Prof. Dr. Şenel Önaldı: 'Sanatta, müzikte ağırlıklı olabilmek' yetişme tarzı ve kültüre bağlıdır...

Prof. Dr. Şenel Önaldı:

Sitemiz Enpolitik yazarı, iletişimci, İTÜ TMDK Dr. Öğretim Üyesi Göktan Ay’ın, sanatçı-derlemeci-yorumcu Prof. Dr. M. Şenel Önaldı ile yaptığı “müzik, akademi, sanat, toplum” konulu söyleşiyi yayımlıyoruz…

AY: Hocam, nasılsınız? Birlikte çok görev yaptık, sizi; cesur, çalışkan, üreten, heyecanlı, sözünü esirgemeyen ve hatasını kişinin yüzüne söyleyen, dobra bir kişi olarak tanıdım. Bir sanatçı için emeklilik güzel mi, tavsiye ediyor musunuz?

ÖNALDI: Teşekkür ederim çok iyiyim. Sanatçının emeklisi olmaz. Malum, “sanat sanat için vardır” biz de sanat için her türlü katkıyı sağlamaya halâ devam ediyoruz. Örneğin, boş zamanlarımda “”her türde beste” yapıyorum. Takriben 800 civarında bestem oldu. Daha da yapmaya devam ediyorum. Bu eserler bizi” ölümsüzleştirecek olan unsurlar” olacak.

AY: Siz,1975’te açılan, İstanbul Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı’nın kurucu kadrosunda görev aldınız. Bölümlerde önemli hizmetleriniz oldu!..Çok sayıda öğrenci yetiştirdiniz, çoğu iyi görevlere geldi. Şimdi, geriye bakınca neler hissediyorsunuz?

ÖNALDI: Yapı olarak daima “ileriye bakan” bir kişiliğim vardır. Gönül; öğrencilerimin geldikleri yere değil, daha ileri gitmelerini ister. Elbette ki şu andaki her öğrencimin iyi bir konumda olması, benim için gurur kaynağıdır. Ancak bulundukları konumla birlikte, insani değerlerinde de üstün olmalarını bekler, hatta tavsiye ederim.

AY: Özellikle Azeri müziğinin ve tar çalgısının repertuvara alınmasında çok uğraş verdiniz. Tar’ın halk çalgıları içine alınmasına neden zorlandınız?

ÖNALDI: Zorlandım denemez. O günlerde TRT Halk müziği bölümünde olmam dolayısıyla, halk çalgılarımıza bir renk daha katmak amacıyla, bağlama gurubunun içinde olmasını ben istemiştim. İyi de olmuştur.

 

AY: Konservatuarımızın ilk kurulduğu yıllarda ve mezun olduğumuzda sözü geçen, alanda ağırlığı olan, bir konuya takılınca sorulan, sohbet edilen, saygı duyulan hocalarımız vardı. Mesela; Siz, Nida Tüfekçi, Neriman Tüfekçi, Tülin Korman, Tülin Yakar Çelik, Niyazi Sayın, Alââddin Yavaşça, Bekir Sıtkı Sezgin, Arif Sağ, Selahattin İçli, Fikret Değerli, Cafer Açın, Rahmi Sönmezocak…Şimdi ağırlıklı isimler kalmadı ve herkes aynı seviyeye geldi!...Bunu neye bağlıyorsunuz?

ÖNALDI: Adı anılan ve bir kısmı rahmete kavuşan sanatçı abilerimizin, ablalarımızın hemen hepsi “seçkin” kişilerdi. Geçmişte konservatuar yoktu. Bu işin okulu yoktu amma, bu kişiler geçmişin usta ve üstatlarınca özelliklerine göre beğenilmiş, seçilmiş ve topluluklara katılarak orada eğitimlerini almış kişilerdi. Ocaktan yetişme derler ya… Ben, Tülin Yakarçelik,  Arif Sağ, Fikret Değerli  ve Cafer  Açın gibi sanat erbapları, hem usta çırak ilişkileriyle hem de müzik sanatının eğitimini  alarak belli yerlere gelmiş  kişilerdik. “Sanatta ağırlıklı olabilmek” yetişme tarzı ve kültüre bağlıdır. Bu sanatçıların her birinin “ayrı meziyetleri” ve ayrı “musiki özellikleri” olması nedeniyle, bu günkü ortama kıyasladığımızda, ne yazık ki, bu çeşit özellikleri şimdiki sanatçılarda görmemiz mümkün değildir.

AY: Sadece İTÜ TMDK’da değil, İstanbul Radyosu’nda da kayıtlar yaptınız, büyük sanatçılarla program yaptınız. Bu isimlerle birlikte olmak size ne kattı?

ÖNALDI: Öğrenmenin yaşı yoktur. Elbette ki, “her sanatçı büyüğümüzden” yerine göre faydalanmışızdır. O kişilerden bilgi alabilmek için, araştırıcı olmak, sormak gerekir. Bilgi almanın, sormanın da çeşitli yollarını bir folklorcu olarak sen benden daha iyi bilirsin.

AY: 2809 say.kan.geçici 10.md.2.fıkrasına göre, sizde benim gibi, eksik unvan aldınız. Prof. olmanız gerekirken, Doç. oldunuz ve sonra düzeltilmedi. Bu süreç ile ilgili bilgi vermek ister misiniz? Bu konuda kırgın olduğunuz kişiler var mı?

ÖNALDI: Tabi ki var. Başta bu işe çomak sokan “üniversite bitirmemiş”  ya da “üniversite bitirmiş ve dost geçinen meslektaşlarımızın” marifetinin olduğunu bilmek gerek. Bunları sen de iyi bilirsin. İsimlerini açıklamak istemem doğrusu.

AY: Yıllar sonra Düzce Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fak.Müzik Bölümünde Prof. oldunuz. Bir akademisyen- sanatçı olarak nasıl bir ortamda çalıştınız? Meraklı öğrenci ve halk kesimi var mı?

ÖNALDI: Profesörlüğüm  İTÜ’ye bağlı, kurucusu olduğum T.M.D.Konservatuarımızda olmalıydı. Bunda da, o zamanki rektörümüzün ve bazı arkadaşlarımızın günahı vardır. Uzunca bir emeklilik sonrası, Düzce Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesindeki  Müzik bölümünü  açmak için, bu kadroya atanmış oldum. Kendi gurubumuzdaki Doç.Dr. Müslüm Akdemir ve Kemal Akdemir gayretleriyle bölümü en hızlı ve randıman verecek dereceye getirdik. Çok gayret gösterildi. İyi çocuklar yetiştirildi. Halk kesimi çok meraklıydı. Hatta üniversitedeki meraklı arkadaşlarımızdan Prof., Dr. ve birkaç kişiyi daha aramıza katarak onlara da eğitim vermiş olduk.

AY: Konservatuar sayısı 48 oldu. Çoğalmayı nasıl karşılıyorsunuz? Ayrıca, büyük emek verdiğiniz İTÜ TMDK’nın kuruluş amaçlarına ulaştığına, halen bu yolda çalıştığına inanıyor musunuz?

ÖNALDI: Konservatuarların artması, üniversitelerin çokluğu ile doğru orantılıdır. Daha önce söz ettiğimiz “saygın ve bilgin sanatçıların” bugün olmayışı, bu konservatuarlara da yansımaktadır. Bazılarında, maalesef;  “ayaklar baş durumundadır.” Geçmişte  Konservatuarımızın; bazı cevval kişilerin olması, mezunlarımızdan üstün kapasiteli olanlarının seçilmesi nedeniyle, büyük yankıları, etkinlikleri, hizmetleri olmuştur. Bugün bu yankılar bir tarafa, neredeyse sonradan kurulanların arkası sıra durumuna düşürülmüştür. Adı sanı nerdeyse silinmek durumuna gelmiştir.

AY: “Arzu Gızım”, “Size Selam Getirmişem”, “Geceler Ay Geceler”, “Can Hatice”, “Fikrinden Geceler Yatabilmirem”, “Şiire Gazele”, “Gaş Gabak” v.b. derlemeler yaptınız, ud-bağlama- tanbur-bas kemençe-tar icra ettiniz, yurt içi-dışı konserler verdiniz, Beste çalışmalarının yanı sıra; 15'liler Opereti, Giresun'da Düğün, Atatürk'ün Hayatı ve konçertoları, Tar Metodu, Ali Ağa Vahid'den Seçme Gazeller, Prozodi, Hızlandırılmış Nota Eğitimi, Türk Musikisi Kompozisyon ve Nazariyatı, Türk Halk Oyunları'nda Çalgılar, Türk Halk Çalgıları Bilgisi, Türk Halk Müziği ve Edebiyatı, THM Analiz Metodu, THM'de Düzümler ve Usuller, Bir Pınar Ki... ve Ninniler,THM Ansiklopedisi,Giresunda Düğün, Türk Müziğinde Makamlar ve Taksim Notaları adlı eserleri ortaya koydunuz. Ülkemizin ve akademinin sizi gerektiği gibi kullandığını düşünüyor musunuz?

ÖNALDI:  “ Hızlandırılmış Nota Eğitimi “ dedin de aklıma geldi. Hatırlarsan senin gayretlerinle “Halk Eğitim Genel Müdürlüğüne” bağlı olarak birçok Halk Eğitim Merkezinde, “Usta Öğretici Kursları”nda   birlikte olduk. Bu kitabım da, işte o zamanki eğitimlerde kullanılmıştı. 10 saatlik bir sürede, nota okumayı bilmeyen öğrencilere kısa zamanda nota okumayı öğrettik. Ayrıca Çerkezköy ve Şarköy Halk Eğitim Merkezlerinde de, 80 saatlik bir programla,  ilk kez “Usta Müzik Öğretmen Kursları”nı ben başlatmış ve birçok kişiye de diploma vermiştim. Bunların arasında Milli Eğitime bağlı dershane açan, hatta Üniversite Müzik bölümü ve  Konservatuarlarında Öğretim Elemanı olarak çalışan  arkadaşlarımız da vardır. Üniversiteler maalesef benim gibi kişilere gereken görevi ve önemi vermemiştir. Söz gelimi, günümüzde “bestekârlık eğitimini veren” bir yer bilmiyorum var mı? Bu konuda çok daha verimli olacağımı düşünüyorum. Fakat, bunu kime anlatmalıyız, onu da bilemiyorum.

AY: Birkaç parçaya bölünmüş MESAM’a, mahkeme tarafından  kayyum olarak atandınız!...Nasıl bir problemle karşılaştınız? Neler söylemek istersiniz?

ÖNALDI: Atanma durumumuz kayyum olarak değil de; İstanbul Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin kararıyla, hem mahkemelerin eski bir bilirkişisi, hem Mesam üyesi, hem de kariyer sahibi olmam nedeniyle, görevden alınan yönetimin aynı görev ve haklarına sahip olmak koşuluyla, Geçici Yönetim Kurulu üyesi olarak atanmış olduk. Problemler eskiden beri gele-gelmiş  bir yığın halinde. Esasen olağan Genel Kurulu belirlemek üzere görevlendirildik. Ancak Kovit 19 virüsü yüzünden genel kurul yapılamadı ve ertelendi. Bu kurumda yapılacak çok iş var ve bizler sorunları azaltmak üzere harekete geçmiş vaziyetteyiz. Sanatçılarımıza gereken faydaları temin için, ekip olarak seri ve hızlı bir şekilde çalışmaktayız ve de çalışmalarımıza  devam edeceğiz.

AY: Çok teşekkür ederim. Sağlıklı yıllar diliyorum…

ÖNALDI: Ben de size teşekkür ediyor ve sağlıklı bir yaşam diliyorum.