Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selim Temurci, Fox TV’ye verilen cezayı ve koronavirüs ile mücadele edilen günlerde artan baskı ortamını Medya Notu sitesine değerlendirdi.
Bu meseleyi sadece Fox TV ile sınırlandırmadan çok farklı açılardan da değerlendirebiliriz. Şu son zamanlarda olup bitenleri tekrar bir hatırlamak lazım.
Özellikle infaz yasası, dernekler yasasında meydana gelen çok önemli değişiklik. Belediyelerin bağış toplamak istemesi ve hükümetin sergilediği karşı tavrı, aş evlerinin kapatılması… En son da üniversitelerde terör propagandası denilerek akademisyenlerin terörle suçlanmasının yolunun açılması. Buna benzer bir çok olumsuzluk yaşanıyor koronayla mücadele günlerinde.
Yukarıda sözünü ettiğim hususlarla birlikte düşünüldüğünde denilebilir ki iktidar Türkiye’de medyanın özgürlüğünü elinden alarak onu değersizleştirmeye çalışıyor. Şu an iktidarın bizzat kontrolünde tutamadığı birkaç televizyon kanalından biri Fox TV. Milletimiz neredeyse bütün kanallarda iktidarın aynı kişiler tarafından aynı cümlelerle koro halinde övülmesinden, alkışlanmasından bıktı.
Her televizyon kanalında aynı adamlar, aynı cümlelerle, aynı methiyelerle konuşuyor. Millet bunlardan bıktı. Medyanın özgürlüğünü kaybettiği bu ortamda haber kanalı olarak bilinen iktidar destekçisi birçok kanal da milletin gözünde değerini yitirdi.
Bu baskı ortamda işini biraz daha özgür yapma yeteneği olan televizyon kanalları daha çok izlenmeye başladı. Bunu en son İstanbul seçimlerinde de gördük.
Sabah ve akşam kuşağında haber kanalları içinde en çok izlenen kanal Fox TV oldu. Ülkeyi yönetenler de bu programların çok izlendiğini biliyor. İktidar partisinin adayları bile buralarda boy gösterdi.
Ben biraz önce söylediğim şeye tekrar geri dönmek istiyorum. Mesele sadece Fox TV meselesi değil. Doğrudur Fox TV’yi kapatabilirler, her şey olabilir.
Temurci: İktidar hukuku muhalefeti cezalandırma aracı olarak kullanıyorHerkesin cezalandırabileceği hukuki bir altyapı oluşturuldu ne yazık ki Türkiye’de. En son infaz yasası da bunun tuzu biberi oldu. Burada en başta söylediğim şeye dönersem. Korona ile Türkiye mücadele ediyor. Hepimiz diken üstündeyiz. Böyle puslu ve sıkıntılı bir havada iktidar, sivil toplumu, üniversiteleri, medyayı, farklı ve özgür sesleri kısmak, korkutmak ve yıldırmak istiyor. Bunun hukuki altyapısı da hazırlandı.
Hukuku muhalefeti cezalandırma aracı olarak kullanıyorlar. Millet bunu görüyor. Bu mücadeleyi hepimiz birlikte vermek zorundayız.
Fox TV’ye cezaları veren RTÜK mü gerçekten?Fatih Portakal şunları söylemiş. Halkı kin ve nefrete falan… Koronavirüs ile mücadelede yapılan doğrular olduğu gibi yanlışlar da var. Bunları siyasetçinin, medyanın söylemesi kadar doğal bir şey olamaz.
Şu anda RTÜK bunu dile getiren insanları cezaya çarptıracaksa bu şu anlama gelir. Yarın sivil toplumun, siyasetçinin, medyanın konuşma hakkı elinden alınıyor demektir.
'Emir almadan bu kararı verecek güçleri olduğunu düşünmüyorum'Ben bu cezayı veren RTÜK üyelerinin herhangi bir yerden, neresi olabileceğini biz biliyoruz, emir almadan verebilecek güçleri olduğunu düşünmüyorum. Bu kararlar talimatla alınıyor.
Adalet diye yola çıkan iktidarın geldiği nokta içler acısıdır. Kendisine karşı her düşünceyi cezalandıranların bu ülkede gelecekleri olduğunu düşünmüyorum.
Tekrar altını çizmek isterim bu sadece Fox TV meselesi değil. Bunu daha geniş bir perspektifte değerlendirmeliyiz. Bütün özgürlüklere pranga vurulacak işlemler yapılıyor, kararlar alınıyor.
Herkesin hassasiyetle bu meselenin üzerine gitmesi lazım. Çünkü eğer böyle giderse yarın kimsenin bu ülkede sesinin çıkamayacağı bir ortam hazırlanmak istiyor. Bu uygulamalar hükümetin çok daha otoriterleşmesine kapı aralayabilir.
'Davutoğlu’nun Fox’a çıktığı gün ceza verildi'Fox’a verilen bu cezanın genel başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun sabah programında İsmail Küçükkaya ile yapmış olduğu programdan hemen sonra ortaya çıkmış olması da ayrıca düşündürücüdür. Her ne olursa olsun Türkiye’de hiçbir televizyon programının, kanalının şiddetle ilişkisi yoksa, düşüncelerinden dolayı, olup biteni pozitif ya da negatif değerlendirmesinden dolayı bu şekilde muameleye tutulmasını Gelecek Partisi olarak asla tasvip etmiyoruz.
