Ayhan Sefer Üstün sordu: İktidar partileri neden affa 'af' diyemiyor?

Güncel 11.04.2020 19:49:22 0
Ayhan Sefer Üstün sordu: İktidar partileri neden affa

Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, yaptığı açıklama ile 'Neden iktidar partileri kediye kedi, affa af diyemiyor' diye sorarak, cevabı hukuksal ve siyasi sebepleri ile açıkladı. 

Siyasi iktidarın af yasasına adını koyup 'Af yasası' demek yerine 'İnfaz yasası' demeyi seçmesinin üç sebebi olduğunu kaydeden Sefer Üstün, açıklamasında şunlara dikkat çekti: 

'İktidar ve iktidar partisi sözcüleri çoktandır yerleşik kurum, kavram ve tanımların içini boşaltmakta, asıl anlamını tahrif edip sahtesini kullanmaktadır.

Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, herkes için özgürlük, eşitlik, yargı bağımsızlığı, hak, adalet dediğinizde onlar bilinenin aksine bambaşka bir tarif ve anlayışla sizin karşınıza çıkabilmektedir.

Ehliyet, liyakat dediğinizde kendinizi eş dost akraba kayırmacılığının ortasında bulabilirsiniz.

Enflasyon, faiz, kur, işsizlik vs dediğinizde onlar yine kavramları takla attırabilirler.

Her kesin bildiği ve o şekilde kabul ettiği bir olguyu veya kavramı size başka bir şey olarak göstermeye çalışabilir… Tamda bu günlerde yaptığı gibi.

Ak Parti ve MHP’den oluşan iktidar partilerine mensup milletvekilleri 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tekliflerini TBMM’ye verdiler, Teklif Adalet Komisyonunda kabul edilerek Meclis Genel Kurulunda görüşülmeye başlandı ve kısa süre içerisinde de kabul edilip yasalaşması bekleniyor.

Teklife bakıldığında bunun bir  “ Af Kanunu Teklifi”  olduğunu başta hukukçular olmak üzere herkes kabul etmektedir.

Son zamanlarda kavramları tahrif etmesine alıştığımız iktidarın, bu kez, herkesin af olarak gördüğü bir düzenlemeyi, infaz kanununda basit bir düzenlemeymiş gibi gösterme çabasının sebebi ne ola ki, neden dolambaçlı yollara sapma ihtiyacını duyuyor.

Neden kediye kedi, affa af demiyor/ diyemiyor ?

Bunun sebepleri aşağıda ifade etmeye çalıştığımız endişelerinden kaynaklanıyor olabilir :

Birincisi, Anayasal Zorunluluk

Her zaman ki gibi içine düştüğü kolaycılık, kestirmeden sonuca ulaşma, kuralları çiğneme alışkanlığı, iktidara yaptığı işe af demekten men ediyor. Teklife doğru tanım getirip af dediğinde TC Anayasasının 87. maddesi devreye girecek, teklif af teklifi olarak görüşüldüğünde özel görüşme yöntemine tabi olacak. Mecliste af teklifinin yasalaşabilmesi için 3/5 karar yeter sayısı aranacak, yani 360 milletvekilinin teklife evet oyu vermesi gerekecek.

Teklifinizi af teklifi değil de basit bir kanun teklifi gibi gösterdiğinizde o zaman Meclisin genel toplantı nisabı olan 1/3 yani 200 milletvekili ile Meclisi açar, 1/4  ten bir fazla 151 milletvekilinin evet oyu ile çok önemli bir düzenlemeyi Anayasayı dolanarak yasalaştırmış olursunuz. Oysa teklifi veren iktidar partilerinin ( Ak parti:291 , MHP:49 ) toplam 340 milletvekilleri var. Hepsi evet oyu verseler dahi af için  Anayasanın aradığı nitelikli çoğunluğu yakalayamamaktadırlar.

Kaldı ki iktidar partilerinin içinde çok sayıda milletvekili af düzenlemesinin bu şekliyle yasalaşmasından rahatsızlar. Bunu sözleriyle ifade edemeseler de, hal ve hareketleriyle ifade ediyorlar. İki partinin toplam milletvekili sayısı 340 olmasına rağmen, geçtiğimiz gece teklifin görüşülmesi sırasında yapılan yoklamada toplantı yeter nisabı bulunamadı, 200 milletvekilini Mecliste tutamadıkları için Genel Kurul kapanmak durumunda kaldı.

İktidar teklifi basit kanun yapma yöntemiyle görüşerek, kamuoyunun tartışmasına fırsat vermeden, muhalefetle konuşmadan, uzlaşmadan kendisi için, kendi belirledikleri kişiler için af çıkarmaktadır. Muhalefetle uzlaşmak zorunda kalsa, düşüncesini söyleyenler, gazeteciler, siyasiler, şiddete bulaşmamış kişiler  cezaevinde dururken, rüşvet, zimmet, irtikap, gasp gibi suçları işlemiş ve her türlü yolsuzluğun içinde yer almış kişiler, henüz takibata alınmamış olanlar dahil olmak üzere af kapsamına alınabilir mi idi ?

İkincisi, Anayasa Mahkemesi Faktörü

AYM af kanunları gündeme geldiğinde “ eşitlik ilkesi” gereğince af düzenlemelerinin kapsamını diğer suçları da kapsayacak şekilde genişletebiliyor.

İktidar affın kapsamının genişlemesinden çekindiği veya bir görüşe göre bu işin sorumluluğunu AYM’ye yıkmak için özünde af olan bu düzenlemeyi 5275 sayılı İnfaz kanununda yapacağı değişikliklerle örtmeye, gizlemeye çalışıyor.

Nitekim AYM, 2000 yılında benzer yöntemlerle çıkarılan ve kamuoyunda “ Rahşan Affı” olarak bilinen düzenlemeyi af düzenlemesi olarak görmüş ve verdiği kararlarla kapsamını genişletmişti. Ancak AYM’nin sonraki yıllarda Ceza İnfaz Sistemi üzerinden yapılan düzenlemelere kayıtsız kaldığını söyleyebiliriz. Kanaatimce iktidarın beklentisi düzenlemeye karşı AYM’nin kayıtsız kalması. Bu günkü AYM’nin üye yapısı bıçak sırtı olduğundan, AYM’nin ne yönde bir tutum belirleyeceğini bizde merak ediyoruz.

Üçüncüsü ve hepsinden önemlisi, siyasi risk ve sorumluluk

İktidar partileri bir “ affın “ siyasi riskini ve sorumluluğunu almak istemediklerinden affa af diyememektedirler.

Maalesef iktidar son yıllarda sorumluluktan kaçmaktadır. Olumsuzlukları üzerine almama, sorumluluğu başkalarına yıkma hususunda pek mahir olmuştur.

Af çıkarmanın bir siyasi riski vardır. Vatandaşlar ilk günlerde ne yapıldığının farkına varmadan sessizce bekleyebilirler. Gün geçtikçe işin rengi ortaya çıkmaya başlar, iktidarın kendisi için af çıkardığı anlaşılınca kamuoyu çok sert bir tepki verebilir. Nitekim Rahşan affı ters tepmişti. İktidarın büyük ortağı DSP ilk seçimde yüzde bir oy alarak baraj altında kaldı ve bir daha da iflah olmadı. Bu trajik oy kaybının tek sebebi af olmamakla birlikte çok önemli etkisinin olduğu bilinmektedir.

Vatandaşlar henüz yolsuzluk yapanların, beytülmala el uzatanların, rüşvet alanların, zimmete bulaşanların geriye doğru tamamının af edildiğini idrak edememiş olabilirler. Ancak iktidarın, sonrası için hazırlık yaptığı açık seçik görülmektedir. Rahşan affı, DSP+MHP+ANAP ın oluşturduğu koolisyonun iktidardan düşmesine olumsuz etkisi olsa da, sonraki dönemde AYM’de Yüce Divan sıfatıyla yapılan yargılamalarda çok işlerine yarayacaktı. Yargılanan bakanların bir kısmı Rahşan affı sayesinde ceza almaktan kurtulmuşlardı.

İktidar partileri muhtemel tepkileri aza indirmek için af kavramını ısrarla kullanmaktan kaçınmakta. İktidar bir taraftan affa af demiyerek siyasi sorumluluktan kurtulmak istiyor, diğer taraftan affın getireceği muhtemel faydalardan da azami istifade etmek istiyor.'

 

 


Cuma 15.6 ° / 10 °
Cumartesi 16.1 ° / 9.6 °
Pazar 13.7 ° / 2.7 °