Daha önce Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ'ın ilgili Bakanlara çağrıda bulunduğu 'sağlık malzemesi tedarikçilerinin borçlarına' ilişkin açıklamaya sektör temsilcilerinden de bir açıklama geldi.
Özdağ çağrısında, sağlık malzemesi tedarikçilerinin alacakları konusunda hassasiyet gösterilmesi gerektiğini, aksi takdirde tıbbi malzeme sıkıntılarının yaşanabileceğini belirtmiş, tıbbi malzeme tedarikçilerinin maddi sıkıntılar nedeniyle iflas ederek işsizler ordusuna katılabileceklerine dikkat çekmişti.
Konuyla ilgili bir çağrı da Tıbbi Cihaz ve Malzeme Sektörü'nden geldi.
Sektör temsilcileri ve dernekleri tarafından yapılan açıklamada şunları kaydetti:
'Tıbbi Cihaz Sektörü; yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen her zaman Devletimizin ve Milletimizin yanında olan, kamu sağlığını önceleyen, ülkemiz için katma değer üreten stratejik bir sektördür.
Tıbbi Cihaz Sektörü, 70 yılı aşkın geçmişi 10 bine yakın şirketi ve 250 binin üzerinde çalışanıyla bir bütündür. Geride bıraktığımız 20 yılda Sendikası, Federasyonu ve İhtisas Dernekleri ile sivil toplum yapılanmasını da başarıyla tamamlamıştır. Sektör Firmalarımız, Sağlık Bakanlığımızdan ruhsatlandırılarak yönetiminde Mesul Müdürleri, sahada Satış Tanıtım Elemanları ve hastanelerde Klinik Destek Uzmanlarıyla ülkemizin sağlık sistemine çok önemli katkılarda bulunmaktadır.
Tıbbi Cihaz ve Malzeme Tedarikçileri, yıllardır olduğu gibi en zor dönemlerde Türkiye’nin binlerce noktasına, hatta en ücra bölgelerde bulunan Sağlık Kuruluşlarına kadar her gün bıkmadan usanmadan tıbbi cihaz ve malzeme sağlamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü Covid-19 salgınını ilk kez Pandemi olarak ifade etti!
İlk kez 2020 yılının Ocak ayında Çin’de ortaya çıkan Corona Virüs Salgını (Covid-19) hızla yayılarak tüm Dünya’yı olumsuz şekilde etkilemiştir. Salgın nedeniyle Uzak Doğu ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede özellikle tıbbi sarf malzemeler ile diğer tüm tıbbi cihazların üretim, tedarik ve kontrollü kullanımı konusunda bizzat Devletler tarafından etkin tedbirler alınmak durumunda kalınmıştır. Bu durum karşısında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Çin'de ortaya çıkan yeni tip Corona Virüs (2019-ncov) salgınıyla ilgili 'Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu' ilan edildiğini 30.01.2020 tarihinde ilgi (a) ile Dünya kamuoyuna duyurmuştur.
Tedarik Problemleri
Tüm dünyada tıbbi malzeme ve kişisel koruyucu ekipmanlara olan talep yüzde 300 arttı!
Tüm dünyayı olumsuz şekilde etkileyen ve ülkemizde de etkisini giderek arttıran bu salgın durumu karşısında tıbbi malzeme ve kişisel koruyucu ekipmanlara olan talep %300 artmıştır. Özellikle yurtdışındaki Tıbbi Malzeme ve Kişisel Koruyucu Ekipman üreticilerinin artan hammadde maliyetleri, tüm dünyada arz talep dengesindeki değişim ve halen devam eden hareket kısıtlamalarına bağlı olarak %50 oranında düşen işgücü karşısında, yurtdışından gelmesi gereken planlı sipariş yüklemelerinde 7-8 aya varan gecikmeler ve beraberinde ürünlerin birim fiyatlarında beklenmedik artışlar yaşanmaktadır.
Tıbbi Cihaz Sektörü ağırlıklı kamu taahhütleri dolayısıyla ciddi bir maliyet riski altında olup başlıca maliyet riskleri; tedarik süreçlerindeki daralma, navlun ücretleri, aşırı artan fiyatlar ve kur riskleridir.
Kamu İhale Sözleşmeleri
İş artışları fırsat olarak görülmemeli, genelge uygulanmalı, sektöre kolaylık gösterilmelidir!
T.C. Cumhurbaşkanlığı Makamınca 02.04.2020 tarih ve 31087 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2020/5 sayılı ‘’Covid-19 Salgınının Kamu İhale Sözleşmelerine Etkisi’’ Genelge kapsamında ülkemizde faaliyet gösteren ve ağırlıklı olarak kamu ihaleleri ile sağlık kurum ve kuruluşlarımızın tıbbi malzeme ihtiyaçlarını karşılayan Tıbbi Cihaz Firmaları, ihale taahhütleri konusunda ciddi sorunlar yaşamaktadır.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında sözleşmelere taraf olan firmalarımız ekonomik ve ticari riskler altındadır.
İlgi Cumhurbaşkanlığı genelgesi kapsamında Kamu Hastaneleri ve Tıp Fakültelerinin sözleşme sürelerinin uzatılması başta olmak üzere; mücbir sebep kapsamında tedarik edilemeyen malların sözleşmelerinin iptali konusunda kolaylık sağlamaları beklenmektedir. Diğer yandan ifası tamamlanan sözleşmelerle ilgili iş artışı talebinde bulunulması sektörün bu şartlarda kaldıramayacağı yükler getirmektedir. Bu fiili durum Kamu İdareleri tarafından bir avantaj olarak görülmemeli ve bu tutum derhal terk edilmelidir.
Vadesi Geçmiş Ödemeler | Finansal Sorunlar
Tıbbi Cihaz Sektörünün alacakları ivedi olarak ödenmelidir!
Tüm dünyada eş zamanlı olarak görülen ve beklenmedik sonuçlar doğurmaya devam eden Covid-19 salgınıyla birlikte Tıbbi Cihaz ve Malzemelerin hayati önemi tüm dünyada ve ülkemizde bir kez daha anlaşılmıştır.
Tüm dünya ülkelerinde Tıbbi Cihaz Tedarikçileri ekonomik ve psikolojik olarak desteklenirken, Türkiye’de Tıbbi Cihaz firmalarının geçmişten gelen (Devlet Hastanelerinde 9-10 aydır , Tıp Fakültelerinde ise 24-36 aydır) ödenmemiş alacakları mevcuttur.
Bu zor şartlar altında Tıbbi Cihaz ve Malzeme sektörü, sağlık kurumlarımızın ihtiyaç duyduğu tıbbi malzemeleri ve insanlarımızın ihtiyaç duyduğu koruyucu tıbbi malzemeleri kesintisiz olarak sağlayabilmesi için finansal desteğe ihtiyaç duymaktadır.
Sektörümüze verilecek teşviklerden ziyade, birikmiş vadesi geçen alacaklarımızın ödenmesi dahi bu süreçte sektöre önemli bir enjeksiyon ve motivasyon kaynağı olacak, elbette bundan ülkemiz fayda sağlayacaktır.
Algı Sorunları ve Yasaklar
Tıbbi Cihaz Sektörü aslında tıbbi bir ürün olmayan maske yüzünden töhmet altında bırakılmıştır!
Covid-19 salgınını ülkemizde görüldüğü Mart’20 ayından itibaren en önemli ihtiyaçlardan birisi olan Cerrahi Maskelerle ilgili sektörümüzün dışından olan ruhsatsız merdiven altı iş yerleri tarafından yapılan spekülatif ticari hareketler (standarda uymayan) bu maskelerin fiyatlarını astronomik olarak arttırmıştır. Esasen Tıbbi Cihaz statüsünde olmayan Kişisel Koruyucu maskeler yüzünden maalesef sektörümüz hiç hak etmediği halde ciddi bir töhmet altında bırakılmıştır.
Bugün gelinen noktada halen maskenin satışı, dağıtımı ve üretim standartları konusunda önemli bir mesafe kaydedilememiştir.
Tıbbi Cihaz Sektörü, 70 yılı aşkın geçmişi 10 bine yakın şirket ve 250 binin üzerinde çalışanıyla bir bütündür. Geride bıraktığımız 20 yılda sivil toplum yapılanmasını da tamamlayan ve Sağlık Bakanlığından ruhsatlı olarak, başında Mesul Müdürleri, sahada Satış Tanıtım Elemanları ve hastanelerdeki Klinik Destek Uzmanlarıyla ülkemizin sağlık sistemine katkıda bulunmaktadır.
Bu kadar kritik ve hayati bir sektör olan Tıbbi Cihaz Sektöründe salgın ortamında dahi Kamu ile STK’larımız arasında istenen düzeyde yeterli dialog kanalları kurulamadığından Kamu Kurumları tarafından aceleye getirilmiş, tek taraflı ve hatta bazı polisiye tedbirler uygulanmaktadır.
Başta solunum sarfları olmak üzere birçok tıbbi malzeme ve cihaz bileşenleri ülkemizde başarıyla üretilmektedir. Üretimi tüketiminden/ihtiyaçtan fazla olan ve dünyanın önemli üreticilerine gerek bitmiş mamul gerekse aksesuar olarak ihraç edilebilecek potansiyele sahip ürünler (özellikle solunum sarfları) ihracat yasaklarına takılmaktadır. Hatta bazı isim benzerlikleri olan farklı amaçlı tıbbi malzemelerin (oksijen maskesinin koruyucu maske sanılması gibi) ihracatı dahi bilgi eksikliğinden dolayı engellenmektedir.
Çifte Standartlar
Teşvikler sözde kaldı!
Tıbbi Malzeme Tedarikçileri, Türkiye’nin binlerce noktasına, hatta en ücra bölgelerde bulunan Sağlık Kuruluşlarına kadar her gün bıkmadan/usanmadan, gece/gündüz demeden tıbbi cihaz ve malzeme sağlamaktadır. Salgın anında bile her türlü enfeksiyon riskine karşı Sağlık Çalışanlarımızın yanında yer alan Sektörümüzün, Devletimiz tarafından teşvik sağlanan sektörlerin dışında bırakılması kabul edilebilir bir durum değildir.
Diğer yandan, Kredi Garanti Fonundan sağlanması gereken KGF kredileri konusunda, Kamu Bankaları dahil olmak üzere Özel Bankalardan da türlü gerekçelerle beklenen ekonomik kaynak sağlanmamaktadır.
2016 yılındaki 15 Temmuz darbe girişimine ve 2018 yılındaki ekonomik saldırılara maruz kalan ülkemizin, son 1-2 yıldır coğrafyasında yaşanan siyasi zorluklar, mülteci krizinin adeta ülkemizde sosyal bir probleme dönüşmesi ve en son olarak gündeme gelen Covid19 salgınına rağmen bu dönemde faal kalabilen ticari şirketlerimizin ve esnafımızın ayakta kalabilmesi dahi takdire şayandır. Bu durum karşısında hem devlet bankalarının hem de özel bankaların daha anlayışlı ve destekleyici olması beklenmektedir.
Dünyanın en büyük havacılık şirketi konumunda olan Dünyadaki gururumuz THY (Türk Hava Yolları) tıbbi cihaz ve malzemelerin taşınmasına yönelik hiçbir kolaylık sağlanmamakta aksine öncelik sıralamasında daha geride olan ürünleri tıbbi malzemelerle bir tutarak 3-4 kat taşıma ücretleri uygulamaktadır.
Yaşanan tüm zorluklara rağmen Tıbbi Cihaz ve Malzeme Sektörü her zaman Devletimizin ve Milletimizin hizmetindedir.
Bilgilerinize ve değerlendirmenize arz ederiz.
Saygılarımızla'