personelimizin virüse karşı korunması hepimizin ortak hassasiyeti oldu.
Test yoksa tanı yok tanı yoksa hasta yok bakış açısıyla maalesef belli bir süreyi geçirdik. Karantinaya alımlarda çok ciddi gecikmeler oldu.
KHK ile işinden uzaklaştırılmış ancak hiçbir cezai işlem görmemiş sağlık çalışanlarımız var. Bunların acilen göreve çağrılması lazım.
Sağlığın siyaseti olmaz. Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri iktidar tarafından acilen hayata geçirilmeli. Bilim Kurulu Evde Kal diyorsa bu doğrultuda hükumetin de ekonomik bedeli ne olursa olsun kurulun kararlarını hayata geçirsin.
Yoğun bakımların sayısının acilen iki katına çıkarılması lazım. Allah korusun doktorlarımızın hasta seçmek durumunda kaldığı günleri görmeyelim.
Ülkeyi yönetenlerin yapması gereken ilk şey 'Biz' duygusunu oluşturabilmektir. Yapılması gereken herkesi kucaklayarak, herkesi sürece dahil ederek davranılmasıydı.
'Salgın var Cuma kılınmayacak' dendikten sonra Beştepe'de Cuma Namazı kılınmıştır. Bu millet Diyanet İşleri Başkanı'na nasıl güvenecek? Bu millet maske ile ihale yapıldığını gördü, Dünya daralmadayken ekonomimiz yüzde 5 büyüyecek diyen hayalperestleri gördü.
Ekonomik krizi inkar edenleri, Korona, adeta bir turnusol kağıdı gibi göstermiştir.
Sokağa çıkma yasağı kararı neden alınamadı? Bunun tek bir sebebi var. Ekonomiyi tamamen durdurduğumuzda devlet olarak 'Biz sana bakarız' diyemedik.
Belediyelerin bağış toplama yetkisi kanunda açıkken böyle bir süreçte bile belediyelerin topladığı bağışlara el konuluyor.
Bağış üzerinden bir kamplaşma hakikaten anlaşılır gibi değil. Korona ülkemizi kasıp kavururken devleti yönetenler milletimizle kutuplaşmayı seçmiştir.
'Devlet içinde devlet olmaz'mış. Belediyeler zaten devletin bir kurumu. El insaf diyoruz. Böyle bir konuda ayrıştıranları lanetliyoruz.
Bu ülkeyi yönetenlere iki şey artık emanet edilemez. Adalet ve para.
Mecliste tüm siyasi partilerin temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurulup, açıklanan IBAN'lara yatırılan paraların nereye nasıl harcandığı bu komisyon tarafından denetlensin.
Hani Batı bizi kıskanıyordu, hani biz uçuyorduk? Hani krize en güçlü yakalanan ülkelerden biriydik? Onun için mi milletten para istiyorsunuz?