Yunanistan 'seçilmiş' imamların görevlerine son verdi!

Yunanistan

Yunanistan hükümeti uluslararası anlaşmalara rağmen Batı Trakya Türk Azınlığı üzerindeki keyfi uygulamalarına bir yenisini daha ekledi. Hükümet, kendi tayin ettiği müftü naibi aracılığıyla camilerde halk tarafından seçilmiş imamların görevlerine son verdi.

Geçtiğimiz aylarda Yunanistan devleti tarafından Gümülcine Müftülüğü’ne tayin edilen Naib Cihat Halil, bölge halkının ve mütevelli heyetlerinin seçtiği Şapçı Kasabası ve Gümülcine’deki Edirneyolu Camii imamlarını azlettiğini açıkladı. Bunun üzerine tayinli müftü naibi Halil, hiçbir kimsenin görüşünü almadan bahse konu yerlere atamalar yaptı.

Başta Batı Trakya Türk Azınlığı olmak üzere, Gümülcine’de faaliyetlerini sürdüren Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği de bu duruma sert tepki gösterdi. Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın haklarının teslim edildiği ulusal ve uluslararası antlaşmalara aykırı olarak Gümülcine Müftülüğü’ne atanan Naib Cihat Halil’in göreve başladığı günden beri, bölgemizde uyguladığı keyfi uygulamalara şahit oluyoruz. Müftülük Kurumu’nu azınlığımızın bir kurumu olmaktan çıkaracak tüm uygulamaları kabul eden naib, son dönemlerde halkın ve mütevelli heyetlerinin seçtiği ve haklarında herhangi bir şikayetin olmadığı din görevlilerini görevlerinden azlederek, yerlerine mütevelli heyetlerine ve halka sormadan keyfi atamalar yoluna gitmektedir.

“CAMİLERİMİZİN KAPALI OLDUĞUNU FIRSAT BİLEN BU KEYFİ UYGULAMALARI KINIYORUZ”

Son günlerde Gümülcine Harmanlık Mahallesi (Edirneyolu Camii) İmam Hatipi Nihat Kaplan ve Şapçı Kasabası İmamı Ali Emin, görevlerinden azledilerek yerlerine başka din görevlileri atanmıştır. Bütün dünyanın karantinada olduğu, bölgemizde camilerin cemaate kapalı olduğu, insanların evlerinde kaldığı bir dönemi fırsat bilerek yapmış olduğu bu keyfi uygulamalarını kınıyoruz. İnsani ve hukuki teamüllere aykırı görevlerinden azledilen din görevlisi arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu, mütevelli heyetleri ve halkın mücadelesini desteklediğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

1913 Atina Antlaşması ve 1923 Lozan Antlaşması uyarınca dini özerkliğe sahip Batı Trakya Türk toplumunun din özgürlüğü ve diğer alanlardaki hakları ilgili anlaşmalarda belirtilmektedir.