Sitemiz Enpolitik köşe yazarı Ahmet Rauf Akay, 'Tiyatro' başlığı ile yayınlanan bugünkü yazısında dün 2 saatliğine istifa eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu ve 'tek adam sultasını' yazdı.
'AKP iktidarında her şey ama her şey istismar edildi. Bu da onlardan biriydi. Soylu, geç duyurulan sokağa çıkma yasağının neden olduğu sorunların sorumluluğunu kendi kararı olmadığı halde üzerine alarak CB'na yönelen eleştirilerin önünü aldı. Bu hamle ile vatandaşın gazı alındı.' diyen Akay, yazısında şöyle kaydetti:
'Sokağa çıkma yasağına 2 saat kala yapılan açıklama Korona salgını için alınan bütün tedbirleri bir anda yok etti. İnsanlar sokağa dökülerek temel ihtiyaçlarını gidermeye çalıştılar. Sosyal mesafe ortadan kalktı. Haftalardır yapılan uyarıların hepsi boşa gitti. Önümüzdeki 15 gün içinde bu zamanlama hatasının neye mal olduğunu hep beraber göreceğiz.
Açıklamadan Sağlık Bakanını ve Bilim Kurulu'nun bile haberinin olmadığı sonradan ortaya çıktı. Karar bir gün önce alınmış ama açıklama sokağa çıkma yasağının uygulanacağı saatten 2 saat önce ilan edilmişti. Vatandaşa hiç bir hazırlık yapma imkanı verilmemişti. Eleştiriler üzerine İçişleri Bakanı Soylu, Hürriyet'e verdiği röportajda eleştirileri kabul ettiğini söyledi. Akşam da Cumhurbaşkanına -ömür boyu sadakat ve bağlılığını- bildirerek istifa etti.
Türk siyasetinde akıl geri planda olduğu, yaşananlardan gerekli dersler çıkarılmadığı için bütün televizyonlar bu istifayı konuşmaya başladılar. Akla ziyan yorumlar yapıldı. Mesele o kadar ciddiye alındı ki yeni Bakanın kim olacağı bile konuşulmaya başlandı. Oysa her şeyin istismar edildiği bir iktidar anlayışında -istifa müessesesinin de- istismar edileceği hesap edilerek şöyle biraz kenarda durup beklemek gerekirdi. Tek adam düzenlerinde tek bir irade vardır, o da tek adamın iradesidir. Diğer iradeler bu irade karşısında fazla bir anlam ifade etmez. Oradan bir karar çıkmadığı müddetçe diğer konuşma ve irade açıklamalarının bir anlamı yoktur. Siyasetçimizin de, medyamızın da bunu bilmesi gerekirdi.
İki saatlik bir malayani sürecinden sonra CB İletişim başkanlığından yapılan açıklamada, Süleyman Soylu'nun istifasının kabul edilmediği, görevine devem edeceği ifade edildi. Böylece yapılan yorumların hepsi havanda su dövmek, aradan 18 yıl geçmesine rağmen mevcut iktidarı hala okuyamamak olarak kaldı.
İstifa bir erdemdir. Hata yaptığını düşünen siyasetçiler sorumluluğu üzerlerine alarak istifa ederler. Demokratik ülkelerde çok işleyen bir müessesedir. Lakin 'demokrasimsi' yapılarda bu mekanizma hiç işletilmez. Koltuklarla üzerine oturanlar yapışıktır. Onları ancak kerpetenle söküp almak gerekir. Çünkü kimse hata yaptığını kabul etmez. Herkes yaptığının en iyisi olduğunu düşünür. Ortada hesap sorma şuuruna sahip bir halk da yoksa siyasetçi için doğru ile yanlışın bir önemi kalmaz.Ne yaparsa yapsın bedel ödemez.
AKP iktidarında her şey ama her şey istismar edildi. Bu da onlardan biriydi. Soylu, geç duyurulan sokağa çıkma yasağının neden olduğu sorunların sorumluluğunu kendi kararı olmadığı halde üzerine alarak CB'na yönelen eleştirilerin önünü aldı. Bu hamle ile vatandaşın gazı alındı. İki saat boyunca sosyal medyada on binlerce yorum yapıldı. Yorumlar ağırlıklı olarak Soylu'nun göreve devam etmesi yönündeydi. Soylu, mesela kendisi istifa etmese CB tarafından görevden alınsaydı bu yorumların çoğu muhtemelen tam tersine olacaktı. Çünkü geri demokrasilerde siyasetçi değerini kendi yaptıklarından değil, lidere gösterdiği sadakatten alır. Soylu'da bunun farkında olduğundan istifası aslında bir ömür boyu sadakat ilanından ibaretti.
Kısacası, iki saatlik bir tiyatro oynandı. Halkın aklıyla bir defa daha alay edildi. Güzide medyamız ve muhalefetimiz de bu oyuna alet oldu. 2 saat sonra herkes konuştuğu ile kaldı. Dünyanın hiçbir ciddi devletinde Twiter üzerinden istifa olmaz. İstifa ilgili makama sunulur, sonuçlandıktan sonra da kamuoyuna ilan edilir. Bir istifa ilgili makamdan önce kamuoyuna sunuluyorsa o istifa değil, tepkileri yatıştırma maksadına matuf bir operasyondur.'