İmamoğlu açıklamasında, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve diğer belediyelerimizin millete yardım faaliyetlerine ‘terör örgütü’ benzetmesi yapan, kim olursa olsun yanıtını alır. Ama şimdi ne vakti ne sırası. Bu hakkımı şahsen saklı tutuyorum” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’nun açıklaması şu şekilde:
“Biz belediye başkanları, siyasi tercihlerin ötesinde geniş toplumsal uzlaşı ile seçilmiş, her partiden vatandaşımızın oylarıyla göreve gelmiş kişileriz. Makama geldikten sonra parti rozeti çıkmış, oy versin vermesin, tüm vatandaşlarımıza hizmet etmek zorunda olan insanlarız. Şimdi düşünsenize; tüm dünyada ve ülkemizde bir salgın var. O salgının meydana çıkardığı başka zorluklar var. Başta ekonomik zorluklar. Ve tüm bu zorluklar ortadayken, bir belediye başkanı hiç bir şey yapmayacak! Bir belediye başkanı hiç bir işe karıştırılmayacak! İstenen bu.
Bu mümkün mü Allah aşkına? Bu makamlara oturmaya mı geldik, hizmet etmeye mi? Millet bizleri ihtiyacı varken yanında görmeyecek de ne zaman görecek? ‘Devlet yapıyor’ diyorlar; belediye de bir devlet kurumu değil mi? Biz her gün, devletimizi idare edenlere beraber çalışalım, diye dil döküyoruz. Bizi itseler de, toplumun faydası adına yaklaşmaya devam ediyoruz. Ama karşımıza çıkarılan yanıt şu oluyor: ‘Bu tür teşebbüsler özellikle FETÖ-PKK gibi terör örgütleri tarafından denenmiştir.’
Dünyanın hiçbir ülkesinde, millete ekmek dağıtan, gıda kolisi götüren kısacası, Anayasal görevi gereği hizmet eden belediyelere, ‘terör örgütü’, başkanlarına da doğal olarak ‘terör örgütü lideri’ muamelesi yapılmaz. Dünyanın hiçbir yerinde, terör örgütlerini sempatik gösterme riski olan, böyle tehlikeli cümleler de kurulmaz. Tarafımıza yöneltilen bu ağır sözlere anlık yanıt vermeme sebebimiz, milletimiz zorluk içindeyken ağız dalaşına girmenin, milletin ihtiyacına hiç bir fayda getirmeyeceğini bildiğimizdendir.
Yoksa meydan boş değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve diğer belediyelerimizin millete yardım faaliyetlerine ‘terör örgütü ‘ benzetmesi yapan, kim olursa olsun, yanıtını alır. Ama şimdi ne vakti ne sırası. Bu hakkımı şahsen saklı tutuyorum. Liyakata, adalete, merhamete, koordinasyona dayalı bir çalışma yapıyoruz. Şimdilik arkamızdan gelen çok ağır ithamlara, kafamızı geri çevirip bakıyor, duyuyoruz. Ama ses etmeden yola devam ediyoruz. Arkamızdan bağıran kimselerle kaybedecek vaktimiz yok, biz millet için önde koşmaya devam ediyoruz.
Ama susuyoruz… Aziz milletimizin hem hatırı hem hayrı için.”