Tarih: 18.04.2020 15:52

Eczaneler maske sorunlarına çözüm arıyor!

Facebook Twitter Linked-in

BBC Türkçe'ye konuşan eczacılar, acilen maskeye ulaşması gereken ancak SMS gitmediği için ulaşamayan kişilerin oldukça fazla olduğunu söylüyor. Ankara Etimesgut'taki bir eczanede yarım saat içerisinde, 50'den fazla kişi maske almaya geldi ancak bulunduğumuz eczanenin maske stoku kalmadığı için eli boş döndü. Müşterilerle ilgilenen diğer çalışanlar sürekli vatandaşların 'Maske var mı, ne zaman gelecek', 'SMS kodu gelmedi, ne zaman gelecek' şeklindeki sorularını yanıtladı.
Maske soran vatandaşlar arasında üzerinde önlüğü ile eczaneye giren bir sağlık çalışanı da bulunuyordu.
Bilgi almak için gelen başka bir vatandaş ise, 'Halktan maddi yardım için günde iki kere SMS atanlar bize hala maske mesajı atmadılar. Paramla alamıyorum, sürünüyoruz' diyerek eczaneden ayrıldı.
BBC Türkçe'ye konuşan eczacılar bağlı oldukları depo tarafından günde bir kere 500 maske teslimatı yapıldığını ancak talep eden her vatandaşa maske veremediklerini söylüyor.
Batıkent'te bir eczacı, yakınındaki bir hastane yüzünden her gün en az 15 koronavirüs pozitif hastayla temas halinde olduğunu ve ücretsiz maske dağıtımı uygulamasıyla birlikte eczanesindeki yoğunluğun arttığını ifade ediyor:
'Yakınımdaki eczanede pozitif teşhisi koyulan ve evde izolasyona gönderilen kişiler direkt bana geliyor. Bunun yanında günde en az 250 kişi maske sormaya geliyor. Bugün bir personelimi sadece maske dağıtımına ayırdık ve 200 kişiye maske dağıttık. Maske almak isteyenler için eczanenin sağ tarafında bir sıra oluşturduk.'
Türk Eczacıları Birliği BBC Türkçe'ye yaptığı yazılı açıklamada, çalışanlar ve kronik hastalığı bulunan kişilere daha etkili bir şekilde maske ulaşabilmesi için maskeye bir tavan fiyat belirlenerek satışa devam edilmesi gerektiğini söylüyor.
'Üzerinde kan lekesi olan maske gördük'
Etimesgut'ta, Çukurambar'da ve Batıkent'te konuştuğumuz eczacıların hepsi, ücretsiz dağıtılan maskelerde belli bir standart olmadığını ve her maskenin kalitesinin birbirinden farklı olduğunu söylüyor.
Depolardan eczanelere günlük olarak dağıtılan maskelerin bazıları tek tek ambalajlı olarak gelirken, bazıları açık halde geliyor. Bazı maskelerde burun kısmını korumaya yarayan tel bulunurken, bazı maskelerde tel bulunmuyor.
Eczanelere ulaşan bazı teslimatlarda maskeler açık ve toplu olarak 'çöp poşetleri' içerisinde gelirken, bazıları kutularla geliyor. Eczacılar maskeler arasındaki bu kalite farkının faturasının kendilerine kesildiğini ifade ediyor.
Etimesgut'taki eczacı, 'Vatandaşlar, 'Eczacılar bize kötü maskeleri veriyor, iyisini kendisine saklıyor' demeye başladı ama bize gelen maskeleri biz seçmiyoruz, ne gelirse onu dağıtıyoruz' diyor.
Çukurambar'da bir başka eczacı ise, kendisine gelen maskelerin bazılarını çöpe atmak zorunda kaldığını şöyle anlatıyor:
'Bize gelen maskeler gerçekten çok kötü durumda, içlerinden bazılarını ayıklamak zorunda kalıyoruz. Üzerinde kan lekesi, talaş ve kıl olan maskeler gördük. Nerede ve nasıl üretildiğini bilmeden dağıtımlarını yapıyoruz. Maskeler bazı arkadaşlarımıza kutulu halde değil, poşete doldurulmuş halde ulaştı mesela.'
Batıkent'te başka bir eczacı ise maskelerin kalitesi yüzünden bir vatandaş ile yaşadığı gerilimi anlatıyor:
'Bana şu ana kadar hep kutulanmış maske geldi ama bir eczacı arkadaşıma siyah ve yıkanabilir maske geldi, onları dağıttı mesela. Maskelerin kimi telli kimi telsiz geliyor. Telsiz olanlardan verdiğim müşterim geldi 'Benim maskemin telini çalmışsınız, sizi şikâyet edeceğim' dedi. Biz ne yapacağız senin telini?'
Eczacılar, Türkiye'de bundan önce milyonlarca maske talebi olmadığından bu kapasitede bir üretim merkezi olmamasının doğal olduğunu ve maskelerin birden fazla üreticiden gelmesini normal karşılıyor.
Ancak eczacılar şu an dağıtımda olan bu maskelerin devlet tarafından yapılan denetimlerle el koyulmuş maskeler olabileceğinden şüpheleniyor:
'Devlet muhtemelen daha önce kaçak maske üretimi yapan yerlere yaptığı baskınlarda topladığı maskeleri şu an bize dağıtıyor. Benim vatandaşlara ilk dağıttığım maskelerin kutusunun üzerinde üretici şirketin ismi yer alıyordu. Ben aynı şirketi daha önce, Adana'da kaçak üretim yapan bir yere baskın yapılırken çekilmiş televizyon haberinde görmüştüm.'

Sertifika sahibi şirketlerin maskeleri nerede?
Peki bu süreçten önce de hali hazırda maske üretimi yapan ve sertifika sahibi şirketlerin ürettiği maskeler nerede?
Eczacılar, steril maske üretimi yapan şirketlerin sattığı maskelere uzun süredir ulaşamadıklarını söylüyor:
'Tekli şekilde ambalajlanmış steril maske üreten asıl şirketler tamamen ortadan kayboldu. Bedava dağıtım başlamadan önce de bize maske göndermeyi kesmişlerdi. Birkaç kere kendilerine ulaştık ama maskelerini parasını vererek bile alamadık. Ben bizzat bu konuda Ticaret Bakanlığı'na şikâyette bulundum.'
Maske üreticilerinin yaptığı fiyat artışından sorumlu olmadıklarını söyleyen Etimesgut'taki eczacı, çoğu kez 'fırsatçılıkla' itham edildiklerini anlatıyor:
'Ücretsiz maskelerin eczanelerden dağıtılacağı açıklandıktan bir gün sonra henüz hiçbir eczaneye maske ulaşmamıştı. O gün 'Elimizde maske yok' dediğimiz bir hanımefendi, 'Parayla satarken var, bedava satarken yok' dedi.'
Fiyat artışı
Çukurambar'daki eczacı ise salgın henüz Türkiye'de başlamamışken maske ve dezenfektan fiyatlarının üretici şirketler tarafından dört kat artırıldığını ifade ediyor:
'Türkiye'de salgının başlamasıyla birlikte biz üretici şirketlerden bu ürünleri temin edememeye başladık. Ürünlerin fiyatları bir anda dört katına çıktı. Hastalar bizden kaynaklı olduğunu, fırsatçılık yaptığımızı düşündü ve resmi makamlara şikâyet edildik. Bu süreç bizi manevi olarak çok yordu.'
Kendilerini bu süreçte kendilerini motive eden en önemli gelişmenin ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından kendilerine verilen destek olduğunu ifade ediyor:
'Sağlık Bakanı, bir basın açıklaması sırasında bizi takdir etti ve tamamen gönüllülük usulüyle bu görevleri üstlendiğimizi söyleyerek teşekkür etti. Bu bizim için maskeden, dezenfektandan kazanacağımız paradan bin kat değerliydi ve resmen tüm eczacı gruplarında coşkuyla karşılandı. Çünkü biz eczacılar olarak biraz takdir edilmek istiyoruz.'

'Acil ihtiyacı olan çoğu kişiye SMS kodu henüz gitmedi'
İlk olarak 57-65 yaş arasındakilere SMS ile kod gittiğini söyleyen eczacılar, bu yaş aralığında yer almayan ancak çalışmak zorunda olduğu ve evde kalamadığı için maskeye ihtiyaç duyan kişilerin maskeye ulaşmakta zorluk yaşadığını ifade ediyor. Etimesgut'taki eczacı, her vatandaşa maske ulaşsa bile '10 gün için beş maskenin' çalışan kişilere yetmeyeceğini çünkü maskelerin ömrünün birkaç saat olduğunu söylüyor:
'Maske mesajı gitmeyen ama acilen maskeye ulaşması gereken insanlar maskeye ulaşamıyor, çalışan nüfus görmezden geliniyor. Ayrıca diyelim ki beş kişilik bir ailedeki tüm telefon hatları tek bir kişinin üzerine kayıtlı. Bu durumda beş kişi için sadece bir SMS kodu gidiyor.
'Maskeye ihtiyacı olan ancak ulaşamayan çalışan kişiler bize karşı daha gergin oluyor. Maskelere bir tavan fiyat belirlenip, mutlaka satın alınarak da ulaşabilir olması gerekiyor.'
TEB Başkanı Erdoğan Çolak da 'Maskeye ulaşamayan çalışanlar ve kanser hastaları, diyaliz hastaları gibi yüksek risk grubundakiler var. Ayrıca göçmen ve mültecilerin ya da şu anda ikametgahında olmayan kişilerin maskeye nasıl ulaşacağı konusunda çözülmemiş durumlar mevcut' diyor.
Çolak, 'Ücretsiz maskelerle birlikte, devletin belirlediği sabit bir ücret karşılığında eczanelerden maske satışının da yapılmasını öneriyoruz' ifadelerini kullanıyor.
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —